Allah’a yemîn olsun ki putlarınıza bir tuzak kuracağım

Allah’a yemîn olsun ki putlarınıza bir tuzak kuracağım

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Enbiya Suresi 55-70. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

55 . (Onlar:) “(Sen) bize hak ile mi geldin (ciddî mi konuşuyorsun), yoksa sen şaka yapanlardan mısın?” dediler.

56 . (İbrâhîm şöyle) dedi: “Hayır! Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbidir ki, onları yoktan var etmiştir; ben de buna şâhidlik edenlerdenim.”

57 . “Ve Allah’a yemîn olsun ki, (siz) arkasını dönen kimseler olarak dönüp gittikten sonra putlarınıza elbette bir tuzak kuracağım!”

58 . Nihâyet (İbrâhîm) onları (o putları) paramparça etti; ancak onların büyüğünü (bıraktı) ki, belki ona mürâcaat ederler!

59 . (Onlar döndükleri zaman:) “Bunu ilâhlarımıza kim yaptı? Hiç şübhesiz o, zâlimlerden biridir” dediler.

60 . (Bazıları:) “Onları diline dolayan bir genç işittik; kendisine İbrâhîm deniyormuş” dediler.

61 . “Öyle ise onu insanların gözü önüne getirin; belki (onun yaptığına) şâhidlik ederler” dediler.

62 . (İbrâhîm’i getirdikten sonra:) “Bunu ilâhlarımıza sen mi yaptın ey İbrâhîm?” dediler.

63 . (İbrâhîm:) “Belki onu bu büyükleri yapmıştır; onlara bir sorun bakalım, eğer konuşuyorlarsa!” dedi.

64 . Bunun üzerine (orada bulunanlar) kendi vicdanlarına döndüler de (kendi kendilerine): “Gerçekten zâlim olanlar, ancak sizlersiniz” dediler.

65 . Sonra yine eski kafalarına döndürüldüler: “Yemîn olsun (sen de) bilirsin ki, bunlar konuşmazlar!” (dediler).

66 . (İbrâhîm) şöyle dedi: “Öyle ise Allah’ı bırakıp da, size bir fayda vermeyen, hem size bir zararı da dokunmayan şeylere mi tapıyorsunuz?”

67 . “Size de, Allah’dan başka tapmakta olduğunuz şeylere de yuh olsun! Hiç akıl erdirmez misiniz?”

68 . (Bazıları:) “Eğer (bir iş) yapacak kimseler iseniz, onu yakın da ilâhlarınıza yardım edin!” dediler.

69 . (Onu ateşe attıklarında:) “Ey ateş! İbrâhîm’e karşı serin ve selâmetli ol!” dedik.(1)

70 . Böylece ona bir tuzak kurmak istediler; fakat kendilerini daha çok hüsrâna uğrayanlar kıldık.

1- “Hz. İbrâhîm Aleyhisselâm’ın bir mu‘cizesi hakkında olan; قُلْناَ ياَناَرُ كُون۪ي بَرْدًا وَ سَلاَماً عَلٰٓي اِبْرٰه۪يمَ [(Onu ateşe attıklarında:) ‘Ey ateş! İbrâhîm’e karşı serin ve selâmetli ol!’ dedik] âyetinde üç işâret-i latîfe var: Birincisi: Ateş dahi, sâir esbâb-ı tabîıye (diğer tabîat sebebleri) gibi kendi keyfiyle, tabîatıyla, körü körüne hareket etmiyor. Belki emir tahtında (altında) bir vazîfe yapıyor ki, Hz. İbrâhîm (AS)’ı yakmadı ve ona, ‘yakma!’ emrediliyor.

İkincisi: Ateşin bir derecesi var ki, bürûdetiyle (soğukluğu ile) ihrâk eder (yakar). Yani ihrâk gibi bir te’sîr yapar. Cenâb-ı Hakk, سَلاَماً [Selâmetli ol!] lâfzıyla bürûdete diyor ki: ‘Sen de harâret gibi bürûdetinle ihrâk etme!’ (...)

Üçüncüsü: Cehennem ateşinin te’sîrini men‘ edecek (engelleyecek) ve emân verecek îman gibi bir madde-i ma‘neviye, İslâmiyet gibi bir zırh olduğu misillü (gibi); dünyevî ateşinin dahi te’sîrini men‘ edecek bir madde-i maddiye vardır. Çünki Cenâb-ı Hakk, İsm-i Hakîm (sonsuz hikmet sâhibi ma‘nâsındaki isminin) iktizâsıyla (gereğiyle), bu dünya dârü’l-hikmet (hikmet yeri) olmak hasebiyle, esbab perdesi altında icrâat yapıyor. Öyle ise Hazret-i İbrâhîm’in cismigibi, gömleğini de ateş yakmadı ve ateşe karşı mukāvemet hâletini (dayanıklılık hâlini) vermiştir. İbrâhîm’i yakmadığı gibi, gömleğini de yakmıyor.” (Zülfikār, 25. Söz, 85-86)

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.