Açlıkla imtihana hazır mısınız?
Açlık yıllarında ölenleri açlık öldürmez, onları alışmış oldukları tokluk öldürür” demiş İbn-i Haldun...
Yönetmenliğini Zübeyr Şaşmaz'ın yaptığı Açlığa Doymak, birbirlerinden farklı dünyalarda yaşayan üç insanın sıradan hayatlarının, ölümü dileyecek kadar büyük bir azaba dönüşmesini anlatıyor.
SİNE-YORUM: RASİH YILMAZ
Açlık yıllarında ölenleri açlık öldürmez, onları alışmış oldukları tokluk öldürür” demiş İbn-i Haldun... Açlığa Doymak filmini bu alt okumayla da izleyebiliriz ancak doğru sonuçlara ulaşır mıyız orası tartışmalı.
Zübeyr Şaşmaz, Kurtlar Vadisi dizisinde uzun yıllar yaptığı antrenmanların ardından sürenKurtlarVadisi: Filistin veMuro: Lanet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine ile uzun metraja adım attı.
KAZANÇLARININ ZEKATI
Açıkçası ne KurtlarVadisi dizisi ne de Şaşmaz’ın ilk iki filmi ilgi alanıma girdi. Bu yüzden Şaşmaz’ın yeni projesi daha fazla ilgimi çekti. Çünkü derdi olan ve gerçek sinema sanatının izlerini hem konusu hem de sinematografik açıdan taşıyan bir üretimle karşı karşıya kalacağımı düşündüm.
Filmi izleyince bu düşüncemde yanılmadığımı anladım.Kim bilir belki de Şaşmaz popüler kültür ürünü işlerden kazandığı maddi manevi kazançların zekatını Açlığa Doymak ile sinemaya ödemeye karar vermişti.
İyi ki de vermiş. Filmde, “Ruhsal bir azap bedensel bir acıyla yenilebilir mi” sorusuna sizin seyirci olarak verebileceğiniz cevap nedir?
İşte yönetmenin meydana getirmeye çalıştığı zihinsel kırılma anı burada başlıyor. İşi gereği ‘güzel’lerle çalışmak zorunda olan Burcu bedeniyle bir türlü barışamadığı için, ailesini kaybeden Eyüp ‘intikam’duygusunu kontrol altına alamayıp öfkesini başkalarından çıkardığı için kendilerini bedensel açlığa teslim ediyor.
Sena ise yaptığı eylemin sonuçlarından vicdani olarak rahatsız olsa da aldığı karar kişisel değil, örgütlü bir hareketin parçası. Temel nokta insan ve açlıkgibi gözüksede Şaşmaz insanın ulaştığı mertebeleriyle yakaladığı inanç için nelerden vazgeçebileceğine yoğunlaşıyor.
YÖNETMENLİK BAŞARISI
Bu noktada bahsi geçen mertebenin değeri ise tartışmalıdır. Çünkü açlık insanın kendisini terbiye edebileceği veya peşinden gideceği zor bir imtihandır.
Peki insanı, bu tercihi tartacak terazi var mı? Bence Şaşmaz burada terazinin başına seyirciyi oturtuyor. Yargılamayı vicdanlara bırakıyor. Sonuçta Açlığa Doymak, Şaşmaz’ın yönetmenlik becerisini ortaya koyduğu başarılı bir iş. Grifit duyguları işlemekteki başarısı, sanat yönetiminin vasatı aşan performansı, makyajdaki Türkiye sınırlarını aşan kalitesi ve sekteye uğramadan yakaladığı akıcı diliyle Şaşmaz bu filmle gerçek sinema seyircisine, ‘Ben de buradayım’ diyor.
Aynı seslenişi Mete Horozoğlu’nun oyunculuğunda da görüyoruz.
Bu arada son bir not düşeyim: Şaşaalı bir yemek masasında karikatürize ettiği muhafazakar aileyi, son yıllarda ortaya çıkan yeni burjuva için bir eleştiri de kabul edebilirsiniz, bunu bulunduğunuz sosyal siyasal konum itibariyle yadırgayabilirsiniz de. Ama ben bunu Şaşmaz’ın ince bir eleştirisi olarak gördüm, umarım anlayan, ders çıkaran olur.
3 farklı hikaye
Zübeyr Şaşmaz, senaryosunu Mustafa Çevik ile birlikte kaleme aldığı Açlığa Doymak’ta güzelleşmek uğruna kendisini aç bırakan bir kadın (Burcu), karısı ve çocuklarını kaybettikten sonra intikam fikrini kafasından atamayan ve yolu bir şekilde tarikatla kesişip kırk gün halvette kalan bir adam (Eyüp) ve ağabeyi gözaltında kaybedildikten sonra ‘örgüte katılıp’ cezaevine düşen ve burada açlık grevlerine katılan bir tıp öğrencisinin (Sena) hikâyesini anlatıyor.
Bugün