Anayasa değişikliği, devletin vatandaşa bakışını da değiştirecek

Anayasa değişikliği, devletin vatandaşa bakışını da değiştirecek

Anayasa'nın "Özel Hayatın Gizliliği" başlıklı 20. maddesine eklenen hüküm ile kişisel verilerin korunması ilk kez anayasal güvence altına alındı.

Metin Arslan'ın haberi

Yapılan düzenlemeyle bundan sonra kişisel ya da inanca dönük fişleme faaliyeti 'anayasa suçu' sayılacak. Ergenekon soruşturması sırasında toplumun farklı kesimlerine dönük çok sayıda fişleme belgesine rastlanmıştı.
Meclis, önceki gün sabaha karşı vatandaşların hukuka ve temel insan haklarına aykırı olarak fişlenmesine son verecek anayasa değişikliği maddesini 337 oyla kabul etti. Düzenlemeyle bireyin özgürlüklerinin korunması hedefleniyor. Değişiklikle, vatandaşları yasa dışı bir biçimde kişisel, dinî, siyasî ve felsefî görüşlerine göre fişleyenler 'anayasa suçu' işlemiş olacak.

Demokrat Yargı Eşbaşkanı Orhan Gazi Ertekin, anayasa değişikliğinin devletin vatandaşa dönük yeni bir bakış açısını başlatacağını, devlet karşısında halkı, toplumu ve bireyleri önemseyen bir bakış açısı getireceğini kaydediyor. Değişiklik sonrası devlet kurumlarının yaptığı ve halen de devam eden fişleme arşivlerinin temizlenmesi gerektiğini ifade eden Ertekin, bu temizliğin topluma duyurulması gerektiğini de anlatıyor.

'Özel hayatın gizliliği' başlıklı maddede değişiklik getiren düzenleme, TBMM Genel Kurulu'nda 337 oyla 20 Nisan sabaha karşı kabul edildi. Maddeye göre, herkes kendisi ile ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahip olacak. Bu hak, kişinin kendisi ile ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsayacak. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızası ile işlenebilecek.

Düzenlemeyle Türk hukuk literatürü ve kamu geleneğine ilk kez bireyin korunmasının girdiğini vurgulayan Ertekin, düzenlemeyi sevindirici bulduğunu belirtiyor. Ertekin, "Türk kamu geleneği genellikle, devlet çıkarları karşısında kişisel durumların bilgilerin, verilerin daha önemsiz olduğu algısına dayanıyor." ifadelerini kullanıyor.

Anayasa değişikliğinin kendi başına doğrudan ceza getirmeyeceğine, ancak başlı başına koruma getireceğine dikkat çeken Ertekin, şöyle konuşuyor: "Çeşitli yönetmeliklerle ve bazı yasalarla kendini koruyan ve devam eden fişleme eğiliminin artık sona gelinmesi gerektiğini gösteriyor. Bu hüküm anayasallaşırsa hükümete düşen en önemli görev, buna uygun alt mevzuat oluşturulması zorunluluğudur. Kurumların toplumu fişleyen arşivleri teker teker temizlenmeli ve bu da topluma duyurulmalı. Kurumların yeni duruma daha kolay ayak uydurmasını sağlayacak zihinsel eğitim faaliyetleri yapılmalı. Yani devletin, bireyi, toplumu koruyan yeni bir siyasi sürece girdiğini görmesi ve buna uygun davranması gerekiyor."
Zaman