Ankara, Rusya'daki İslamofobiyi ne zaman konuşmaya başlayacak?
Rusça yayın yapan golosislama.com sitesinde Risale-i Nur talebelerine yönelik baskınlar ve Rus Müslümanların muhatap olduğu İslamofobi'ye dikkat çekildi
Ekim ayı başlarında Rus güvenlik güçleri, Kürt kökenli Türk-İslam alimi Said Nursi'nin eserlerini okumak için Moskova'da özel bir dairede toplanan 10 Rusya vatandaşını tutuklamış.
Rusya'da böyle bir okuma, Rusya içinde aşırılık yanlısı olarak tanınan 'Nurcular örgütüne' ait olmanın otomatik kanıtı olarak görülüyor. Rusya milletvekili Yarovaya tarafından Rusya kanunlarına teklif edilen değişiklikler kabul edilmeden önce bu 'aşırılık kanununa' göre bazen şartlı olarak bir-iki yıl hapis cezasıyla kurtulmak mümkün olurken, şimdi ise çift haneli rakam süreli hapis cezası verilebilir.
Hapishanelerinde yatan "aşırılık yanlılarının" yüzde 70'i Müslüman!
Ancak dikkatimizi çeken haberin kendisi değildi, çünkü bu haber Rusya'daki başka bir çok baskılarla ilgili diğer haberler arasında kolayca kaybolabilir. Bu arada, bugün Alexei Navalny hapishane yönetiminden bir aşırılıkçı "yeşil şeridini" aldığından "çok sayıda Müslüman safına katıldım" diye şaka yapmış, çünkü Rusya hapishanelerinde yatan "aşırılık yanlılarının" yüzde 70'i Müslümanlardır.
Rusya hapishanelerinin "aşırılık yanlıları" yani Müslümanlarla planlı olarak doldurulması hakkındaki haberin kendisi dikkate değer değildi. Bu haberin, 100 binden fazla abonesi olan 'Siloviki' telgraf kanalı başta olmak üzere Rus güvenlik yetkililerinin kaynaklarında yer alması dikkat çekti (https://t.me/SIL0VIKI/37430).
Bunlar 'Nurcular Türk İslamcı örgütü' üyelerinin faaliyetleri bastırılmasına ilişkin habere yer vererek, sadece Rusya'da yasaklanmasına ve aşırılıkçı olarak tanınmasına değil, aynı zamanda 'Erdoğan tarafından desteklendiğine' de dikkat çekmişler. Yani görüyoruz ki Rusya'da bir Türk-İslam aliminin eserlerini okumak için Türk Cumhurbaşkanının ona (alime) yönelik olumlu tavrı mazeret değil, ağırlaştırıcı bir durummuş. Halbuki Rus meslektaşı Putin kamuoyunda "arkadaşım Recep" diye hitap ediyor.
Ancak şaşırdığımız şey bu değildir, çünkü Erdoğan ile Putin arasındaki dostluk perdesinin arkasında birçok alanda şiddetli bir rekabet olduğu uzun zamandır biliniyor. İnsanların ilişkilerinde buna ikiyüzlülük denilir, ancak tüm modern siyaset böyle bir ikiyüzlülük üzerine kuruludur, bu yüzden böyle bir durum şaşırtıcı gelmiyor.
Burada şaşırtıcı olan başka bir şey var. Son yıllarda Türk devleti ve dış politika dairesi liderleri düzenli olarak dünyada İslamofobi konusunu, tehlikesini ve onunla mücadele etme gereğini gündeme getirirler. Bunun için onlara ironik olmayan bir şekilde çok teşekkür ediyoruz. İslamofobinin tezahürlerini kaydetmek için, bundan sorumlu Türk yetkilileri bu tür gerçekleri toplar ve daha sonra bunların dahil edildiği bir rapor hazırlar ve yayınlarlar.
Rusya'daki İslamofobi ve Türkofobi göz ardı ediliyor
İşte tam burada ortaya bir soru çıkıyor. Bu raporlar, AB'de İslamofobi nedeniyle Müslümanlara yönelik sıradan bilgi saldırıları veya günlük saldırılara yönelik kitlesel vakaları içeriyor, neyse ki kurbanları için çok ciddi bir şey getirmeyen vakalar. Ancak bu raporlarda Putin Rusya'sındaki çok sayıda örneği olan resmi ve bazen oldukça yüksek rütbeli yetkililerin sistemik İslamofobileri yanı sıra Türkofobileri de kesinlikle göz ardı ediliyor.
Aynı zamanda, AB'de Türk-İslam örgütlerinin en fazla istenmeyenler listesine dahil edilse de (bu onların çalışmalarını bazı zorlukları aşmalarıyla engellemez), Rusya'da ise bu örgütlerin üyeleri devlet propagandacılarının "Erdoğan tarafından destekleniyor" yuhalamalarıyla çift haneli rakamlı sürelerle hapishanelere gönderiliyor.
Rusya Müslümanları: Nurculara operasyon yapan Putin'in hedefi Erdoğan!
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.