Allah’ın isimlerini kalem, kelime, kitap, kainat üzerinden okuyoruz
Risale-i Nur yorumu odaklı kitaplar yayınlamak için kurulan Hiçbişey Yayınevi’nin genel yayın yönetmeni Levent Bilgi ile konuştuk
Röportaj: Ömer Burak/Muhammed Kaplan
Hocam Hiçbişey macerası ile başlayabilir miyiz?
Hiçbişey ilk defa İstanbul’da bir minibüste Mustafa Oral, Caner Kut ve benim tarafımdan çok da abartmadan, kendisini dev aynasında görmeden, başkalarını değil daha çok kendi aydınlanmamızı amaçlayan bir site olarak kuruldu. Daha sonra bu site gelişti, yüzlerce, binlerce yazıdan oluşan bir kültür evine, sonra da aynı adla bir yayınevine dönüştü.
Hiçbişey yayınevi nasıl doğdu?
Aslında Hiçbişey yayınevi bir ihtiyaçtan doğdu. Artan ekonomik baskılar sebebiyle pek çok yayınevi kapandı veya kitap basmayı durdurdu. Özellikle Kur’an, Risale-i Nur, kültür, edebiyat kitapları çok satmadığı için hemen hemen basılamaz hale geldi. Mesela Risale-i Nur ile ilgili yazılmış en güzel eserlerden biri Colin Turner’in Kur’an’ı Said Nursi İle Okumak adlı kitabıdır. Bu kitabı almak için fuarda yayınevine sorduğumda, “Bizde böyle bir kitap mı varmış?” cevabı ile karşılaştım. Bu güzel çalışmaların kaybolmasına gönlümüz razı olmuyordu. Biz arkadaşlarımızla böyle bir problemi görüp acaba bir şeyler yapabilir miyiz diye düşündük.
Hiçbişey yayınevinin hedeflerini, amaçlarını nasıl anlatabilirsiniz? Risale-i Nur dediniz bu konuda neler yapmayı düşünüyorsunuz?
Biz Allah’ın esmasının tecellilerini kalem, kelime, kitap, kainat üzerinden okumak istiyor ve buna 4K formülü diyoruz. Esmayı yansıtan en güzel eserlerden olan Risale-i Nur pek çok tarihi süreçlerden geçmiştir. Telif, neşir, çoğaltma, yaygınlaşma süreçleri belli bir mecraya oturmuştur. Artık Risale-i Nur metinlerinin anlaşılması, şerhi, yorumlanması, izahı, günümüz şartlarına, gençlerin anlayabileceği bir halde yorumlarının yapılması, yazılacak sanat eserleriyle farklı boyutlarda ortaya koyulması dönemine başlamanın zamanı gelmiştir.
Said Nursi’nin en önemli, ama en çok da ihmal edilmiş vasiyetlerinin kendi ifadesiyle Risale-i Nur’u; “Tanzim, Şerh, İzah, Tertip, Tahşiye, Neşir, Tekmil, Tefsir, Talim, Telif, Tashih, Tasvir, Tafsil, Tasfiye” olduğuna inanıyoruz.
Ayrıca ülkemizde Risale-i Nurları şerh ve izah eden, eserleri basan bir yayınevi kısırlığı yaşanmaktadır. Bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde gelinen bu noktada, Risale-i Nur hakikatlerinin şerhini yapan daha önce basılmış pek çok eser ortadan kaybolmuştur. Bundan sonra yapılacak çalışmaların önü de basılamayacak olma tehlikesi yüzünden tıkanmıştır.
Hiçbişey Yayınevi özellikle Risale-i Nur hakikatleri ile ilgili şerh, izah, yorum vs. yapan yeni çalışmalara kapı açmak, zemin hazırlamak, teşvik etmek, kaybolan eserleri gün yüzüne çıkarmak; yeni bir “Risale-i Nur Yorumlama Dönemi” başlatmak amacıyla kurulmuştur.
Ekonomik şartların bu kadar ağırlaştığı bir dönemde nasıl var olmayı düşünüyorsunuz? Arkanızdan bir dernek, vakıf, topluluk var mı?
Bir defa şunu belirteyim Hiçbişey yayınları tamamen sivil bir teşebbüstür. Bir müdürü, patronu, binası, malı, mülkü, sermayesi, bir grubu yok. Tamamen gönüllülük esası üzerine kurulmuştur. Bu üç kişinin dışında Esat Yelboğa, Ayşe Hayta ve Said Duran arkadaşlarımız bize destek oluyor, hep beraber bir albeni oluşturmaya çalışıyoruz.
Ekonomik olarak nasıl var olmayı düşünüyorsunuz?
Bir defa biz kar etmek için değil, vatan, millet, gençlik, Kur’an, Allah yolunda bir boşluğu doldurmak için yola çıktık. Kitapları kendi imkanlarımızla basıyoruz. Kitaplarımız şimdilik Kitapyurdu sitesinde satılıyor. Okuyucularımız kitap alarak bize destek olabilirler. Bir de Amerika, Avrupa da örnekleri olduğu gibi isteyen arkadaşlarımız birkaç kitabın maliyetini karşılama şeklinde de bize sponsor olabilirler. Ayrıca yazar arkadaşlarımızın bir kısmı katkı olması için kendi kitaplarının basım maliyetlerini karşıladılar. Yazarlarımız herhangi bir telif ücreti de istemediler. Bu destekleri için kendilerine teşekkür ediyoruz. Kitap satışlarından gelecek olan parayı tamamen yeni kitaplar basmaya ayırdık. Biz insansız binalar, cemaatsiz camiler, ileride probleme sebep olacak kurumlar yapmak yerine; insanların, özellikle gençlerin ruhuna yaklaşmayı, evlerine, gönüllerine girebilmeyi düşünüyoruz. Bu kitaplarımızla birkaç gencimizin ruhunu zenginleştirebilirsek mutlu olacağız.
