Akademisyenlerin Risale buluşması-FOTO
3.Akademsiyenler buluşması Ankara'da gerçekleştirildi
İbrahim Mert'in haberi:
Fotoğraflar: İrfan Doğan
RİSALEHABER-Risale Akademi tarafından düzenlenen 3. Akademsiyenler buluşması Ankara'da gerçekleştirildi.
Royal Anka Oteli'ndeki programda Risale Akademi tanıtım filminin ardından konuşan Akademi sekreteri Kadir Aytar, Risale-i Nur'un işlenmeyi bekleyen sağlam bir kaynak olduğunu, bu eksende araştırmalar, bilimsel çalışma yaptıklarını söyledi. Düzenledikleri konferans, çalıştay ve seminerlere bir çok ilim adamınını katıldığını hatırlatan Aytar, Risale-i Nur ve Said Nursi'nin Türkiye ve dünya gündemine geldiğini ve kamuoyuna doğru bilgi vermeye çalıştıklarını ifade etti.
RİSALE-İ NUR'UN TEFSİRİ YAPILMALI
"Neden Risale Akademi" başlıklı açış konuşmasını yapan Dr. İsmail Benek, bu sorunun cevabının Kastamonu Lahikasında yer aldığını belirtti. Benek, "Üstad, 'Sizin vazifeniz devam ediyor. Ve inşaallah vazifeniz şerh ve izahla ve tekmil ve tahşiye ile ve neşir ve tâlimle, belki Yirmi Beşinci ve Otuz İkinci Mektupları telif ile ve Dokuzuncu Şuânın Dokuz Makamını tekmille ve Risale-i Nur’u tanzim ve tertip ve tefsir ve tashihle devam edecek' ifadeleriyle bize görev vermiş" dedi.
Risale-i Nur'daki bir çok konunun uzmanlarıyla birlikte tefsir edilmesi gerekliliğine işaret eden Benek, "Hastalar Risalesini doktorlar, Gençlik Rehberini gençler, Hanımlar Rehberini kadınlar vs. yapmalı. Herkes kendi alanında kendi konusunu anlatmalı" şeklinde konuştu. Akademisyenler buluşmasını bir çok ilde yapacaklarını hatırlatan Benek, "Akademisyenlerin Risale-i Nurla birlikte ilmi çalışmalar yapması inanıyoru ki havayı değiştirecek. Risale-i Nurlar üniversitelere girerse üniversiteler de değişecek" dedi.
(Fotoğraflar için TIKLAYINIZ)
BİLİM ADAMI MÜLK VE MELEKUT CİHETİNİ DİKKATE ALMALI
"Risale-i Nur ve Bilim" konusunda kısa bir konuşma yapan Doç Dr. Ahmet Yıldız bir dönem bilimlerin İslamileşmesi tartışmasının yaşandığını hatırlattı. Bu tartışmaya itiraz edenlerin çıktığını söyleyen Yıldız, "Amerika'daki bilimle Pakistan'daki bilim farklı mı sanki? İslami kimya farklı denklemlere mi dayanır? Formülleri değişir mi? Bunların cevabını verdiğimizde farklı kapılara çıkarız" dedi.
Yıldız konuşmasını şöyle sürdürdü: "Matematik, geometri ve kimyada Allah'ın isimlerini görebeliyoruz. Bu şekilde bakış aynı zamanda ibadete dönüşüyor. Bilim adamı laboratuvara girerken düşünceleri vestiyere bırakır ifadesi doğru değildir. Bilim adamı dinsizse sorularını ona göre sorar, metodunu ona göre belirler. İnançı bilim adamının da soruları ve metodu farklı olur. Mesela nükleer bilimle ilgili çalışmalar neye göre yapılacak. Sırf bir blim diye insanların yok edilmesine hizmet eden bir araç mı yoksa insanın yeryüzündeki halifelik görevini nazara alarak mı yapılacak? Modern bilimler bize bu sorularu sordurmuyor. Kainatın yaratıcısını dikkate almadan yapılan çalışmaların sonucu yoktur. Risale-i Nur esmai ilahiye ile temel bir bakış açısı verir. Bilginin kaynağı ile bize bir çerçeve verir. Bilgilerimiz inançlarımızla değer kazanır. Bediüzzaman tabat hadiselerini yorumlarken mülk ve melekut cihetini ele alır."
RİSALE-İ NUR'U KENDİ UFKUMUZA NASIL YERLEŞTİREBİLİRZ?
Akademik Araştırmalar Vakfı (AKAV) Başkanı Prof. Dr. Gürbüz Aksoy ise vakıf olarak Risale Akademi'nin çalışmalarına destek verdiklerini ifade ederek, "akademik ortamda tabular kırılıyor. Böylece bir hareketlilik yaşanıyor. Bilimsel tartışmalar daha hür bir şekilde yapılıyor" dedi.
