Yüce Mevlâ insanları yaratırken, sanatının gereği, onu sayısız his ve duygularla süslemiş. Bu duygular değiştirilemez, ortadan kaldırılamaz. Ancak,  pozitif yönde geliştirilebilir ve eğitimle insani duyguların ön plana çıkarılmasına ve iyileştirilmesine yardımcı olunabilir.

Bu bakımdan, eşinizin karakterini değiştirmeye kalkmayın, zira karakter yaradılıştan gelir. Zorlayarak eşlerine kendi istedikleri şahsiyeti kazandıracağını sananlar, büyük bir yanılgı içinde olduklarının zamanla farkına varırlar.

BOŞANMA TEHDİDİNE DİKKAT

Bazı sözler ok gibi yaydan çıkar, bir daha yerine geri dönmez.
İşte evlilikte kullanılması çok tehlikeli olan sözlerden bir tanesi de, boşanma tehdididir. Hedefi belli olmayan ok fırlatmak, akıllı insanların işi değildir. Zira serseri okun hangi hedefe isabet edeceği belli olmaz.

Tehdit ise sorunlarından kaçanların başvurduğu kolay bir yoldur. Siz sorunlarınızdan kaçtıkça, onlar sizi takip eder, peşinizi bırakmaz. Mutluluğu yakalamak istiyorsanız, dönüp o sorunlarla yüzleşip çözmelisiniz.

Eğer boşanma sözünü çok sık söylerseniz, karşı tarafa bu söz,” buyur bir kahve alır mısın” gibi gelir. Bütün imkânlar denendikten sonra, evlilik yürütülemiyorsa ve her iki taraf da bu beraberlikten işkence çekiyorlar ise, bu gibi tehditler yerine, anlaşarak evlilik bitirilebilir. Ancak bu, bizim şu andaki konumuz değil. Biz evliliklerin devamı için gayret gösterilmesinden yanayız.

EVLİLİĞİNİZİ TEST ETMEYİN

Evlilik ömür boyu sürecek bir beraberlik olarak tesis edilir. “Hele bir evlenelim, yürütemez isek bırakırız” gibi bir düşünceye evliliklerde yer yoktur. Çünkü evlilik ciddi bir müessesedir. Aile toplumun temel taşı ve insanların sığınabileceği en emin bir limandır.

Karadenizli yaşlı bir kadına sormuşlar,
-Anne, bu asansör dört kişi çeker mi?
Yaşlı kadın cevap vermiş,
-Hele siz bir binin, asansör hareket edince belli olur. Eğer düşmezse istediğiniz kata çıkabilirsiniz, demiş

YOL ZORLAŞABİLİR, HEMEN GERİ DÖNMEYİN

Bir evliliği yürütmek bazen çok zevkli ve mutluluk verici bir hadise olduğu gibi, bazen de iğne ile kuyu kazmak kadar zordur, sabır işidir. Zor olan şeyde rahmet olduğunu unutmamak gerekir.

Boşanmalar daha çok evliliğin ilk yıllarında görülür. En tehlikeli dönem iki çocuklu yıllardır. Şunu unutmayalım ki, boşanma çözüm değil çözümsüzlüktür. Boşanmadan en büyük zararı çocuklar görür.

Elbette ki evlilik yolunun bir de dönüşü vardır, ancak bu her iki tarafa da acı verir. Boşananların çoğu evliliğe acele karar verenlerdir. Bununla birlikte eşler ilerlemiş yaşlarına rağmen, çocukları büyüttükten sonra, her birinin ekonomik özgürlüğü de varsa, sorunlarıyla yüzleşmek istemiyorlar ve ne yazık ki boşanmayı tercih ediyorlar.

Misafir olarak geldiğimiz şu dünyada, mutlu olmanın yollarını arayıp bulmak varken, kendi ayağımızla mutsuzluğu gitmek akıl karı değildir.
Mutluluk gittiğin sokakta arkandan gelir, mutsuzluk ise bastığın çimende biter.