Adnan Menderes konuşurken Yassıada hakimi Salim Başol köpek gibi saldırıyordu
10 yıl boyunca millete hizmet eden Adnan Menderes, uyduruk konularla yargılanıyordu. Son derece kibar bir insan olan Menderes, savunma yaparken hakim Başol, küstahça azarlıyordu. İşte ikili arasındaki bazı diyaloglar...
Seçimle iş başına gelmiş Demokrat Parti hükümeti bundan tam 62 yıl önce askeri darbeyle iktidardan indirildi.
Ardından Yassıada’da kurulan mahkemede partinin yöneticileri yargılandı.
Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın idam edilmesiyle sonuçlanan o yargılamalarda yaşananlar hukuk katliamı olarak hafızalardaki tazeliğini koruyor.
İstanbul Radyosu arşivinden çıkan ses kayıtlarında mahkeme başkanının nasıl savcıya dönüştüğü ve Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlara ne kadar küstahça davrandığı anlaşılıyor.
"Ömrümde süveter giymedim"
Demokrat Parti, 1950–1960 arası tam 10 yıl boyunca iktidardaydı. Darbeciler, Başbakan’a tahsisli örtülü ödeneği kullanmasını da dava konusu yaptı.
Başbakanlığın tüm harcamaları kalem kalem duruşmada konu edildi. Adnan Menderes’in hiç görmediği süveter bile o konulardan sadece biriydi.
Adnan Menderes: Müsaade eder misiniz Beyefendi? Bir noktayı arz edeyim.
Salim Başol: Evet!... Kısa…
Adnan Menderes: Ömrümde süveter giymiş değilim. Beni süveterle görmüş ömrümde bir tek insan çıkarsa.
Salim Başol: Eee kim almış?
Adnan Menderes: Bilmiyorum. Ben bunların hepsini Reis Beyefendi, bendeniz bunların hepsini teker teker kontrol edecek değilim.
Salim Başol: Size, size veriliyor. Para size veriliyor. Sarfından siz mesulsünüz.
Adnan Menderes: Ben..
Salim Başol: Onu memleket, millet menfaatine sarfa siz mesulsünüz.
Adnan Menderes: Elbette!..
Salim Başol: Süveter ben giymem, e kime verildi o?
Adnan Menderes: Elbette!.. Derece derece odacıya kadar gidiyor.
BAŞBAKANLIK KONUTUNUN MASRAFLARI BİLE
TrtHaber'de yer alan habere göre başbakanlık konutunun masrafları da dava konusuydu. Yapılan harcamalar sorulduğunda Menderes sakince cevap veriyordu. Savunmasını dünyadan örnekler vererek yapıyordu.
Salim Başol: Sanık Adnan Menderes, böyle ikametgah için şu masraflar yapılmış olduğu görülüyor. Evet…
Adnan Menderes: Müsaade eder misiniz? Maruzatta bulunayım.
Salim Başol: Buyurun.
Adnan Menderes: Başvekalet ikametgahının, masraflarını sadece benim şahsen karşılamama imkan mevcut olmadığı için bunun başka yollardan karşılanması zarureti kendisini göstermiş bulunuyor. Ne Türkiye’de ne dünyanın hiçbir tarafında 'Başvekil mutlaka kendi evinde oturacaktır' ve 'vazifesini böylesine görecektir' diye bir kaide mevcut olmadığı gibi bütün teamül ve tatbikatta bunun aksinedir.
İngiltere’de öyle Fransa’da öyle İran’da öyle Japonya’da öyle!.. Her tarafta öyle! Çünkü başvekilin birçok davetleri tanıdıkları olacaktır. Bunların gelip de toplanıp da beraber bulunmaları, beraber yemek yemeleri amme menfaatinin ve amme hizmetinin bizatihi kendisi olarak vazi kanun tarafından kabul edilmiş olmalı ki, bu suretle bütçeye 70 ila 80 bin lira 1950 bütçesindeki, bugünkü parayla 250 bin lira yapar, mevzu bahis edilmiş bulunsun.
BAŞOL'UN MENDERES'E KÜSTAH TAVRI
Başbakanlık konutunun harcamaları da Menderes’e yıkılıyordu. Kayıtlar dikkatle dinlendiğinde Hakim Salim Başol’un, Menderes’e kendisini savunma fırsatı dahi vermediği görülüyordu.
Öyle ki Başol’un cevap istediği kalemlerden biri ise “Cımbız”dı. Mahkeme Başkanı Başol sanki hâkim değil, savcı gibi hareket ediyordu.
Adnan Menderes: Müsaade buyurursanız, Reis Beyefendi!..
Salim Başol: Dur efendim! Şimdi Başbakanlık, o Köşk’te oturmasanız, barakada otursanız, farz edelim. Barakada otursanız. Cımbız, Köşk’e oturmanın icabı mıdır?
Adnan Menderes: Müsaade, müsaade buyurunuz.