Yani biraz espriyle söylersek bu kitaplardan zengin olmayı düşünmüyorsunuz.
Bizim zenginliğimizin bu seçkin kitaplarımız olduğunu düşünüyoruz. Said Nursi’nin vasiyetini yerine getirerek Kur’an ve Risale-i Nur ile ilgili eserleri burada toplamak ve okuyuculara, araştırmacılara sunmak istiyoruz. Risale-i Nur ile ilgili yapılmış ama kaybolmaya yüz tutan pek çok kitap, tez, makale çalışmaları var. Bu çalışmaları kaybolmaktan kurtarmak, insanları yeni çalışmalara teşvik etmek istiyoruz. Hiçbişey Yayınevi vasıtasıyla maddi bir kâr gözetilmeden Risale-i Nur ve Kur’an hakikatlerine hizmet amaçlanmaktadır. İsminden de bellidir sanırım.
Kitabın, okumanın, ilmin tükendiği bir çağda siz hala insanları okumaya ve kitaba çağırıyorsunuz. Bu biraz da akıntıya karşı yüzmek değil mi?
Evet biz tüm teknolojiye, cep telefonu, sosyal medya hakimiyetine rağmen hala “İnadına kitap” diyoruz. Toplulukların savrulduğu bunalım dönemleri olur. Biz bu akıl tutulması döneminden ancak şahsi teşebbüslerle, kitap ve okumak ile çıkabileceğimizi düşünüyoruz. Kitaplarımız arayan, soran, talep eden insanlara, özellikle gençlere bir ışık olsun istiyoruz.
Neden kitap?
Çünkü kitap okumak sırtını dünyanın/insanlığın aklına, düşüncesine, zenginliğine yaslamak demektir. “Okumak iki ruh arasında aşıkane bir mülakattır” diyor Cemil Meriç. Bir çay dolduralım, bir kitap seçelim, dünyayı ve insanları sessize alalım. Kitapların şarjı bitmez. Kitaplar bizi sorgulamaz, yargılamaz, boşa zaman geçirtmez. İyi bir kitap yeri doldurulamayan en güzel hazinedir. Kitaplar yolumuzu, ruhumuzu aydınlatır. Okumadan geçirdiğimiz günler kaybettiğimiz servetlerimizdir. Gerçekten okumayı öğrenmek özgürlüğün kapısını aralamak, ruhun kanatlanması demektir. Okumak bazen bir şehri, bazen bir insanı, bazen dünyayı ama her zaman kendimizi keşfetmek demektir. Oscar Wilde “İnsanların sadece yüzde 10’u yaşar, geri kalanlar sadece vardır” diyor. Okumak varlığımıza ruh katmak, iliklerimize kadar yaşamak demektir.
Şu ana kadar hangi kitapları yayınladınız?
Şimdilik 8 kitapla yayın hayatına başladık. Levent Bilgi (Risale-i Nur Okuma ve Anlama Metotları), Mustafa Oral (Gökyüzü Rahlesinde Hafız Ali Ergün’ün Hayatı), Caner Kut (Tek Kişilik Oyun, Zaman Zaman İçinde), (Murat Çiftkaya (İktidar ve Adalet Arasında), Taha Çağlaroğlu (Sanat ve Vicdan), Derya Atalay (Oğullarıma Nasihatler) ve Ceylan Güriçin (Dilefruz) kitaplarıyla okurları selamlıyoruz.
Peki tezgahta neler var?
Yaklaşık bir ay içinde yayınevinin 2. yayın periyodu olarak Mahmut Kaplan (Risale-i Nur ve Edebiyat), Mehmet Kara (Kördüğüm), Mustafa Akça (Modern Zamanlar), Metin Şencan (Bediüzzaman ve Mustafa Sabri’de Kader Düşüncesi), Caner Kut (Zihnin Çarkları) kitaplarıyla okurun karşısına çıkacak. Bu kitaplar şu an hazırlık aşamasında.
Eylül ayı içinde ise Mahmut Kaplan (Toplu Şiirler), Levent Bilgi (Münazarat Şerhi ve Rojin), Mustafa Oral (Toplu Şiirler), Derya Atalay (Ayşe ile Neşe) kitapları yayımlanacak. İlerleyen dönemlerde Levent Bilgi, Caner Kut ve Mustafa Oral’ın bütün eserleri okurlarla buluşacak. Ayrıca önümüzdeki aylarda Misbah Eratilla (Bediüzzaman’ın Doğu Talebeleri) ve Mustafa Öztürkçü (Bediüzzaman Baharı) isimli kitaplarıyla aramıza katılacak. Yeri gelmişken özgün kitaplarını yayımlatmak isteyen yazarlarımızın bizimle iletişime geçmelerini rica ediyoruz.
Kitaplarınızı almak isteyenler nasıl temin edebilirler?
Şimdilik dağıtım işlerimiz ile ilgilenen arkadaşımız Mustafa Oral (0506 7155521) ile irtibat kurabilir veya Kitapyurdu’ndaki şu linkten isteyebilirler: https://www.kitapyurdu.com/yayinevi/hicbisey/10964.html
Okuyucularımıza nasıl bir mesaj vermek istersiniz?
Bin yıl önce söylenen bir Yunus mesajını tekrar etmek istiyorum:
“Erenlerin sohbeti arttırır marifeti
Bi dert olanı sohbetten her dem süresim gelir.”
Okuyucularımızdan daha güzel bir bugün ve yarın için, derdi olan düşünürlere, yazarlara, eserlere, yayınevlerine sahip çıkmalarını istiyoruz.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.