بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

"İşte ey Risale-i Nur şakirtleri ve Kur' an'ın hizmetkarları!.. Saadeti ebediyeyi netice veren bir fabrikanın çarkları hükmündeyiz.

Ve sahili selamet olan Darüsselama (cennete), ümmeti Muhammediyeyi çıkaran bir sefineyi Rabbaniyede çalışan hademeleriz (ameleleriz).

"Dört kere dört ayrı ayrı olsa, onaltı kıymeti var. Eğer sırrı uhuvvet ve ittihadı maksat ve ittifakı vazife ile tevafuk edip (uyum gösterip), bir çizgi üstünde omuz omuza verseler, o vakit 4444 kuvvet ve kıymetinde olduğu gibi..

"Aynen öyle de, emvali uhreviyede (uhrevi kazançlarda), sırrı ihlas ile iştirak ve sırrı uhuvvet ile tesanüd (dayanışma) ve sırrı ittihat ile teşrikül mesai (çalışmada işbirliği), o iştiraki a'malden (kazanç ortaklığı) hasıl olan umum yekün (toplam kazanç), umum nur (sevap) herbirinin defteri a'maline (kazanç defterine) bitamamiha (tamamıyla) gireceği, ehli hakikat mabeyninde meşhut ve vakidir. (İspatlı ve gerçektir.)
Ve vüsati rahmet ve keremi İlahinin (Allah'ın ikramının) muktezasıdır.

"Samimi ihlası kıran adam, bu hılletin (takdir edici dostluk) gayet yüksek kulesinin başından suküt eder. (Yuvarlanıp düşer.)

"Gayet derin bir çukura düşmek ihtimali var; ortada tutunacak bir yer bulamaz.

"Yoksa, (değilse) hem şimdiye kadar kazandığımız hizmeti kudsiye kısmen zayi olur, devam etmez, hem şiddetli mesul oluruz.

"Evet yol iki görünüyor.
Caddeyi kübrayı Kur'aniye olan şu mesleğimizden (şimdi) ayrılanlar, bize düşman olan dinsizlik kuvvetine bilmeyerek yardım etmek ihtimali var. (Yakın tarihte görüldüğü gibi.)