Almanya'da Bediüzzaman konferansı-FOTO

Almanya'da Bediüzzaman konferansı-FOTO

Medrese-i Nuriye Mönchengladbach Vakfı'nın organize ettiği geleneksel “9. Bediüzzaman konferansı" Almanya'da gerçekleştirildi.

Haber ve Foto: Muhammed Başoğlu

Medrese-i Nuriye Mönchengladbach Vakfı'nın organize ettiği geleneksel “9. Bediüzzaman konferansı"  Almanya'da gerçekleştirildi.

Programa konuşmacı olarak Seyfettin Bulut (Efendimizin (sav) vasıfları), Prof. Dr. Ahmet Akgündüz (Risale-i Nur nazarında günümüzdeki islam ülkelerinin durumu), Avukat Michael Murat Sertsöz (Almanca Tarihçe-i Hayat), Prof. Dr. Şener Dilek (Hayatın gayeleri), Bediüzzaman Said Nursi'nin talebesi, Araştırmacı Yazar Dr. Abdulkadir Badıllı (Din ve Milliyet), Prof. Dr. Servet Armağan (İhlas ve Uhuvvet) konuları üzerinde açıklamalı bilgi verdiler. Avrupa'daki Müslümanlar bu haftaya yoğun ilgi gösterdiler. Konferansa, internet ortamında radyodan dinleme imkanì ve canlı yayından izleme imkanı sağlandı.

EFENDİMİZİN (SAV) VASIFLARI

Programda ilk konuşmayı Dost TV programcısı Seyfettin Bulut yaptı. Özetle konuşmasında: “Risale-i Nur’da Üstad şöyle tarif ediyor Peygamberimizi: ‘Şimdi, şu ikinci burhan-ı nâtıkı olan Hâtemü’l-Enbiyâ Aleyhissalâtü Vesselâmı tanımalıyız, dinlemeliyiz. Evet, o burhanın şahs-ı mânevîsine bak: Sath-ı arz bir mescid, Mekke bir mihrap, Medine bir minber; o burhan-ı bâhir olan Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bütün ehl-i imana imam, bütün insanlara hatip, bütün enbiyaya reis, bütün evliyaya seyyid, bütün enbiya ve evliyadan mürekkep bir halka-i zikrin serzâkiri; bütün enbiya hayattar kökleri, bütün evliya tarâvettar semereleri bir şecere-i nuraniyedir"

"Peygamberimiz (asm) inci dolu bir deniz. Her vasfı bir konferans olabilir. İletişim’de geçerli olan bir kaide karşındaki insanı en değerli insan, onunla konuştuğun konu en değerli konu, en kıymetli vakit o an yaşadığın vakit bilmektir. Peygamberimiz (asm) aynı şekilde insanlarla ilgileniyordu. Bu da gösteriyor ki 1400 sene önce peygamberimiz (asm) iletişimde zirvedeydi. Misal cömertlik ve tutumluluk ikiside övülmüş vasıflardır. Peygamberimiz (asm) bu vasıfları birleştirebiliyordu. Mucizelik boyutu budur Peygamberimiz’in (asm) hayatında."

"Peygamber (asm) kainat ağacının hem çekirdeği hem semeresidir. Tüm dünyada onu tasdik ediyorlar. Üstad Bediüzzaman eserlerinde örnek olarak eski Almanya Başbakanı ve Alman imparatorluğun kurucularından Prens Bismarc’ın şu sözlerini naklediyor: ‘Kur’ân’ı her cihetle tetkik ettim, her kelimesinde büyük bir hikmet gördüm. Bunun misli ve beşeriyeti idare edecek hiçbir eser yoktur ve gelemez.’ Ve Peygambere hitaben der: ‘Yâ Muhammed! Sana muasır olamadığımdan çok müteessirim. Beşeriyet senin gibi mümtaz bir kudreti bir defa görmüş, bâdema göremeyecektir. Binaenaleyh, senin huzurunda kemal-i hürmetle eğilirim.” diye konuştu.

İSLAM ÜLKELERİN GELECEĞİ VE BEDİÜZZAMAN’DAN MÜJDELER

Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akgündüz ‘Risale- i Nur nazarında günümüzdeki islam ülkelerinin durumu’ konusu üzerinde durdu. Akgündüz konuşmasında özetle şöyle dedi: “21. asırda hakimiyet akıl ve ilimde olacak. Kur'an'a teveccüh edilecek diye Bediüzzaman ifade ediyor yüz yıl önce Hutbe-i Şamiye eserinde. Kur'an hükmedecek diye müjdeliyor. Fenler adalet ve hakkaniyete hizmet edecekler. Örnegin bu zamanda teknolojinin geldiği nokta sayesinde gorüyoruz ki darbeler önleniyor, genel olarak çeşitli hak ihlalleri tespit edilebiliyor. Demokrasi ve insan hakları bu şekilde fenlerin terakkisiyle gelişecek dünya’da."