Salim Başol: Dur efendim! Kesmeyin! Nerede oturursanız oturun, cımbız size lazım olacaktır veya olmayacaktır. Köşk’te oturmanın bir zarureti, bir neticesi hiçbir zaman değildir.
Adnan Menderes: Bunlar…
Salim Başol: Francalalar, dur efendim! Kesmedim ben. Nerede olursa olsun, francalaları yiyeceksiniz.
Salim Başol: Anlaşıldı artık, netice itibarıyla örtülü ödenek sırf şahsi masraflarda hasledilir, yapılır.
Adnan Menderes: Hayır! 'Şahsi masraflarda sarf edilir' demek istemiyorum. Şeyin dışında, yani istihbarat mevzunun dışında sarf edilir noktasını tebdil etmek istiyorum.
Salim Başol: Dışında sarf edilir de şu. Şimdiye kadar okuduğumuz listedeki masraflar yapılabilir mi? Bizim davamızın mevzuu bu.
Adnan Menderes: Elbette 70 bin lira bir cımbız hariç, onu da cımbızla bulmuşlar, çıkarmışlar koymuşlar.
Salim Başol: Nasıl efendim cımbız hariç?
Adnan Menderes: Bir cımbız hariç bunların hepsi, müsaade buyurun Reis Beyefendi.
Salim Başol: İki kurban, piliç,
Adnan Menderes: Evet!
Adnan Menderes: Müsaade eder misiniz? Arz edeyim, arz edeyim.
Salim Başol: Bunlara şu okuduğumuz listedeki...
Adnan Menderes: Başbakanlık…
Salim Başol: Maksadınız anlaşıldı. Şimdi, şu izahlarınıza göre, şu listedeki masrafların yapılmasında hiçbir kanunsuzluk yoktur.
Adnan Menderes: Orasını arz edeyim Reis Beyefendi.
Salim Başol: Söyleyin efendim.
Adnan Menderes: Arz edeyim.
Salim Başol: Söylemiyorsunuz.
Salim Başol: Uzatmayın anladım. Bu sözlerinizden nereye varmak istediğiniz anlaşıldı.
Adnan Menderes: Benim ifadem, benim ifadem vazife ve sıfatımın icap ettirdiği masrafların ya bütçeden karşılanması veyahut da mestur tahsisattan…
Salim Başol: Hayır mesturdan değil, bütçeden…
Adnan Menderes: Müsaade buyurun Reis Beyefendi.
Salim Başol: Anlaşıldı, kâfi efendim, buyurun oturun.
Başbakan Adnan Menderes’in temsil ettiği konumun gereği olarak düzenlediği kahvaltı davetleri bile dava konusu edilen başka bir örnekti.
Adnan Menderes: Biz ailece ailece kendi yaptığımız masrafı kendimizin ihtiyacımızı kendi gelirimizle temin ederdik. Ancak 6 kişiden 7 kişiden 30 kişiye 40 kişiye 100 kişiye kadar davet yaptığımız zamanlar oldu.
Salim Başol: Yapma davet, yapma! Kim diyor size her zaman davet yap diye. Değil mi? Olur mu öyle?
Adnan Menderes: Başvekilin, başvekilin vazifeleri icabı.
Salim Başol: Vazifeleri, her zaman sefa içinde.
Adnan Menderes: Vazifeleri icabı.
Salim Başol: Sefa şeklinde suistimal şeklinde değil, icap ettikçe zaruri oldukça...
Adnan Menderes: Suistimal değil, Reis Beyefendi, geniş...
Salim Başol: Kahvaltıyı hep oradan yapmışsınız.
Adnan Menderes: Reis Beyefendi müsaade buyurursanız…
Salim Başol: Neyse şimdi devam edelim, devam, okumaya devam.
Başbakan, İstanbul'daki görüşmelerinin bazılarını da Park Otel'de yapıyordu. Bunlar kimi zaman diplomatik görüşmeler kimi zaman da ülkenin iç gündemi için yapılan temaslardı.
Ancak mahiyetiyle yapılan harcama kalemleri de acımasızca Menderes'ten soruldu.
Adnan Menderes: Müsaade buyurursanız, Reis beyefendi!.. Bu 800 bin lira 6 senede sarf edilmiş olan 800 bin lira. Eğer sadece benim şahsi ikametim olsaydı, 30 sene otursam bu parayı tutmazdı. Orada mahiyetle beraber...
***
Yassıada’daki yargılamalar dünya hukuk tarihine kara bir leke olarak geçti. Sonunda ise Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan idam edildi.
Celal Bayar’a verilen idam cezası ise 65 yaşını geçtiği için müebbet hapse çevrildi.
Utanç kararlarının altına imza atanlar ise ödüllendirildi.
Mahkeme başkanı Salim Başol ile birlikte çok sayıda isim önemli makamlara atandı. Diğer üyeler ise 1961 sonrası adalet sisteminin üst seviyelerinde göreve getirildi.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.