ABD'li Sara: Başörtü müthiş bir özgürlük
Amerikan yaşam kültürünün bütün gerekliliklerini yerine getiren ve modellik yapan Bokker, İslam'ı karalamak için yazılan bir kitabı okurken hidayete yürür
Tercüme: Nurgül Bahar
Yeniden İslam'a dönüş yapıp 'ihtida' eden yeni Müslümanlarla gerçekleştirdiğimiz söyleşilerin bu haftaki konuğu Sara Bokker.
Müslüman olmadan önceki hayatında Amerikan yaşam kültürünün bütün gerekliliklerini yerine getiren ve modellik yapan Bokker, İslam'ı karalamak için yazılan bir kitabı okurken hidayete yürüdüğünü söylüyor. Genç yaşında tesettürün, fıtratın bir gereği olduğunun idrakine varmış olan Bokker, şimdilerde tesettürün kadını özgürleştirdiğini anlatmaya çalışıyor diğer insanlara.
İslamiyet'ten önceki hayat tarzınızdan kısaca bahseder misiniz?
Amerikalıyım, yaşadığım büyük şehrin çekiciliğine kendini kaptırmış bir genç kız olarak Miami'de yaşadım. Orada kızların hayat tarzı nasılsa ben de öyle yaşıyordum. Dış görünüşüme çok önem veriyordum bu şekilde diğer insanlara karşı kendimi daha iyi hissediyordum. Ne kadar iyi görünürsem toplumda o kadar iyi bir yerim olduğunu düşünüyordum.
Arayışınız ne zaman başladı?
Hayatım bu şekilde devam ettikten bir süre sonra artık her istediğimi yapabilir bir haldeydim. Dış görünüşümden dolayı beni fark etmişlerdi ve modellik yapıyordum, aynı zamanda fitness hocalığı yaparak geçimimi çok rahat bir şekilde sağlıyordum. Bütün bunlar olurken kendimle yaşadığım dünyam arasında küçük bir uçurum olduğunu hissettim önce.
Katıldığım partilerle, alkollü ortamlarla bu uçurum büyüyordu. Bunun çaresini meditasyonda aradım ilk önce, daha sonra aktivizm denen bir akımı araştırdım. Ama bunların hiçbiri tatmin etmemişti beni. İçimdeki uçurum giderek büyüyordu.
İslamiyet ile tanışmanız nasıl oldu?
İslamiyet ile tanışmam bir kitap sayesinde oldu. Ancak bu kitap düşündüğünüz gibi İslam'ın gerçeklerini anlatmaya çalışan bir kitap değildi. Karalamak ve kötülemek maksadı ile yazılmıştı. O ana kadar bildiklerim zaten çok olumlu bilgiler değildi, terörizm, erkeklerin birden fazla bayanla evlenmesi, bayanların siyah örtülere bürünmesi gibi önyargılı bilgilerdi. Daha sonra Kuran-ı Kerim ile tanıştım, aslında bilgilerimin doğruluğunu kanıtlamak için okuyacaktım bu kitabı.
Tesettür bir bayanın neyi amaçladığının göstergesi, tesettür bir bayanın kim olduğunun göstergesidir. İslam hakkında önyargılara sahip bayanlara diyorum ki, ne kaçırdığınızı gerçekten bilmiyorsunuz!
Kuran'ı okuduktan sonra Müslüman oldum ve bir Müslüman gibi yaşama kararı aldım
Kuran'ı okuduğunuzda düşüncelerinizde ne gibi değişiklikler oldu?
Kuran'ı okuduğumda, onun yaratılış, yaşam, ahiret gibi konulara getirdiği açık örneklerden çok etkilendim. Dikkatimi çeken başka bir nokta da şu oldu; bu kitabı okumak için papaz veya başka birisine ihtiyacım yoktu, doğrudan benimle muhatap oluyordu, direkt bana hitab ediyordu. Kuran benim için kalbimi ve ruhumu anlayan bir adres olmuştu artık. Müslüman oldum ve bir Müslüman gibi yaşama kararı aldım.
Müslüman olduktan sonra hayatınızda nasıl bir değişiklik oldu?
En önemli değişiklik dış görünüşümdeydi bana göre. Kendime uzun bir elbise satın alıp başımı da Müslüman bayanlar gibi örttüm. Daha birkaç gün kendimi göstermek amacıyla yürüdüğüm sokaklarda şimdi bu yeni kıyafetimle yürüyordum. İnsanlar, mağazalar, her gün gördüğüm yüzler hepsi aynıydı, değişen tek şey o sokaklarda yürürken içimde daha önce hiç hissetmediğim bir huzurdu.
O anda içimdeki bütün zincirlerin kırıldığını ve özgür olduğumu hissettim. İnsanlara kendimi beğendirmek için pahallı elbiselere ve makyaj malzemelerine ihtiyacım yoktu. İnsanlar özgürlük ve esaret manalarını birbirine karıştırmış diye düşünüyorum o günden sonra. Bu tüketim çağında hep başkası olmaya çalışıyordu insanlar, oysa huzuru içimizde aramalıydık başkası olmakta değil.
Bazı bölgelerde örtülü bayanlara önyargıyla bakılıyor, gerici damgası vuruluyor. Bu konuda söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Bunun başlıca sebebinin televizyonda yapılan kasıtlı programlar olduğunu düşünüyorum. Televizyonda politikacılar, sözüm ona insan hakları savunucuları ve özgürlükçü(!) gruplar tesettürün sosyal hayata uyum sağlama sürecinde bir engel teşkil edebileceğini savunuyorlar. Hatta bazıları daha da ileri giderek 'gericiliğin sembolü' bile diyebiliyorlar.
Örtü, dışarıdan bakıldığında kadının üzerinde bir yük, bir fazlalık gibi görünse de aslında yaratılışının gereği. Kendisini koruması için müthiş bir kalkan. Zaten bu yüzden tesettürlü bayanların daha özgür olduğunu düşünüyorum.
Şunu söyleyebilirim ki, bir bayanın henüz Müslüman olmamış bile olsa sadece bir gün tesettürle sokağa çıktığında neler hissedeceğini, o müthiş özgürlük duygusunu kalbinde hissedeceğini garanti edebilirim. Bunu denememiş bir insan şu anda nasıl bir histen bahsettiğimi elbette anlayamaz.
Tesettür bir bayanın neyi amaçladığının göstergesi, tesettür bir bayanın kim olduğunun göstergesidir. İslam hakkında önyargılara sahip bayanlara diyorum ki, ne kaçırdığınızı gerçekten bilmiyorsunuz!
Milli Gazete