Risale-i Nur'la birlikte mesleki çalışmaların yapılmasına işaret eden Aksoy, "Risale-i Nur'u kendi mesleğimizle nasıl mecz edip sunabiliriz? Öncelikle bu hedefi kendi ufkumuza nasıl yerleştirebiliriz? Zira kendi ufkumuzda olmayan bir inancı kamuoyuna, dünyaya anlatamayız. Eserlerde bilim dallarının ulaşamadığı bir çok yeni bilgiler var. Kendi mesleğimden örnek vereyim. Risalede hayvanların insanlardan farklı olrak öncesi ve sonrasının olmadığı yer alır. Medyada özellikle kurban bayramlarındaki abartılı haberleri görüyoruz. Tepki gösterenler hayvanlarla empati yapıyor ve eyvah diyor.Halbuki hayvanların bu özelliğini bilse belki daha anlayışlı olacak" şeklinde konuştu.
AKADEMİSYENLERİN GÖRÜŞLERİ...
Toplantıya farklı üniversitelereden hocalar ve genç akademisyenler katıldı. Yapılan konuşmalarda duygu ve düşünceler şöyle açıkladı:
Prof. Dr. Ahmet Alper:
Risale-i Nur'un dayanağı Kur'an'dır. Tevhid fikriyle Allah'a bağlılık oluşturan bir eserdir. Bu eserlerden faydalanan bir çok insan yetişmiştir. Ve Risale-i Nurlar mutlaka üniversitelerde ders olarak okutulmalıdır.
Prof. Dr. Alparslan Özyazıcı:
Bediüzzaman Said Nursi her şeyin olumlu tarafında bakmış ve talebelerini de bu yönde teşvik etmiştir.
Bingöl Milletvekili Prof. Dr. Eşref Taş:
Farklı meşreplerden akademisyenlerin Risale Akademi çatısı altında bir araya gelmesi çok sevindirici. Bu anlamda elimizden ne gelirse yardımcı olmaya hazırız.
Prof. Dr. Hasan Bal:
Farklı bilim adamlarının eserlerindeki tabiata bakışları ile Bediüzzaman'ın tabiatları bakışı arasında paralellikler var.
Prof. Dr. İdris Şengül:
Risale-i Nur umumun malıdır, sadece bizim değil. Risale-i Nur'un tenkidi dahi gereklidir, duyulması yolunda ehemmiyete haizdir.
Prof. Dr. ihsan Alp:
Birlik ve beraberlik tablosu büyük bir şevk kaynağı.
Prof. Dr. Mehmet Ünal:
Risale-i Nur hizmetlerinin bir şahsı manevisi aramızda var. Bizim toplanma enerjimiz var. Allah çıktığımız yolda hepimize hayırlar versin.
Doç. Dr. İsmail Avcıbaşı:
Üniversite endekslerinde az sayıda Risale-i Nur ile ilgili çalışma var. Bunları arttırmalıyız.
Doç Dr. Ömer Lütfi Peker:
Risale-i Nurla ilgili yapılan çalışmalar rahmete vesile oluyor. Üstad bir nevi üniversite kurmuş her yaştan ve fıtrattan insanlar bu üniversiteden yararlanıyor. Bu durum bilimsel dünyada pek görünmüyor. Çalışmalar için üniversite bünyesinde yer alması şart değil. Önemli olan bilimsel metodların izlenmesidir.
Dr. Muammer Gürbüz:
Tarafsızlık ilkesine bir türlü inanamadım. İnsanlara bakarsanız bunu görürsünüz. Risale-i Nur'da bilimsel özellik çok açık bir şekilde görülmekte.
Dr. Yasin Yılmaz:
Nur eserlerinde aklı ikna kalbi tatmin ilkesi beraberce işlenmiştir. Bediüzzaman yaşadığı dönemde olayların ya içinde ya da önünde olmuştur. Her akademisyen de bu anlamda gündemdeki önemli olaylara yön verebilir. Sulh-u umuminin yayılmasına katkı sağlayabilir.
Prof. Dr. Yusuf Yaylı:
Matematik ve Risale-i Nur'un nasıl buluştrubailiriz bunun üzerinde durulmalı.
Doç. Dr. Recep Ardoğan:
Tarihimizde ilmin ayrı bir yeri var. Bediüzzaman hazretleri Hıristiyanlık ile İslam arasındaki farkın Hırsitiyanlıkta ruhban ve taklit İslam'da ise ilim olduğunu söylüyor. Bizde ilim var ona tabi oluyoruz. Risale-i Nurların bu anlamda önemli bir yeri var. İlmi sunuyor, kapıyı aralıyor.
Prof. Dr. Ahmet Battal:
Yapılan konuşmalara iştirak ediyorum, muvaffakiyetler diliyorum.
Bestami Çitfçi:
Üniversitelerin Risale-i Nur'a sahip çıkma zamanı gelmiştir.
Dr. Faruk Çaykara:
Yapılan çalışmaların hayırlar getirmesini diliyorum.
Zafer Koçak:
Risale-i Nur ve ilim arasında hassasiyet gösterilmesi gecikmeli de olsa önemli. Hukuk alanında da benzer çalışmalar yapılmalı.
Mustafa Akça:
Bediüzzaman hazretlerinin bir adı da "Garibüzzaman"dır. Çok zor şartlar altında eserlerini üretmiştir.Bize düşen onu anlamaktır.
(Fotoğraflar için TIKLAYINIZ)