İşte TBMM'deki Medresetüzzehra kanunu
Medresetüzzehra'nın TBMM'deki kanun teklifine daha sonraki aşamalarını gösteren belgelerine ulaştık
Kadir Aytar'ın haberi:
RİSALEHABER-Bediüzzaman Hazretlerinin büyük ideallerinden birisi olan doğu vilayetlerinde fen ve din ilimlerinin birlikte okutulacağı, uluslarası bir üniversitenin açılması ile ilgili kanun teklifine daha sonraki aşamalarını gösteren belgelerine ulaştık.
Van mebusu Haydar beyin TBMM’ye sunduğu teklifte 21 mebus arkadaşının da imzaları var. Teklifte medresetüzzehranın mali kaynakları ve Doğu Anadolu’da icra edeceği ahlaki, iktisadi ve asayiş açısından tesirle zikrediliyor.
17 Şubat 1923 (339) tarihinde teklif edilmiş olan metin şöyle:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ RİYASET-İ CELİLESİNE
Harb-i Umumiden evvel Kosova medresesine tahsis olunan yürmi bin altun liradan on yedi bin altun Van’da yapılacak Medresetü’z-zehra ismiyle müsemma bir daru’l-ulum-ı İslamiyeye tahsis edilmişdi. Van Valisi Tahsin Beyin ve aşairin teşebbüsüyle temeli atıldı. Aşair taahhüd etdiler ki zekatın bir kısmını o medreseye tahsis edeceğiz, hatta zekatın zekatıyla iki bine yakın leyli talebe idare edilecekdi. Hem de Maliyenin tasarrufunda olan oranın evkafı da mühim bir yekün teşkil eder. Şimdi ise oraların Ermeni ihtilal komite menba’ları olan münderis (izi kalmamış) kiliseleri de oranın evkafına mal olmuş. O vakitde öyle bir müessesenin vücuduna esbab-ı mucibe bir ise şimdi ondur. Çünkü o zaman yalnız bir hasm-ı dini var idi. Şimdi cenubdan, şimalden, şarkdan hem de cehalet-i dahili ile beraber ahlak ve esasat-ı diniyeyi ifsad eden esbab taaddüd edüp halkı kavgaya sevk ediyor. O nazik mevkide ve öyle bir kavimdeki her şey din nokta-i nazarından muhakeme eder. Esasat-ı diniyeyi i’la ve takviye eden böyle bir müesseseden başka hiçbir tedbir ciddi semere vermez, verse de muvakkatdır. Binaen aleyh böyle bir müessese-i aliye-i ilmiyenin o havali halkının tahsil-i ilm ve irfanına tahsisi vilayat-ı şarkiyede devletin asayişinde, iktisadiyatında, ahlakiyatında müessir-i hayır ve şükran tevlid edeceğinden ve’l-haletü hazihi bir altun liranın mukabili yedi lira ve levazım-ı inşaiye ve sairenin fiyatça eskisine nisbetle birkaç misli tezayüd etmiş olduğundan bugünkü paranın kıymeti nazar-ı dikkate alınarak bu zirdeki mevadd-ı kanuniyenin kabuliyle bu emr-i hayrın bir an evvel kuvveden file ısdarı mülk ve milletin selamet ve saadetini gaye-i emel tanıyan Meclis-i Ali-i Milliye arz ve teklif eyleriz. 17 Şubat sene 339 (1923)
1- Van’da [Medresetü’z-zehra] namıyla bir daru’l-ulum-ı İslamiye inşa ve küşadı kabul edilmişdir.
2- Masarif-i inşaiye içün 339 (1923) senesi Şer’iye ve Evkaf büdcelerine yüz elli bin lira idhal edilmişdir.
3- İşbu kanun tarih-i neşrinden i’tibaren mer’i olacakdır.
4- İşbu kanunun icra-yı ahkamına Şer’iye ve Evkaf Vekaleti memurdur.
Erzurum: Nusret - Genç: Doktor Haydar - Erzurum: Asım Vasfi - Erzurum: Hüseyin Avni - Bitlis: Sa’dullah Fevzi - Van: Hakkı - Van: Haydar – Karahisar-ı Sahip: Ali – Mardin: Necib – Çankırı: Behcet – Kayseri: Alim – Bursa: Emin - Genç: Hamdi – Hakkari: Mazhar – Bursa: Hayri – Afyon: Hulusi - Kütahya: Cevdet İzrap – Batum: Hahutzade – Tokad: Mustafa – Kastamonu Meb’usu: Abdulkadir Kemali - Menteşe: Mustafa
GENEL KURULA SEVK EDİLİYOR
Daha sonra, 6 Eylül 1923 (339) tarihinde TBMM Layiha Encümeninde (Komisyonunda) görüşülen teklif “dini esasları yüceltecek ve takviye edecek yüksek bir müessesenin açılması ile ilim ve irfan sahasındaki gelişmelere bir adım teşkil edeceği” belirtilerek Genel Kurulca görüşülmesi uygun görülmüş ve sevk edilmiştir.