"Bediüzzaman söylüyor: “Zira onlar kâh öküz arabasına binmişler, yola gitmişler; biz birden bire şimendifer ve balon gibi mebâdiye bineceğiz, geçeceğiz. Belki câmi-i ahlâk-ı hasene olan hakikat-ı İslâmiyenin ve istidad-ı fıtrînin, feyz-i imanın ve şiddet-i cû’un hazma verdiği teshil yardımıyla fersah fersah geçeceğiz. Nasıl ki vaktiyle geçmiştik.”

“Her bir mü’min i’lâ-yı kelimetullah ile mükelleftir. Bu zamanda en büyük sebebi maddeten terakki etmektir. Zira, ecnebîler fünun ve sanayi silâhıyla bizi istibdad-ı mânevîleri altında eziyorlar. Biz de, fen ve san’at silâhıyla i’lâ-yı kelimetullahın en müthiş düşmanı olan cehil ve fakr ve ihtilâf-ı efkârla cihad edeceğiz.”

"Risale-i Nur dinsizlik cereyanına karşı komünizme karşı bir sedd-i zülkarneyn vazifesi görüyor. Türkiye'de zor günler yaşandı ama artık Risale-i Nur hizmetiyle inkişaf eden bir saadet devri yaşanmaya başlanıyor. Yakın zamanda Fas ülkesinden bir din kardeşimiz Rotterdam İslam Üniversitesinde "Türkiye büyük abimiz" diye ifade ediyor."

"Üstad Bediüzzaman çıkış yolu olarak meşvereti gösteriyor: “Asya kıt’asının ve istikbalinin keşşafı ve miftahı şûrâdır. Yani, nasıl fertler birbiriyle meşveret eder; taifeler, kıt’alar dahi o şûrâyı yapmaları lâzımdır ki, üç yüz, belki dört yüz milyon İslâmın ayaklarına konulmuş çeşit çeşit istibdatların kayıtlarını, zincirlerini açacak, dağıtacak, meşveret-i şer’iye ile şehamet ve şefkat-i imaniyeden tevellüd eden hürriyet-i şer’iyedir ki, o hürriyet-i şer’iye, âdâb-ı şer’iye ile süslenip garp medeniyet-i sefihanesindeki seyyiatı atmaktır.”

"İstikbalde bir Cemahiri müttefikayı İslamiye oluşturulmasını öneriyor. Asya’nın bahtı ve miftahı meşveret ve şuradır! Yüz yıl öncesinden İslam devletlerin doğacağını müjdeliyor ve bu gelişmelerden sonra bir islam saadeti yaşanacağını söylüyor. "Evet, ümitvâr olunuz. Şu istikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür sada İslâmın sadası olacaktır!”

ALMANCA DİLİNDE TARİHÇE-İ HAYAT

Avukat Michael Murat Sertsöz de Almanca Tarihçe-i Hayat'tan bahisler okudu ve izah etti.

RİSALE- İ NUR’DA HAYATIN GAYELERİ

Prof. Dr. Şener Dilek programın devamında ‘Risale-i Nur’da hayatın gayeleri’ konusu üzerine seminer verdi. Dilek, "1. Gaye: Külli şükür,  2. Gaye: Eser ve Esma'dan Allah'ın sıfat ve Esma’sına varmak - 3. Gaye: İnsan kainatın neticesidir, halifesidir, muhatap secilmis, dost, halil seçmiş" dedi. 

Devamında hayatın külli gayesinin iman olduğunu, imanlı olmak içinde insanın yaratılış gayesine uygun yaşaması gerektiğini vurguladı.

Prof. Dr. Şener Dilek, konuşmasında yaratılış gayesini şöyle ifade etti:
“Saat ne içindir. Zamanı göstermek için. Eğer saat zamanı göstermezse onu kırar atarsınız. Kullandığınız herhangi bir alet görevini yerine getirmezse onu tahrip eder çöpe atarsınız. Çünkü gayesini uygun olmayanın değeri kalmaz. Meyve bahçelerindeki ağaçlar meyve vermezse onları keser odun yapar ateşe atarsınız. Çünkü onlar yanmaya layıktır. İnsan ise yaratıcıyı tanımak, bilmek, anlamak ve ona ibadet etmek için yaratılmıştır. Eğer bu vasıflar bulunmazsa onun değeri kalmaz, ateşe atılıp yakılmayı gerektirir.”

DİN VE MİLLİYET

Bediüzzaman'ın talebesi Abdulkadir Badıllı ise ‘Din ve Milliyet’ konulu bir seminer verdi. Risale-i Nur penceresinden müsbet milliyetçilik - menfi milliyetçilik kavramlarını açıkladı. Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin tüm gayesinin Islam milliyeti olduğunu ifade etti.

