Arap baharı değil, Arap uyanışı

Her değişimin, hormonlu karakteri ne kadar sun’i, siyasi ve gayr-i insani ise, fıtrat kanunlarına uyan gelişmeci ve sabır isteyen dinamikleri ise o kadar kalıcı ve insanidir.

Batının İslam coğrafyasında kurguladığı kukla devletler/yönetimler ve temsilcileri ile halkları arasına koydukları mesafe oranında insani gelişmeye ve hürriyetlere o kadar uzaktırlar.

Bir yönetim sistemi, insanlarını dışlıyor, içerde problem üretip dışarıya servis yapıyorsa, bu hastalıklı bünyenin değişimi şart.

İslam dünyası, işte bu değişimlerden, kendi tabiatına yakışan kalıcı yenilenmenin adımlarını atıyor son yıllarda.

Birikmiş problemlerin halı altına sürülemediği, mızrağın çuvala sığmadığı, kılıfın minareyi örtemediği bir durum var genelde İslam dünyasında, özellikle Arap dünyasında.

Birileri buna Arap baharı diyor. Menşei asaletsiz, ama döneme bulunmuş mevsimlik bir tabir.
Fena değil, ama kurgusu belirsiz. Mevsimlik bir değişim ifadesi.

Oysa ki, asrın sözcüsü 1911 yılında, bundan tam 100 yıl önce Arap uyanışını söylemişti.
Araplar uyanacak. Hakiki kardeşleri olan Türklerle beraber İslam’ın mutluluğuna hizmet edecekler. Diğer kavimler de, bu aile içi kardeşlikten ders alıp büyük aile fotoğrafına dahil olacaklardı.

Bunun için Türkler, Türkçülük perdesi altında bünyelerine uymayan, bedenlerine  giydirilen Kemalizm kalıbından sıyrılmaları gerekecek.

Yukarıdaki bu müjdeler kendi mecrasında doğru bir zeminde tarihin perspektifine ışık tutacak kaderi bir dönüşümle ilerliyor.

Siyaset, ticaret, kültür veya milli uyanışlar, bu büyük gayenin tahakkuku için birer araç sadece.

Olayın özü, genetiği ile oynanmış insanlığın son 500 yıllık serencamında, beşer kafilesinde geri kalan İslam toplumlarının artık harekete geçmeleridir.

500 yıldan fazladır uyuyan İslam dünyası, sefaletle boğuşan, gündemini kaybeden ve ırkçılık/kabilecilik belası ile ikame edilen üstünlük tafraları altında ezilen  toplumlar ve dünyaya mesaj veremeyen bir kapanma…

Bu kapanma çözülüyor. İslam güneşinin önündeki ay, geri çekiliyor.
Türkler asli ruhuna dönüyor. Araplar uyanıyor. Diğer kavimler kardeşlik özlemini hissediyor.
“İstikbalde hükmedecek hakikat-i İslamiye ve Kur’aniye” sözün sahibi olma yolunda.

Geçici hevesler, dar  merkezli dalgalanmalar, devletlerin değişim hızları, batının kıskaç politikaları ve haberlerde üretilen gerilimli haller ve canımızı sıkan acılı/hüzünlü/yakıcı hallerin tamamı, kaderi tezgahta dokunan müjdenin mutluluk öncesi son acıları.
Karanlık gecenin sabahı yakın.

1911 yılında Hutbe-i Şamiye’de ifade edilen “bilhassa İslamın terakkisi onların intibahıyla olan Arabın saadetinin fecr-i sadıkı” dönemini yaşıyoruz.

Krizlerle boğuşan bir batı. Uyanan bir doğu. Değişen liderler/liderlik sultası. Gelişen insanlık vicdanı.

Bu temel dinamiklerin sesi daha çok duyulacak. Toplumların yenilenme talepleri daha çok hız kazanacak.

Arap uyanışı, kalkınmanın hareket pimidir. Sefaletin kol gezdiği yoksul halklar onlara dağıtılan kaynaklarla daha fazla insaniyeti tadacak.

500 yıllık uykudan uyanmanın mahmurluğu birkaç yıl değil 10 yıl da sürse, neticeleri itibariyle kısa süre sayılır.

Arapların  uyanış senaryosu 100 yıl önce  yazılmış. Senarist Bediüzzaman. Zaman ve zemin tanımları net. Aktörler ise hep değişken olacaktır. Esas olan bu senaryoyu bilmektir.

Sahi, bu senaryoyu yıllar yılı okuyanlar ve bu filmi seyredecek kadar göz hafızası canlı Nur talebeleri için kahraman arayışı olabilir mi? Asla.

Kader hükmünü icra ediyor. Risale-i Nur müjdeleri bir bir gerçekleşiyor. Bu çorbada tuzu olan kainat gemisindeki herkesten Allah razı olsun.

Ve Bediüzzaman Said Nursi’nin beynimize yürek, kalbimize inşirah, ruhumuza inkişaf, duygularımıza heyecan veren  haykırması:
“Yaşasın sıdk! Ölsün ye’s! Muhabbet devam etsin! Şura kuvvet bulsun!”

Herkese hayırlı sabahlar! Günaydın!
Uyandık beraberce.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum