Artık kim düşmanlık ve haksızlıkla bu şeyleri yaparsa

Artık kim düşmanlık ve haksızlıkla bu şeyleri yaparsa

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Nisâ Sûresi 29-31. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

29-Ey îmân edenler! Kendiliğinizden anlaşarak yaptığınız bir ticâret olması müstesnâ, mallarınızı aranızda bâtıl (haram yollar)la yemeyin ve nefislerinizi (kendinizi ve birbirinizi) öldürmeyin! Şübhesiz ki Allah, size karşı çok merhametlidir.

30-Artık kim düşmanlık ve haksızlıkla bu (yasaklandığı) şeyleri yaparsa, bunun üzerine ileride onu bir ateşe atacağız! Bu ise, Allah’a göre çok kolaydır.(1)

31-Eğer kendisinden yasaklanmakta olduğunuz (günahlar)ın büyüklerinden kaçınırsanız, (küçük) günahlarınızı sizden örteriz ve sizi çok hoş bir yere (Cennete) koyarız.(2)

---
(1)“Evet, bir Kadîr ki: Şu âlem, bütün güneşleri, yıldızları, avâlimi (âlemleri), zerrâtı (zerreleri), cevâhiri (cevherleri) nihâyetsiz lisanlarla O’nun azametine (büyüklüğüne) ve kudretine şehâdet eder. Hiçbir vehim ve vesvesenin hakkı var mıdır ki haşr-i cismânîyi (cismiyle haşrolmayı) o kudretten istib‘âd etsin (uzak görsün)!” (Sözler, 29. Söz, 201-202)

(2)“Ma‘sıyetin (günâhın) mâhiyetinde, eğer devâm ederse, küfür tohumu vardır. Çünki, o ma‘sıyete devâm eden ülfet peydâ eder (alışır). Sonra ona âşık ve mübtelâ olur. Terkine imkân bulamayacak dereceye gelir. Sonra o ma‘sıyetin ikāba mûcib olmadığını (cezâlandırılmayı gerektirmediğini) temennîye başlar. Bu hâl böylece devâm ettikçe küfür tohumu yeşillenmeye başlar. En nihâyet, gerek ikābı (cezâyı) gerek dâru’l-ikābı (cezâ yerini) inkâra sebeb olur.” (Mesnevî-i Nûriye, Habbe, 111)