9 validen Güneydoğu'da kültür açılımı

9 validen Güneydoğu'da kültür açılımı

Güneydoğu'daki 9 valinin girişimiyle kurulan GAP Kültür Birliği, adı terörle anılan bölgeyi kültür ve sanat merkezi yapmak için harekete geçti.

Mardin Valisi Hasan Duruer'in başkanlığında yürütülecek etkinliklerde Şırnak, Siirt, Diyarbakır, Batman, Şanlıurfa, Gaziantep, Adıyaman ve Kilis'teki kültürel zenginliğe dikkat çekilecek. Öncelikle bölgeye has halk oyunları, masallar, yöresel yemekler, çocuk oyunları ve efsaneleri derlemeyi planlayan birlik, elde edilen bilgileri Kürtçe, Arapça, Süryanice, Yezidice kitaplar bastırarak kayıt altına alacak. Proje kapsamında her sene bir ile özel yöresel türküler albümü çıkarılacak. Düzenlenecek Uluslararası Edebiyat Günleri'nde ise bölge illerinden seçilen yetenekli çocuklar edebiyatın, sinemanın, müziğin ve resmin ünlü isimleriyle Akademi GAP programlarında buluşturulacak. Birlik Başkanı Mardin Valisi Hasan Duruer, "GAP ve kültür kelimelerini bundan sonra daha sık duyacaksınız. GAP İdaresi'nden de destek alarak bütün bölgeyi sarıp sarmalayan coşkulu bir atmosfer oluşturacağız." diyor. Merkezi Mardin olarak belirlenen Kültür Bir-liği'nin tanıtımı ve yapacağı faaliyetler, 29 Ocak'ta ünlü piyanist Tuluyhan Uğurlu'nun Diyarbakır'da vereceği konserin ardından kamuoyuna açıklanacak.

Merkezi Mardin olarak belirlenen GAP Kültür Birliği'nin Şanlıurfa, Gaziantep, Siirt, Batman, Diyarbakır, Adıyaman, Kilis ve Şırnak'ta eşzamanlı düzenleyeceği etkinlikler, bölge halkının binlerce yıldır biriktirdiği kültürel zenginliği göz önüne sermeyi hedefliyor. Birlik, bereketli toprakların masallarını, efsanelerini, oyunlarını, yemeklerini ve müziğini de derleyecak. Bölgeyle ilgili zengin bir fotoğraf arşivi oluşturmak da projeler arasında yer alıyor.

GAP Kültür Birliği'nin başkanlığını üstlenen Mardin Valisi Hasan Duruer; bugüne değin baraj, sulama, tarım kelimelerini çağrıştıran GAP'ın yeni bir anlam daha kazandığını aktarıyor. Duruer, "GAP ve kültür kelimelerini bundan sonra daha sık duyacaksınız. GAP İdaresi'nden de destek alarak bütün bölgeyi sarıp sarmalayan coşkulu bir atmosfer oluşturacağız." diyor. Bölge insanını ümitlendiren 'açılım' rüzgârını da arkalarına alarak zihinlerdeki 'tekinsiz' Güneydoğu imajını düzeltmek isteyen Duruer, birliğin merkezi olarak Mardin'in seçilmiş olmasını da çok isabetli buluyor: "Mardin, Kuzey Mezopotamya'nın en önemli şehirlerinden biri. Amerika'nın keşfinden önce bu topraklardan 25 medeniyet geçmiş. Bugün hepsinden bir iz görebiliriz; ama yeterince tanıttığımız kanaatinde değilim. Mardin, Avrupa'da olsaydı yılda en az yüz milyon turist çekerdi. Ve buraya gelenler muhakkak Urfa'yı, Diyarbakır'ı, Nemrut'u ve Antep'i de görmek isterdi."

GAP Kültür Birliği çalışmalarını yürüten ekip; bir danışman, bir arkeolog, bir müzisyen ve bir de sanat tarihçisinden oluşuyor. Her şehri farklı bir özelliğiyle sunmaya hazırlanan ekip, görece küçük şehirlerin de bilinmeyen yönlerini ortaya çıkarmak istiyor. Mazisi çok eskiye dayanmayan Şırnak ili mesela, Cizre, İdil hatta Silopi Ovası'yla adından söz ettirecek. Bilinen tarihi MÖ 4000 yılına uzanan Cizre, büyük âlimlerin yetiştiği bir yer aynı zamanda. Yine Şırnak'a bağlı İdil ilçesi Süryanilerin önemli merkezlerinden biri kabul ediliyor ve Silopi Ovası'ndaki höyükler 8-10 bin yıllık bir tarihî geçmişe ışık tutuyor.

Bölgenin kültür envanteri çıkarılacak

Ünlü sanatçı Özdemir Erdoğan, açılımın isminin ne olursa olsun Türkiye için zorunlu bir ihtiyaç olduğunu söyledi. Ayrımcılıkların, gruplaşmaların birlik ve beraberliğe zarar verdiğini anlatan Erdoğan, "Devletin kuruluş felsefesi birçok kişiyi tatmin etmediğinden açılım bir ihtiyaç oldu." ifadelerini kullandı.

Zaman'ın gündemle ilgili sorularını cevaplayan Özdemir Erdoğan, devletin kuruluş yıllarında bazı unsurların yok sayıldığını, görmezden gelindiğini anlattı. Zorlamaların bir sonuç vermediğinin görüldüğünü ifade eden sanatçı, "Biz burada 1000 senedir beraber yaşadığımız insanlarla bir türlü demokratik bir ortamda buluşamadık. Niye böyle, niye uzlaşma kültürü yok? 80 senedir halledilemeyen, birlikte yaşama keyfini gösteremeyen, devamlı ayrımcılık yapan, devamlı gruplaşma hali bu ülkeye büyük zarar verdi. Devletin kuruluş felsefesi birçok kişiyi tatmin etmediğinden açılım bir ihtiyaç oldu. En başından başka bir yöntem bulunmalıydı. Bu yöntemin şimdiki adı 'demokratik açılım'dır. Biz Türk'ü, Kürt'ü, Çerkez'i, Ermeni'si ile Anadoluluyuz." ifadelerini kullandı.

ASKER, DEMOKRASİYİ HAZMEDEMEDİ

Ünlü sanatçı, askerin siyasete müdahalesini de eleştirdi. Askerin demokrasiyi özümseyemediğini anlattı: "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran insanlar genelde asker kökenliydi. Demokrasiyi hiçbir zaman özümsemediler. Ve kendilerinin her konuda söz söylemelerini bir imtiyaz olarak gördüler. 'Bu Cumhuriyet'in asıl sahibi biziz' gibi bir algı oluştu. Dolayısıyla halkın devlet işlerinde olmalarını hazmedemediler. Halkın verdiği oyları çok önemsemediler. 'Bunların verdiği oyla devlet mi yönetilir?' dediler. Darbe planlarının altında da bu ruh hali yatıyor." Erdoğan ayrıca erken seçim isteyenlerin çözüm üretmediklerini, bozuk plak gibi aynı şeyleri söylediklerini ifade etti.
Zaman