Abdulkadir ÇELEBİOĞLU

Abdulkadir ÇELEBİOĞLU

Risale-i Nur, Kur'ânî ve Hikemîdir-4

Risale-i Nur eserlerindeki cümleler âyet-i kerîmelere ve hadîs-i şerîflere dayandığı gibi Kütüb-ü İslâmiyeye ve ehl-i sünnet ulemâsının müteferrik mevzûlarda kaleme aldıkları eserlere isnad eder/dayanır.

Üstâd Bediüzzaman'ın sır ve ser kâtibi Mehmed Feyzi Efendi'nin de dediği gibi; "Üstâd Hazretleri, Risale-i Nur'ları Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat akîdesi ile kavâid-i Ehl-i Sünnet'i esas tutarak kaleme almış, ondan kıl kadar inhiraf etmemiştir." [Mehmed Feyzi Efendi'den Hatıralar - 2 (Karanlıktan Nura), s. 393]

Risale-i Nurlar'ın ehl-i sünnet akîdesi üzerine olduğu meselesinin üzerinde durarak baştan sona okunmalı ve işin ehli tarafından tespitler yapılıp nazarlara sunulmalıdır.

Bir misal vererek bunu gözle görülür hâle getirelim; «İmam-ı Şafiî (ra) gibi çok büyük müçtehidler demişler: "Besmele tek bir âyet olduğu halde, Kur'ân'da yüz on dört defa nâzil olmuştur."» (Sözler, s. 12)

Burada İmam-ı Şafiî Hazretleri'nin ifadesi nakledilmiștir. Besmele hakkında kısa bir tahlil yapalım;
«Ebû Hüreyre'nin rivayetinde ise Resûlullah (asm):
"Fâtiha'yı okuduğunuz zaman 'Bismillâhirrahmânirrahîm'i de okuyunuz. Çünkü Fatiha Kur'ân'ın anası, Kitabın anası, yedişerli iki (es-Seb'u'l-mesâni)dir. Bismillâhîrrahmânirrahîm de onun âyetlerinden biridir." demiştir."» (Darekutnî, Salat, babu vucûbi kıraati Bismillah) Bu hadîs rivâyeti de aynı minvaldedir.

İmam-ı Şafiî'nin bu kanaati ile alâkalı kaynaklarda şu bilgi vardır; «İşte bu kanıtlara dayanan Şafiî, Besmele'yi Fâtiha'dan bir âyet saymıştır, Öteki sûrelerdeki besmeleler hakkında tereddüdlü bulunan Şafiî, kâh Besmele her sûrenin âyetidir, kâh yalnız Fâtiha'dan bir âyettir, demiştir.»
(el-Câmi’li Ahkâmil-Kur’ân, 1/93)

Yalnızca besmele hakkında İmam-ı Şafiî'nin görüşü yoktur. Aksi görüşü müdafaa edenlerin de dayandığı şu gibi rivâyetler de vardır;
Enes İbn Mâlik şöyle demiştir: "Peygamber'in (asm), Ebubekir'in, Ömer'in ve Osman'ın arkasında namaz kıldım. Bunlar (Elhamdu lillâhi rabbi'l-âlemîn) ile başlardı, namazın ne önünde, ne de sonunda (Bismillâhirrahmânirrahîm) demezlerdi." (Müslîm, Salât, 52; Nesâî, İftitâh, 20)

"Onlardan hiçbirinin, (Bismillâhirrahmânirrahîm) dediğini duymadım." (Müslîm, Salât, 51)

"Onlar okumaya (Elhamdülillâhi rabbi'l-âlemîn) ile başlardı." (Dârimî, Salât, 34)

Bir başka hadîs-i şerîf de şu şekildedir; «Hz. Ebû Hüreyre, Peygamberimiz'den (asm) şu hadîsi nakletmiştir:
"Yüce Allah buyurdu ki: Namazı benimle kulum arasında ikiye ayırdım. Yarısı benim için, yarısı kulum içindir. Kulumun dilediği, kendisine verilecektir. Kul, elhamdu lillâhi rabbi'l âlemin dediği zaman Allah: Kulum bana hamdetti, der. Kul, er-Rahmâni'r-rahîm dediği zaman Allah: Kulum benim şerefimi andı, der. Kul, mâliki yevmi'd-din dediği zaman Allah: Kulum işini bana havale etti, der. Kul, iyyâke na'budu ve iyyâke nesta'în dediği zaman Allah: Bu, benimle kulum arasında (bir sır)dır. Kulumun istediği kendisine verilecektir, der. (Ebû Dâvûd, Salât, 132 ; Nesâ'î, İftitah, 23; İbn Mâce, Edeb, 52)
Kul, ihdinâ's-sırâta'l-mustakîm... dediği zaman Allah: Kulumun dilediği verilecektir, der."»

Yukarıda verdiğimiz nakillerde Hz. Peygamber (asm), Fâtiha'nın âyetlerini sayarken besmeleyi zikretmemiştir.
İşte İmam Mâlik, bu delillere dayanarak Neml Sûresi'nin 30. âyeti dışındaki besmelenin, âyet olmadığı kanâatine varmıştır. Ona göre besmelenin sûre başlarına yazılması, Hz. Peygamber'in (asm) böyle emretmesi ve her işe besmele ile başlanmasını buyurması yüzünden olabilir. Gerçi besmelenin, sûre başlarına yazılması mütevatir olarak nakledilmişse de besmelenin Kur'ân olduğuna dair tevatür yoktur.

«Hanefîlere göre besmelenin Kur'ân'a yazılması, onun Kur'ân olduğunu gösterirse de her sûreden bir âyet olduğunu göstermez. Besmelenin, namazda Fatiha ile beraber açıktan okunmadığına dair hadisler de onun, Fâtiha'dan bir âyet olmadığına delildir. O halde her sûre başında bulunan besmele, müstakil bir âyettir, sûreye dâhil değildir. Yalnız Neml Sûresi'nin ortasında geçen besmele, o sûrenin bir âyetidir.»

«Sûrelerin başında bulunan besmelenin birer âyet olup olmadığı hususunda dört ayrı görüş vardır. Bunlar:
1. İmam Malik ve Evzâi'ye ve bazı Hanbeli âlimlerine göre sûrelerin başında bulunan besmelelerden hiçbirisi Kur'ân'dan değildir.
2. İmam-ı Azam, besmelenin sûrelerin arasını ayırmak için nazil olmuş başlı başına, müstakil ve tam bir âyet olduğu görüşündedir. Çünkü vahye dayanarak Kur'ân'ın sahifeleri arasına girmiştir.
3. İmam-ı Şafiî, İmam Ahmed bin Hanbel ve Abdullah bin Mübarek'e göre, besmele, başında bulunduğu her sûrenin ilk âyetidir.
4. Yalnız Fâtiha'dan bir âyettir. Sûrelerin başında bulunan besmeleler ise o sûreye besmele ile başlayıp, besmeledeki berekete ve fazilete ermek içindir.
Şevkanî, Neylü'l-Evtar isimli eserinde, besmelenin, başında bulunduğu sûreden bir âyet olduğunu iddia edenlere bir şey denilemeyeceği gibi, başında bulunduğu sûreden bir âyet olmadığını söyleyenlere de bir şey denilemeyeceği konusunda icmâ olduğunu söyler. (Şevkâni, Neylü'l-Evtar, 2:225)»

Mesele bu şekildedir. Nurlar'da bir cümle içerisinde İmam-ı Şafiî'nin (ra) ifadesi yer verilmiştir. Teferruatına girilmemiştir.

(Devam Edecek)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
32 Yorum