Akademisyenler için Risale-i Nur'dan örnek proje önerileri

Akademisyenler için Risale-i Nur'dan örnek proje önerileri

Risale-i Nur, Kur’an’ın bir tefsiridir. Dolayısıyla bizler birer Kur’an talebesi olarak Kur’an’a vefa borcunu ödemek için bu alanda çaba göstermeliyiz

Prof. Dr. İsmail Kocaçalışkan'ın yazısı

NİÇİN AKADEMİSYENLER RİSALE-İ NUR’DAN PROJE ÜRETMELİDİR?

Her şeyden önce Risale-i Nur, Kur’an’ın bir tefsiridir. Dolayısıyla bizler birer Kur’an talebesi olarak Kur’an’a vefa borcunu ödemek için bu alanda çaba göstermeliyiz.

İkincisi, “Her nimetin şükrü ve zekâtı kendi cinsindendir” kaidesince akademisyenliğin şükrü ve zekâtı için bu yolda çalışmalıyız.

Biz çalışmalıyız. Netice ve muvaffakiyet Yaradana aittir. Sonuç alamasak da görevimizi yapmış oluruz. Gerçi Risale-i Nur marifetullahta terakki için okunmalıdır, ancak bu durum bir yan hizmet olarak proje üretmeye de mani değildir.

Dahası, teşvik var. Bu hususta 20. Söz’de, “Kur’an’daki peygamber kıssaları sırf bir tarihî hikaye olsun diye değil onlardan dersler çıkarılsın diye bahsedilir. Kur’an’ın peygamber mucizelerinden bahsetmesi ise onlar fen ve sanatın son sınırını çiziyor. En son hedeflerini tayin ediyor. İnsanlığın arkasına teşvik elini vurup o gayeye teşvik ediyor” denilmektedir.

Merhum M. Akif de bu hususa teşvik eder:

“Kur’andan alarak ilhamı,
Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı.”

Ayrıca, Hutbe-i Şamiye’de yer alan, “Eğer biz lisan-ı halimizle ahlak-ı İslamiye’yi gösterebilsek sair milletler kafilelerle İslam’a girecekler” cümlesindeki lisan-ı hal’in kapsamına bu tip çalışmalar da girer kanaatindeyim.

Diğer bir nokta da şu ki, biz bilimsel çalışmaları ve buluşları geriden takip ediyoruz. Bir buluş yapıldığında Kur’an’da bu vardı, Risale-i Nur’da yazıyor gibi şeyler söylüyoruz, yazıyoruz. Elbette bunlar Kur’an’ın hakkaniyetini ve bir Allah kelâmı olduğunu gösteren önemli şeylerdir. Bunları söylemek hakkımız.

Ancak Kur’an’da ve onun bu zamandaki bir tefsiri olan Risale-i Nur’da ve hadislerde mevcut hakikatlardan ilham alarak projeler yapsak ve sonuçlarını uluslararası bir dergide yayınlasak ve bunları kaynak göstersek bomba tesiri yapar. O kaynağı merak edenler kaynağı bulup inceleyecekler ve belki de hidayete gelecekler. Böylece bir hizmet-i imaniyeye vesile olacağız.

Ve son olarak, Cumhuriyetin kuruluş yıllarında, “Din terakkiye manidir. Onun için dini dünya işlerine karıştırmamalıyız. Dinin ilimle fenle ilgisi yoktur. Din vicdanlarda yaşanmalıdır” resmî görüşü hakimdi. Halen bu düşünceyi taşıyanlar da az değildir. Bunları fiilen yalanlamak için bu tarz projeler yapmalıyız.

RİSALE-İ NUR’DAN PROJE ÜRETMEK MÜMKÜN MÜ?

Evet mümkündür. Her alanda, sadece fenni değil sosyal alanlarda da projeler çıkarmak mümkündür. Çünkü Risale-i Nur, Kur’an’ın bir tefsiridir. Hadislerden de proje üretilebilir. Çünkü çoğu hadisler Kur’an’da müphem veya kısa olan mevzuları açıklamaktadır. Dolayısıyla proje üretirken Kur’an, Hadis ve Risale-i Nur üçgeninde çalışmalıyız.

Kur’an’da “Yaş ve kuru her şey Kur’an’da yazılmıştır” (Enam, 59) buyurulur. Bunu Bediüzzaman şöyle açıklıyor: “Kur’an’da her şey vardır fakat herkes her şeyi içinde göremez. Zira muhtelif derecelerde bulunur. Bazen çekirdekleri, bazen nüveleri, bazen düsturları, ya sarahaten, ya işareten veya ilhamen bulunur.”

Mesela, Yasin suresi 41 ve 42. ayetlerde “Onlar için bir delil de insan neslini dolu gemilerde taşımamız ve daha nice binekleri onlar için yaratmış olmamızdır” denilerek her çeşit ulaşım vasıtasına işaret ediliyor. Ancak ‘nice binekler’in neler olduğunu yazmıyor.

Yine, elektriğe işaret eden Nur Suresi 35. ayette “Allah göklerin ve yerin nurudur. Onun nurunun misali bir lamba yuvası gibidir ki onda bir kandil vardır. Kandil de cam fanus içindedir…” denilmektedir. Burada açıkça elektrik kelimesi geçmiyor. Elektriğin nasıl elde edileceği ve nasıl kullanılacağı da anlatılmıyor. Çünkü Kur’an bir fen kitabı olmadığı için fenni ve ilmi meselelerden gizli işaretler şeklinde bahsetmiştir. Bu işaretleri ancak o konuda arif olanlar yani konunun uzmanları anlayabilir. Bu yüzden akademisyenlere iş düşmektedir.

