Ahmet Altan: Bu rejim değişiyor!
Ahmet Altan, Türkiye'de yaşanan değişimin "öz"ünü yazdı
Risale Haber-Haber Merkezi
Ahmet Altan, Türkiye'de yaşanan değişimin "öz"ünü yazdı.
"Ne oluyor Türkiye’de?" diye soran Altan, Taraf Gazetesindeki yazısında "Türkiye, rejimini değiştirmeye çalışıyor. Türkiye’nin rejimi ne? “Asker, yargıç, bürokrat” üçlüsünün “iktidarı” elinde tuttuğu, bir halk dayanağı olmayan bu iktidarın meşruiyetini Atatürk “tabusuna” dayandırdığı, bu “tabuyu” tartıştırmadığı, halkın dışlandığı bir rejim. Anayasası da, yasaları da “bu rejimi” korumak ve sürdürmek için oluşturulmuş. Seçimlerin yapıldığı ama “gizli iktidarın” hiç değişmediği bir sistem bu. Sivil hükümetlerin, “gizli iktidarın” emir eri haline getirildiği bir düzen. Halk ancak “emir erinin” kim olduğunu seçebiliyor ama “gerçek” iktidara dokunamıyor. “Cumhuriyet rejimi” denen rejim bu işte. İktidar “babadan oğla” geçmiyor ama iktidar hep aynı “kastın” elinde kalıyor" dedi.
Parlamentonun “askerlik süresine” bile karar veremediğine dikkat çeken Altan, "Ülkenin ve zamanın gerçekleri artık bu “rejimin” varlığına izin vermiyor. Bu rejim değişecek. Çağın şartları bunu emrediyor. Rejimini değiştiren her ülkede olduğu gibi toplum ikiye ayrılmış vaziyette. Rejimi değiştirmek isteyenler ve rejimi muhafaza etmek isteyenler" şeklinde yazdı.
Türkiye'deki tartışmanın parti meselesi olmadığını vurgulayan Altan, yazısını şöyle sürdürdü:
"Bütün değişim düşmanlıklarını da “AKP’nin özündeki kötülüğe” bağlarlar, sanki AKP’den başka bir parti rejimi değiştirmek istese o partiyi destekleyeceklermiş gibi bir sahtekârlığa saparlar. Mesele AKP meselesi değil, mesele “rejim” meselesi, AKP gider başka parti gelir ama bu rejim kavgası, rejim değişmeden bitmez.
Bugün Türkiye, rejim değiştirmenin mücadelesini yaşıyor.
“Rejim yandaşları” açıkça bu rejimi savunamadıkları için çeşitli “bahaneler” uyduruyorlar.
İşi laf kalabalığına vuran insanlarla karşılaştığınızda iki basit soru sorun.
“Bu rejim devam etsin istiyor musun”, eğer istiyorsan “yerine nasıl bir rejim gelmesini savunuyorsun?”
Bu iki soruyla durum netliğe kavuşur.