Allah’ın Sadık Kulu Barla ilham oldu
Ertekin, Allah’ın Sadık Kulu Barla’nın kendisine hazırladığı piyeslerle ilgili ilham kaynağı olduğunu ifade etti
İskilip’te yaşayan emekli vaiz ve o çevrede önemli kanaat önderi olan A.Hamdi Ertekin Allah’ın Sadık Kulu Barla’nın kendisine hazırladığı piyeslerle ilgili ilham kaynağı olduğunu ifade etti.
A.Hamdi Ertekin konuşmasının devamında şöyle dedi: "Sadık kelimesi; sadakat kökünden gelen bir öznedir. Sadakat; doğruluk, vefa, samimiyet, azim ve sebatı ifade eder. Bediüzzaman da zamanında benzeri az bulunan harika örnek insan demektir. Said ismi de "Yüce Ruhlu, Kutlu Kimse" anlamına gelmektedir. Birbirinden üstün manaları ifade eden bu yüce ismi sinesinde barındıran Allah’ın Sadık Kulu’nu kışın en şiddetli fırtınalı karlı tipili günleri bile hizmet yolundan alıkoymamıştır. Filmde anlatılmak istenen mesaj da bu olsa gerektir. Kaynağından inci gibi akan bir tatlı suyu, insanlar içmesin diye önüne set çekmek isteyenler setin arkasında birikip güç kazanan ve seti tazyik eden bu tatlı suyun bir gün bütün engelleri yıkarak mecrasında akmaya devam edeceğini hayret ve ibretle göreceklerdir. Bu film, hiç değişmeyen bu gerçeğin sahneye yansıması bakımından çok önemlidir.
"Başarı ümidinin tükendiği zannedilen en zor şartlarda bile, İslam’a hizmet için yola çıkan böyle değerli insanların sahnede temsilini, haklı olarak uygun bulmayan kimseler olabilir. Ancak günümüzde bu tür temsillere ihtiyaç vardır. İhlâslı hizmet erbabı bu sahada uzak kaldığı zaman, bu işler samimiyetsiz insanların elinde yozlaşmaktadır. Nitekim Osmanlının en masum ve ihtişamlı dönemini kepazelik sahneleri halinde milletimize yutturmak isteyenler çıkabilmektedir.”
“HALKIMIZA FAYDALI OLACAK”
“Filmi bu düşüncelerle izlerken kendi çapımda uğraştığım piyes çalışmalarına ağırlık vermem gerektiği kanaatime vardım” diyen Ertekin, “Bu konuda iki ayrı çalışmam vardır. Bunlardan birisi yirmi beş sene kadar önce yazdığım ve o tarihlerde temsil edilen İskilipli Ebussuud piyesi, ikincisi de yeni kaleme aldığım Akşemseddin İskilip’te adındaki çalışmadır. Ebussuud ve Akşemseddin gibi iki büyük âlimin temsilini hoş görmeyenler olsa da günümüzde bunlara zaruret dolayısıyla ihtiyaç olduğu kanaatindeyim. Çünkü zaruretler bazı mahsurları mubah kılmaktadır. İskilipli Ebussuud Efendi,17 yıl müderrislik (profesörlük) dört yıl kadılık (hakimlik),sekiz yıl en yüksek makam olan kazaskerlik otuz yılda şeyhülislamlık görevleriyle elli sekiz sene Osmanlı Devletine hizmet vermiş bir alimdir. Osmanlının dünyanın en güçlü devleti olduğu bir dönemde müfessirlerin hatibi; zamanın İmamı Azamı Hanifesi , Sultan Süleyman’ın’ Halde haldaşım sinde(yaşta) sindaşım,ahiret karındaşım tariki hakda (hak yolunda) yoldaşım’ diye iltifat etiği bu büyük alimi temsil yoluyla halkımıza tanıtmanın faydalı olacağı kanaatindeyim” şeklinde konuştu.
Çorum Kent Haber