Çeşitli risalelerden özetle şu sözleri nakletti:

“Hürriyetin başında Sultan Reşad’ın Rumeli’ye seyahati münasebetiyle, vilâyat-ı şarkiye namına ben de refakat ettim. Şimendiferimizde iki mektepli mütefennin arkadaşla bir mübahase oldu. Benden sual ettiler ki: “Hamiyet-i diniye mi, yoksa hamiyet-i milliye mi daha kuvvetli, daha lâzım?” O zaman dedim:

"Biz Müslümanlar, indimizde ve yanımızda din ve milliyet bizzat müttehiddir. İtibarî, zahirî, ârızî bir ayrılık var. Belki din, milliyetin hayatı ve ruhudur. İkisine birbirinden ayrı ve farklı bakıldığı zaman, hamiyet-i diniye avam ve havassa şâmil oluyor. Hamiyet-i milliye, yüzden birisine (yani, menâfi-i şahsiyesini millete feda edene) has kalır. Öyleyse, hukuk-u umumiye içinde hamiyet-i diniye esas olmalı. Hamiyet-i milliye, ona hâdim ve kuvvet ve kal’ası olmalı. Hususan, biz şarklılar, garplılar gibi değiliz. İçimizde kalblere hâkim hiss-i dinîdir. Kader-i ezelî ekser enbiyayı Şarkta göndermesi işaret ediyor ki, yalnız hiss-i dinî Şarkı uyandırır, terakkiye sevk eder. Asr-ı Saadet ve Tâbiîn bunun bir burhan-ı kat’îsidir.”

"Devamında “Kur’an'da ifade ediliyor ki: “Mü’minler kardeştir” ve “Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık. Birbirinizi tanıyıp sahip çıkmanız için milletlere, sülâlelere ayırdık. Şunu unutmayın ki Allah’ın nazarında en değerli, en üstün olanınız, takvâda (Allah’ı sayıp haramlardan sakınmada) en ileri olandır. Muhakkak ki Allah her şeyi mükemmelen bilir, her şeyden hakkıyla haberdardır.” diye ifade etti.

İHLAS VE UHUVVET

Anayasa profesörü Prof. Dr. Servet Armağan ‘İhlas ve Uhuvvet’ üzerine durdu. Özetle şunları söyledi: “İhlas konusu önemli. Üstad Bediüzzaman en az 15 günde bir okunmasını tavsiye etmiş. Başka bir eserinde bu ibare yer almıyor. İhlasın manası samimiyet, sadece Allah rizasını taleb etmektir."

"21. Lema’da özetle şu düsturlar geçiyor: Amelinizde rıza-yı İlâhî olmalı, Bu hizmet-i Kur’âniyede bulunan kardeşlerinizi tenkit etmemek ve onların üstünde faziletfuruşluk nev’inden gıpta damarını tahrik etmemektir, Bütün kuvvetinizi ihlâsta ve hakta bilmelisiniz., Kardeşlerinizin meziyetlerini şahıslarınızda ve faziletlerini kendinizde tasavvur edip, onların şerefleriyle şâkirâne iftihar etmektir."

"Tüm Lahikalar bu düsturları izah ediyor ve nasıl pratikte uygulanabileceğini gosteriyor. Kendim dahil Barla Lahikasından özellikle çok istifade ediyorum."

"Uhuvvet risalesindeki ayetleri uhuvvet bahsinin özüdür. Uhuvvet risalesinde deniliyor başta: “Müminlerde nifak ve şikak, kin ve adâvete sebebiyet veren tarafgirlik ve inat ve haset, hakikatçe ve hikmetçe ve insaniyet-i kübrâ olan İslâmiyetçe ve hayat-ı şahsiyece ve hayat-ı içtimaiyece ve hayat-ı mâneviyece çirkin ve merduttur, muzır ve zulümdür ve hayat-ı beşeriye için zehirdir.”

"İhlas ve Uhuvvet düsturlarına riayet etme ümidiyle son olarak diyorum Risale-i Nurları bilen bu zamanın mühim bir alimi olabilir!”

"Program müddetince birçok dillerde çevrilen Risale-i Nurlar teşhir edildi ve kitap sergilerinde yazarların eserlerini imzaladılar. Bu geleneksel hale gelen ve 9 yıldan beri devam eden ve yoğun ilgi gören  bu konferansa, Avrupa’dan ve birçok ülkeden (Türkiye, Hollanda, Almanya, Avusturya, Belçika, Fransa ve diger ülkeler) iştirak eden misafirler vardı.

(Konferanstan fotoğraflar için TIKLAYINIZ)

www.RisaleHaber.com