Alparslan Türkeş'i kızdıran Said Nursi sorusu
Ölümünün 25. yılında anılan Alparslan Türkeş, 27 Mayıs darbesinin içinde yer almıştı. Bu yüzden sık sık Said Nursi'nin mezarıyla ilgili sorulara da muhatap oluyordu
RİSALEHABER
Alpaslan Türkeş ölümünün 25. yılında anılıyor. 27 Mayıs darbesinin içinde yer alan Türkeş, hayatta olduğu dönemlerde sık sık Said Nursi'nin mezarıyla ilgili sorulara da muhatap oluyordu. Çünkü 23 Mart 1960 yılında Şanlıurfa'da vefat eden Bediüzzaman Said Nursi'nin mezarı 27 Mayıs darbecileri tarafından bir gece ansızın Urfa'dan kaçırılmıştı.
Konu kendisine sorulduğunda Türkeş tepki veriyordu.
"MHP lideri Alparslan Türkeş, 27 Mayıs 1960'daki askeri darbede yer aldığı için 1970'li yıllarda Demokrat Parti'nin devamı olarak bilinen Adalet Partisi'nin mensupları tarafından hep eleştiriye maruz kaldı. İkinci bir eleştiri konusu da Said-i Nursi'nin naaşının askeri idare tarafından Urfa'daki mezarından bilinmeyen bir yere nakledilmesiydi. Bu iki eleştiri de MHP lideri Türkeş'i hep rahatsız etti.
"Türkeş, 27 Mayıs ve Said-i Nursi olayı hakkında çeşitli açıklamalar yaptı. Başbakan Adnan Menderes'in idamına karşı çıktığını, Said-i Nursi'nin naaşının ise kendisinin sorumluluğu dışında nakledildiğini belirtti. Said-i Nursi'nin mezarının herkesçe bilinmeyen bir yere defnedilmesi hususunda talebelerine vasiyeti vardı. Yine de naaşının 27 Mayıs'tan sonra askeri idarenin talimatıyla bilinmeyen bir yere nakledilmesi Nurcu çevrelerde eleştiri konusu yapıldı.
"Türkeş, Said Nursi'nin kayıp mezarı hakkında sorulara muhatap kaldı. Uzun yıllar suskunluğunu koruyan Türkeş, gazeteci Hulusi Turgut'a 1995 yılında anlattığı anılarında kayıp mezarla ilgili açıklamalarda da bulundu.
Milli Birlik Komitesi'ne gelen Said Nursi dosyası
Türkeş, 1995'de gazeteci Hulusi Turgut'a Said-i Nursi'nin naaşının naklinin Milli Birlik Komitesi toplantısında gündeme geldiğini belirtiyordu. Konuyu gündeme getiren - İçişleri Bakanı emekli general İhsan Kızıloğlu'ydu. Türkeş şöyle diyordu:
"İhsan Paşa elinde bir dosya ile geldi. Bir konuda bilgi vermek istediğini söyledi. Paşanın Komite'ye anlattıklarına göre, 27 Mayıs'tan önce, Urfa'da vefat edip, oraya defnedilen Said Nursi'nin kardeşi, kendilerine bir dilekçe vermiş, ismi Mehmet olabilir, ama soyadı, kardeşinin soyadına benzemiyordu. Dilekçe sahibi, 'Ben Konya'da oturuyorum, oysa ağabeyimin mezarı Urfa'da. Sık sık ziyaret etmek istiyorum, iki şehrin arası uzak olduğu için her zaman ziyaret imkanı bulamıyorum' demiş. Paşa bize bunları anlattıktan sonra, 'Said Nursi'nin kardeşi kabir nakli istiyor' dedi. Dilekçe MBK'da Kızıloğlu tarafından okundu. Komitenin izin vermesi halinde, Cemal Gürsel Paşa'ya da arzedileceğini belirtti. Milli Birlik Komitesi kabrin nakline izin verdi. Olayın bize yansıyan şekli budur. Olayı böyle biliyoruz. Kızıloğlu'nun verdiği bilgi dışında ayrıntı alamadım. Zaten 13 Kasım oldu, biz yurt dışına çıkarıldık."
Türkeş: Hata yaptığımı düşünmüyorum varsa, Allah'tan af dilerim
Türkeş bu konuyu Arusilerin önde gelen isimlerinden Mehmet Faik Erbil'le de konuştu. Erbil, Said-i Nursi'nin naaşının bilinmeyen bir yere nakledilmesi hususunda MHP Lideri Türkeş'ten bilgi alıyor. Erbil, Said-i Nursi'nin naaşının nereye nakledildiğini belirtmekten kaçınıyor. Erbil, Said-i Nursi Olayı'nı da Türkeş'in ağzından şöyle aktarıyor:
"Said-i Nursi bahsine gelince; Urfa'da Makam-ı İbrahim'den naaşını alıp..... nakletmemiz belki de doğru değildi. Kabir nakli gece uçakla üç kişi tarafından yapılmıştır. (...) İkinci bir Kâbe yapılmasından korktuğumuz için böyle davranmak zaruretini duymuş olduk. Burada niyetim halistir. Hata yaptığımı düşünmüyorum. Varsa, Allah'tan af dilerim."
Bu soru ile muhatap olunca nedense çok kızıyor
Araştırmacı yazar Necmettin Şahiner ise 23 Mart 2015 tarihli Sabah gazetesindeki beyanatında şöyle konuşmuştu:
"Alparslan Türkeş'le görüştüm. Yazılı olarak cevap vereceğini söyledi ama cevap vermedi. Bu soru ile muhatap olunca nedense çok kızıyor. Bana da kızmıştı. Said Nursi'nin mezar meselesi denilince alevleniyor, öfkeleniyor. 27 Mayıs'ta radyolarda konuşan darbenin kudretli albaydı Alparslan Türkeş. Elbette bu sorunun muhatabıdır. Ama asıl sorumlular kim derseniz. Birinci sorumlu Orgeneral Cemal Gürsel ve ikinci sorumlu İçişleri Bakanı Muharrem İhsan Kızıloğlu'dur. Ama Türkeş'in de işin içinde olduğunu biliyoruz. İhtilalden sonra yaptığı bir konuşmada kendisine Nurculuk sorulmuş ve "biz Said Nursi'nin mezarını kaldırmakla o meseleyi hallettik" demiştir.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.