Encümen 25/24 numaralı kararı şöyle:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ 6/9/339 (1923)
LAYİHA ENCÜMENİ
25 /24 Karar
RİYASET-İ CELİLEYE
Van’da “Medresetü’z-zehra” namıyla bir darü’l-ulum-ı İslamiye inşa ve küşadı ve masarif-i inşaiyesi içün 339 (1923) senesi Şer’iye ve Evkaf büdcelerine yüz elli bin lira idhal edilmesi hakkında Van Meb’usu Haydar Bey ve rüfekasının 17/2/39 (1923) tarihli teklif-i kanunisi Encümenimizce tekrar mütalaa olundu. Teklif-i mezkur mahiyeti esasat-ı diniyeyi i’la ve takviye edecek bir müessese-i alinin küşadı ile ilim ve irfan sahasındaki tekamülata hatve teşkil edeceğinden şayan-ı müzakere görülmüş olmakla Hey’et-i Umumiyeye (Genel Kurula) arza karar verildi.
Katip Mazbata Müdiri namına Layiha Encümen Reisi
Hüseyin Yahya Sami Sırrı Emin
Hey’et-i Umumiyeye
9/9/39 (1923
Şer’iye ve Maarif encümenlerine
12/9/39 (1923)
TBMM Diyanet İşleri Evkaf Encümenince 29/11/1341 (1925) tarihli ve 3 numaralı kararla Genel Kurula 1/12/41(1925) gününde sunulan kanun teklifi 2 Kanun-ı Evvel (Aralık) 341 (1925) tarihinde kanunlaşmıştır.
Kanun metni aynen şöyle:
BİSMİHU
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ 29/11/1341 (1925)
DİYANET İŞLERİ
Evkaf Encümeni
Aded
3 Karar
RİYASET-İ CELİLEYE
1-Van’da bir medrese küşadı (açılması).
2-Evkaf büdcesine dahil müteferrika maaşatı.
3-Evkaf Nizamnamesinin ta’dili.
4-Şer’iye Vekaletinden musaddak icazetnameye malik olmayanların ilmi kisvesi labis olmamaları (giymemeleri) hakkında merbuten takdim kılınan tekalif-i kanuniye tevarih-i muhtelifede kavanin-i mahsusa ile Meclis-i Alinin kararına iktiran etmiş ve Encümence de bittab’ ta’yin-i muameleye mahall kalmamış olmasına binaen Makam-ı Riyasete takdimi karargir olmuşdur efendim.
A’za: Süleyman Sırrı
Katip: Mustafa Feyzi
Mazbata Müdiri: Safvet
Reis:Mustafa Fehmi
Hey’et-i Umumiyeye
1/12/41(1925)
Yazılmıştır.
Mazbata kabul edilmişdir. Fi 2 Kanun-ı Evvel (Aralık) 341 (1925)
Re’fet beye
Dosyasına
2/12/341 (1925)
BEDİÜZZAMAN NE DEMİŞTİ?
Bediüzzaman bu idealini Tarihçe-i Hayat’ının, 252. sayfasında şöyle özetliyor:
“Sultan Reşad (merhum), on dokuz bin altın lirayı, Van'da temeli atılan o Medresetü'z-Zehra'ya verdi. Temel atıldı, fakat sabık Harb-i Umûmi çıktı, geri kaldı. Beş-altı sene sonra Ankara'ya gittim, yine o hakîkate çalıştım. İki yüz mebustan yüz altmış üç mebusun imzalarıyla, o medresemize yüz elli bin banknot iblağ ederek, o tahsisat kabul edildi. Fakat, binler teessüf, medreseler kapandı, o hakîkat geri kaldı. Fakat, Cenab-ı Hakka hadsiz şükür olsun ki, o medresenin manevî hüviyeti Isparta vilayetinde tesis edildi. Risale-i Nur'u tecessüm ettirdi. İnşaallah istikbalde, Risale-i Nur şakirtleri, o alî hakîkatin maddî sûretini de tesis etmeye muvaffak olacaklar...”