Niçin tartışıyorsunuz?
Fındıkkabuğunu doldurmayacak şeyler için sürekli tartışıyor musunuz?
Tartışmalarınız sonucunda her hangi bir anlaşmaya varabiliyor musunuz?
Birbirinizi anlamak, dinlemek için mi, yoksa eşinize üstünlük sağlamak için mi tartışıyorsunuz?

Tartışma, bozulan ilişkileri düzeltmek için yapılıyorsa, güzeldir. Yalnızca üstünlük sağlamak, bir eşin diğer eşe karşı zafer kazanması için yapılıyorsa, tehlike var demektir.  Zira evlilik bir tarafın galip geleceği boks ringi değildir.

Bir arkadaşım şöyle demişti;
“İtiraz et ki, iki kişi olduğumuzu anlayayım.”
İki kişinin olduğu yerde itirazın da olması kadar doğal bir davranış yoktur. Doğru dediğimiz şeyin, sadece bir kişinin dudağı arasında olduğu kabul edilmemeli. Konuşup tartıştıktan sonra daha sağlıklı karar verebileceğimizi bilmeliyiz. Unutmayalım ki, evlilik bir takım oyunudur. Bu takımda kararlar ne kadar çok beraber alınırsa, o ölçüde isabet kaydedilme ihtimali yüksektir.

Ne yazık ki, tartışmanın kavga zannedildiği bir toplumda yaşıyoruz. Tartışma üslubu ile ilgili bilgi ve görgümüzü artırmak için gayret göstermemiz gerekir. Bu konuda daha çok çabaya ihtiyacımız olduğu kanaatindeyiz.

Tartışmalarımızda, konuları yüz yüze müzakere etmeliyiz. Böylece karşılıklı sinerji oluşturup, empati yapmaya çalışırsak, anlaşma ihtimalimiz artacaktır. Eğer tartışmaya katılanların sayısı ikiden fazla ise, daire oluşturarak tartışmakta fayda vardır. Zira göz göze ve yüz yüze yapılan müzakereler insanların birbirini anlamalarını kolaylaştırır.

Eşinizi anlamaya çalışın ve sabırlı olun. Fırtınaya müsaade edin. Zaman zaman nefsinize ağır gelse dahi, yenilgiyi kabullenerek, ona hak verin. Bu olumlu davranışınızın mutlaka karşılık bulacağını göreceksiniz.

Eşinizin hata yapmasına müsaade edin. En önemlisi, şikâyetlere, şikâyetlerle karşılık vermeyin. Karşılık vermek,  doğal olarak tartışmaya yeni ivme kazandırır. Unutmayalım ki, sesi yükselterek konuşmak da bir ikna yöntemi değildir. Bağırıp çağırarak kendimizi kabul ettirmeye çalışmak, yeni çatışmaları körükler. Bu metotla ancak kendimizi ikna ederiz.

Doğru davranış, bizim kullanacağımız, ortamı yumuşatacak tavırlara bağlıdır. Bazen karşımızdakinin sınırlarının bizi sınırladığını görürüz.  Biz ne söylersek söyleyelim, Eşimizin anlamak istediği kadar anlayacağını unutmayalım.