Yine aynı bölümde “geçmiş zaman gelecek zamanın tohumlarının mahzeni olduğu gibi gelecek dahi geçmişin tarlası ve aynasıdır” denilir. Bu yüzden Hz. Adem’e (as) tâlim-i esma hadisesi bütün ilimlerin ve fenlerin çekirdeğinin ona öğretilmesi olarak anlaşılabilir. Kıyamete kadar bu çekirdekler, Ademoğullarının çalışmalarıyla açılacak ve inkişaf edecektir. Zaten eşyanın hakikati esma-i ilahiyedir. Görünen eşya ise ancak o esmanın gölgeleridir.

RİSALE-İ NUR’DAN VE KUR’AN’DAN PROJE ÜRETME YOLLARI

- Risale-i Nur’u şahsi okumalar sırasında branşımızı ilgilendiren yerleri işaretleyerek not almak.

- Haftada birkaç gün Risale-i Nur derslerine iştirak ederek ders sırasında branşımızla ilgili bir yer geçtiğinde kağıda not etmek. Bunun için de yanımızda sürekli kağıt kalem bulundurmalıyız.

- Yılda bir defa da olsa en az bir haftalık Risale-i Nur ve Kur’an’la meşguliyet itikafına çekilmek.

- Sadece kendimizle ilgili değil dikkatimizi çeken başka branşla ilgili bir işaret görürsek bunu ilgili arkadaşımıza bildirmek.

- Eğer bir konuda odaklanırsak sürekli zihnimiz onunla meşgul olur. Arının bal yapmaya odaklanıp çiçeklerden nektar topladığı ve aradığı çiçeği kolayca bulduğu gibi, biz de ilgimizi yoğunlaştırdığımızda Risale-i Nur’daki mesajları kolayca yakalayabiliriz.

- Risale-i Nur’da geçen ayetlerin tefsirini diğer tefsirlerden de okuyarak mukayeseli çalışma yapmak.

- Yılda birkaç hatim indirmek ve bunu mealli Kur’an’dan okuyarak yapmak. Okuma sırasında dikkatimizi çeken mesajları not etmek.

- İleride değerlendirmek üzere bir ilham kumbaramız veya dosyamız olmalı ve mütalaalar sırasında aklımıza düşenleri not alıp buraya koymalıyız.

TEKLİFLER VE ÖNERİLER

1. Risale-i Nur’da 20. Söz’de peygamber mucizelerinin ilmin son sınırını çizdiğinden bahsedilir ve yine aynı sözde geçmiş peygamberlerin mucizelerinden örnekler verilir. 19. Mektup’ta ise peygamberimizin mucizelerinden örnekler anlatılır. Üstadın binlerce mucizeden seçerek sadece bu mucizelere yer vermiş olmasından dolayı bunlardan çıkarılacak işaretlerin var olduğunu anlayabiliriz.

2. Mesela, 19. Mektup’ta peygamberimizin, tükürüğünü sürerek harp sırasında yaralanan hatta kopan organları iyileştirdiği sıkça geçiyor. Acaba tükürükte yara iyileştiren bir kimyasal madde var mıdır? Hayvanlar da yaralarını yalayarak iyileştiriyorlar. Bu bir araştırma konusu olabilir.

3. Yine mucizelerde sıkça yer alan, bitkilerin Peygamberimizin (asm) sözünü dinleyip yerine getirmeleridir. Acaba bitkilere bazı sözcükler kullanarak daha çok ürün verdirmek veya başka işler için onları etkilemek mümkün müdür?

4. Kendi çalışmalarımdan örnekler: “Elektrik uygulayarak patates yumrularında dormansinin (uyku) kaldırılması”. 50 ve 100 Volt akımlar etkili oldu. Ancak halen tarımda kullanılan brometan uygulamasına göre etkisi düşük olduğundan metot geliştirilmeye muhtaç. Uluslararası SCI indeksli A grubu iki dergide yayınlandı. Sempozyumlarda sunuldu. İlham kaynağı 20. Sözde geçen Nur ayetinin izahı.

“Mezarlıklara ve hayvan kesimhanelerinin etrafına dikilmesinde tercih edilmesi gereken bitkiler.” Cesetlerin toprakta yıkımından açığa çıkan ve toksik bir madde olan amonyak solunumla beyni etkileyip unutkanlık ve baş dönmesi gibi rahatsızlıklara sebep olur. Amonyağın topraktan emilmesinde ve çevreye yayılmasını önlemede öncelik sırasına göre ardıç, selvi, çam ve göknar bitkileri tespit edildi. İstanbul Mezarlıklar Müdürlüğünce düzenlenen bir sempozyumda sunuldu. İlham kaynağı, “Mezarlıklardaki yeşillikleri koparmayın” Hadis-i Şerifiydi.

“Gök gürültüsü sesinin tohum çimlenmesine etkisi.” Mısır ve fasülye tohumlarında denendi olumlu sonuç alındı. (Bir öğrenciye yüksek lisans tezi olarak yaptırıldı, doktorada devam edilecek). Henüz yayınlanmadı. İlham kaynağı; Meyve risalesi 7. Mesele’de geçen şu ifade; “...ne vakit Hazret-i İsrafil’in (as) borusuyla o kışlalarda ölümle yatanlar çağrılsa, derhal ceset libaslarını giyip dışarı fırlamalarını ispat edip gösteren, her baharda arz kışlası içindekiler, Melek-i Ra’d’ın borusuyla aynı vaziyeti göstermesiyle nihayetsiz azameti anlaşılan bir Saltanat-ı Rububiyet…”

Zafer Dergisi

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum