Eyüp OTMAN
Abdülkadir Badıllı
Delikanlı yaşında, Nura Talebe oldu,
O bir Şeyh arar iken, Aziz Üstadı buldu.
Kalktı Urfa ilinden, Isparta’ya ulaştı,
O Şefkat Kahramanı, Üstadıyla hallaştı.
Abdülkadir, Abdurrahman, Zübeyir ve Ceylan;
Hüsrev gibi, talebeliğe kabul olunan.
Abdülkadirlerin birincisi, Ünvânını alan;
Ve de; “Kürdoğlu” Lâkabına mâ-sadak olan.
Davasına, canını fedâ kılan, Kahraman;
Badıllı Hanedanından, Kınalı bir Kurban…
Sattı koyunlarını, teksir makinesi almaya,
Basarak Risaleyi, gâye; Nuru yaymaya.
Yemeğine ortak etti, yorganını ona verdi,
Aziz Üstad, kendisini muhabbetle severdi.
Ve Üstad, Ona şöyle derdi: “Risale-i Nur’daki;
Kudsî mânâ ve hakikat bende iken; ismime;
Bediüzzaman deniyordu. Şimdi o kudsî mânâ;
Benden ayrıldı. Bediüzzaman, Risale-i Nur’dur.”
Bunun gibi birçok hatıra, Ağabeyde mündemiç,
Bu Ağabeyden davaya, fâide olmaz mı hiç?...
Faydalandık mı? Dersen; bence, tenezzül zayıf,
Aramızdaki duvar, zannettik ki; pek nahîf.
Kalınlaşmış yıllarca, ayrıldık değerlerden,
Ne zaman uyanırız, bu geçen seherlerden.
Bahane uyduruldu, ayrı kalalım diye;
Bilemedik bu değerler, Üstadımdan hediye.
İttihadı istemeyen, köşesine kuruldu,
Mevcutla iktifayla, Candan uzak duruldu.
Okuyup, tanıyınca, bildik kıymetlerini,
Finâfinnur olmuş, gezen kâmetlerini.
Olmasaydı Şark’ta bu, Nur’un Kahramanları,
Heder olur giderdi, dağda tüm ihvânları.
Minnettarız hepimiz, saygıyla anıyoruz,
Davanız, davamızdır, Mukaddes tanıyoruz.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.