Allah, sözleriyle İslâm’ı üstün kılmak ve kâfirlerin kökünü kesmek istiyordu
Ayet meali
Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Enfal Suresi 5-8. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
5 . (Onların ganîmetler hakkındaki ihtilâfı) şu hâle benzer ki, Rabbin seni evinden hak uğruna (da‘vân adına) çıkarmıştı da, (sâdece kervan için çıkıp, bir cihad emriyle karşılaşınca) doğrusu mü’minlerden bir kısmı (buna) gerçekten isteksizlerdi.
6 . (Hak) ortaya çıktıktan (ve artık cihâd gerekli olduktan) sonra, sanki onlar (göz) göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi (netîcesindeki güzellikleri düşünmeden) o hak husûsunda seninle mücâdele ediyorlardı.
7 . O vakit Allah size, iki tâifeden (1) (silâhsız kervan veya silâhlı düşmandan)birinin şübhesiz sizin olacağını va‘d ediyordu; fakat (siz,) gerçekten zayıf (ve silahsız) olanın sizin olmasını istiyordunuz; hâlbuki Allah, sözleriyle o hakkı gerçekleştirmek (İslâm’ı üstün kılmak) ve kâfirlerin kökünü kesmek istiyordu.
8 . Ki günahkârlar hoş görmese de, o hakkı gerçekleştirsin ve o bâtılı ortadan kaldırsın!
1- Burada geçen “iki tâifeden” biri, Mekke müşriklerinin hayli mal ve servetle Sûriye’den dönmekte olan Ebû Süfyan idâresindeki kervanıydı. Bu haber yol güzergâhında bulunan Medîne civârına ulaşınca, Müslümanlar kervanın yolunu kesip, esâsen kendilerinin Mekke’de el konulan mallarına karşılık olmak üzere, bu malları kâfirlerden almayı düşünmüşlerdi. Ebû Süfyân ise Müslümanların hazırlığını yolda haber aldı ve bu haberi Mekke’ye ulaştırıp yardım talebinde bulundu. Ebû Cehil bunun üzerine Mekkelilerin neredeyse tamâmıyla yola çıktı. Cebrâîl (AS) bu haberi Resûl-i Ekrem (ASM)’a ulaştırdı. Ashâbdan bazıları bu gelişme karşısında: “Biz kervan için yola çıktık, böyle bir harb için hazırlığımız yoktur!” diyerek ma‘zeret beyân ettilerse de, Peygamber Efendimiz (ASM) cihâda hazırlık emri verdi. Ve nihâyet ihtilâf, ittifâka döndü. Ve bilindiği gibi Bedir Harbi denilen bu şânlı muhârebede müşrikler perişân edildi, gālibiyet ve zafer ehl-i îmânın oldu. (Nesefî, c. 2, 136)