Akif: Milletin 3 hastalığı var

Akif: Milletin 3 hastalığı var

Mehmet Akif Ersoy, vefatının 73. yılında ismini taşıdığı Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ)'nde düzenlenen programla anılmaya başlandı.

Mustafa Yıldız'ın haberi:

Burdur'da 3 yıl önce kurulan üniversiteye ismini veren Milli Şair Mehmet Akif, doğumunun 136., ölümünün de 73. yılı nedeniyle birtakım etkinliklilerle anılmaya başlandı. MAKÜ Uygulama ve Araştırma Merkezi'nce düzenlenen anma etkinliğinin ilk gününde Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Sevgi, öğrencilere ve davetlilere 'Mehmet Akif ve Cemiyet', konulu konferansını sundu.

Prof. Dr. Sevgi, Mehmet Akif'e göre cemiyetin başında görülen hastalıkların başında tembellik ve miskinlik geldiğini dile getirdi. İster bireylerin ister toplumun ayakta durabilmesi için çalışmanın şart olduğunu belirten Sevgi, "Çalışan kazanır, yatan kaybeder. Hayatın kanunu budur. Mehmet Akif, tembelliğimizin temelinde yanlış tevekkül anlayışı ve ümitsizliğin yattığını söyler. Tevekkül aslında kişinin üzerine düşeni yaptıktan sonra neticeyi Allah'tan beklemesidir. Bunu kişilerin işine geldiği şekilde yorumladığı görülmüştür. Mehmet Akif, sıklıkla tevekkül konusunu şiirlerinde işlemiş ve anlatmıştır." diye konuştu.

Mehmet Akif'in tembelliğin yanında ihmalkarlık ve bugünün işini yarına bırakma konularıyla da toplumu şiirleri ile uyardığını kaydeden Sevgi, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bizi çalışmaktan alıkoyan bir başka neden de ümitsizliktir. Maalesef 1920'li yıllarda yaşanan bazı gelişmeler halkı ümitsizliğe düşürmüştür. Mehmet Akif böyle bir ortamda halkın yeise kapılmaması konusunu şiirlerine taşımış ve yol göstermiştir."

Cemiyetin dertleri içerinde en tehlikelisinin tefrika olduğunu ifade eden Prof. Dr. Sevgi, fertlerin birbirine düştüğü, sen ben kavgalarının arttığı, birlik ve beraberliğin sarsıldığı bir ortamın sadece düşmanın işine yarayacağını kaydetti. Sevgi, bu tehlikeyi gören Mehmet Akif'in 1920'de Kastamonu Nasrullah Camii'nde yaptığı konuşmasının bir yerinde "Milletler topla tüfekle, zırhlı ordularla, uçaklarla yıkılmıyor ve yıkılamaz. Milletler ancak aralarındaki bağlar çözülünce, herkesin kendi başının derdine, kendi menfaatlerini temin etme sevdasına düştüğü zaman yıkılır." dediğini belirtti.

Tefrikanın panzehirinin ise birlik ve beraberlik olduğunu kaydeden Sevgi, konuşmasına şu şekilde devam etti: "Yalnız taş duvar olmaz derler. El ele vermeden, toplumun sorunlarını birlikte omuzlamadan başarıya ulaşmak mümkün değildir. Kişiler ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar tek başlarına çok büyük işler başaramazlar. Başarılı olabilmek için bir araya gelmek güçlerimizi birleştirmek zorundayız."

CİHAN