Allah’a ve Resûlüne itâat edin, birbirinizle çekişmeyin, sonra içinize korku düşer

Allah’a ve Resûlüne itâat edin, birbirinizle çekişmeyin, sonra içinize korku düşer

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Enfâl Sûresi 46. ayetinde meâlen şöyle buyuruyor:

46-Allah’a ve Resûlüne itâat edin; birbirinizle çekişmeyin; sonra içinize korku düşer de (size heybet veren) rüzgârınız (kuvvetiniz) gider; (*) o hâlde sabredin! Şübhesiz ki Allah, sabredenlerle berâberdir.

(*) “Ehl-i hak, ittifaktaki hak kuvvetini düşünmediklerinden ve aramadıklarından, haksız ve muzır (zararlı) bir netîce olan ihtilâfa düşerler. Haksız ehl-i dalâlet ise, ittifaktaki kuvveti, aczleri vâsıtasıyla hissettiklerinden, gāyet mühim bir vesîle-i makāsıd (maksadların vesîlesi) olan ittifâkı elde etmişler.
İşte ehl-i hakkın bu haksız ihtilâf marazının (hastalığının) merhemi ve ilâcı: وَلَاتَناَزَعُوا فَتَفْشَلُوا وَتَذْهَبَ ر۪يحُكُمْ [Birbirinizle çekişmeyin; sonra içinize korku düşer de (size heybet veren) rüzgârınız (kuvvetiniz) gider] âyetindeki şiddetli nehy-i İlâhîyi (ilâhî yasağı), وَتَعاَوَنُوا عَلَي الْبِرِّ وَالتَّقْوٰي [İyilik ve takvâ üzerine yardımlaşın] âyetindeki hayât-ı ictimâiyece gāyet hikmetli emr-i İlâhîyi düstûr-ı hareket etmek ve ihtilâfın İslâmiyet’e ne derece zararlı olduğunu ve ehl-i dalâletin ehl-i hakka galebesini ne derece teshîl ettiğini (kolaylaştırdığını) düşünüp, kemâl-i za‘f ve acz ile, o ehl-i hak kāfilesine fedâkârâne ve samîmâne iltihâk etmektir; şahsiyetini unutmakla riyâ ve tasannu‘dan (sun‘îlikten) kurtulup, ihlâsı elde etmektir.” (Lem‘alar, 20. Lem‘a, 162)