Atatürk'le asker eşlerinin başını açtırdılar

Atatürk'le asker eşlerinin başını açtırdılar

İhraç edilen Astsubay Başçavuş Aygül, o dönemin hayatında telafisi mümkün olmayan yaralar açtığını söyledi

28 Şubat sürecinde eşi başörtülü olduğu gerekçesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ihraç edilen Astsubay Başçavuş Adem Aygül, o dönemin hayatında telafisi mümkün olmayan yaralar açtığını söyledi.

Ordudan atıldıktan sonra ailesini geçindirmek için pazarlarda 13 yıl boyunca işportacılık yapan Aygül, 28 Şubat 1997'de bazı komutanların fişleme yapmak amacıyla eşli davetler verdiğini belirtti. Aygül, Atatürk ilkeleri ve laiklik gündeme getirilerek, subay ve astsubay eşlerinin başının açtırılmaya çalışıldığını ileri sürdü. 12 Eylül 2010'da yapılan referandumdan sonra görevine dönen Aygül, "Allah bu ülkeye bir daha 28 Şubat süreci yaşatmasın." dedi.

28 Şubat sürecinde inançlarından dolayı 'irticacı' fişlemesiyle hukuksuzca ordudan atılan binlerce astsubay ve subaydan birisi de Kırşehir'in Kaman ilçesinde yaşayan Adem Aygül. Post modern darbe döneminde ordudan atılan Aygül, askerliğe İzmir İstikam Astsubay Okulu'nda başladığını ifade etti. Asker olduktan sonraki süreci anlatan Aygül, okul bittikten sonra kura çektiğini ve ilk görev yerinin Diyarbakır olduğunu söyledi. Diyarbakır'da 4 sene görev yaptığını belirten Aygül, daha sonra sırasıyla Tekirdağ, İzmir, Kars-Kağızman ve son olarak Osmaniye'de 6 ay görev yaptığını belirtti.

"ATATÜRK İLKELERİ VE LAİKLİK GÜNDEME GETİRİLEREK, ASKER EŞLERİNİN BAŞININ AÇILMASI İSTENİYORDU"

Ordudan ayrılma sürecini anlatan Aygül, "Genelde subay ve astsubayların eşlerinin başörtülü olması sıkıntı oluyordu. Eşleri başörtülü olan subay ve astsubaylar sürekli ikaz ediliyordu, açılması için. Atatürk ilkeleri ve laiklik gündeme getirilerek, subay ve astsubay eşlerinin başının açık olması gerektiği söyleniyordu. 14 Aralık 1998'de ben ordudan atılmıştım. O dönemde 163 subay ve astsubay atıldı, benimle beraber. Benimle aynı dönem çalıştığım yerde bir kişi atıldı. Fakat isim olarak tanımıyorum. Osmaniye'de ilişiğimiz kesilirken, subay ve astsubayları birlik komutanımız odasında topladı. Eşi başörtülü subay ve astsubay istemiyoruz, istenmiyor, yoksa ilişiğiniz kesilecek diye bize tebliğ edildi. Bu arada eşini açanlar oldu ve göreve devam etti. Daha sonra da eşi kapalı olan birkaç arkadaşın ilişiği kesildi." diye konuştu.

"KAPALI EŞİ OLAN ASKERLERİ FİŞLEMEK İÇİN EĞLENCE VE YEMEK DÜZENLENİYORDU"

Başörtülü eşleri tespit etmek için eğlenceli yemek düzenlendiğini belirten Adem Aygül, "Genelde subay ve astsubayların eşlerine veya ailece yemek ve eğlence düzenleniyor, orada eşlerin kapalı olduğu tespit ediliyor. Bunun üzerine ya işlem yapılıyor ya da ikaz ediyorlar. Sözlü olarak baskı görmedim, sadece 'eşiniz açılmadığı takdirde hakkınızda ayrılmanız için işlem yapacağız' diye söylendi. Bunu ise bölük komutanımız söyledi. Tabi ilişiğimiz kesilince büyük bir sıkıntı oluyor, bunalıma düşüyorsunuz. İnsanın düşüncesi duruyor ve bir şey düşünemeyecek duruma geliyor. Eşiniz, çocuklarınız aynı durumda yani insan hiçbir şey düşünemiyor. Eşim tabi başı kapalı olduğu için durumu anlıyordu. Ama çocuklarımın yaşı küçük, biri ilkokul 4, biri ise ilkokul 1. sınıfa gidiyordu. Çocuklar durumdan pek bir şey anlayamamışlardı." ifadelerini kullandı.

"ATILDIKTAN SONRA ÇOCUĞUMA KIŞLIK AYAKKABI BİLE ALAMADIM"

Astsubay Başçavuş Adem Aygül atıldıktan sonra pazarcılık yaptığını söyledi. Pazarlarda oyuncak sattığını anlatan Aygül, şunları söyledi: "12 yıla yakın süredir Kaman pazarlarında tezgah açarak, oyuncak araba sattım. Yaşam standardımız düşüktü. Geçim sağlamakta zorlandık. Hatta ilk atıldığımızda 5 -6 ay belki bir yıl hiçbir iş yapamadım. Daha sonra çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamadık. Örnek verecek olursak; Osmaniye sıcak bir yerdi. Osmaniye'den Kaman'a geldiğimizde aralık ayıydı. Orada çocukların ayakkabısı yazlıktı yani kış olmadığı için idare edilebiliyordu. Kaman'a geldiğimizde kar ve kıştı. Çocuğumun ayağına ayakkabı almakta sıkıntı çektim. Bir süre kışlık ayakkabı alamadım."

Bugünkü durumundan da bahseden Aygül, "2 oğlum var. En büyüğü edebiyat öğretmeni, küçük oğlum ise maden mühendisliğinde okuyor. Bu zorluklarda biraz ailem, ağabeylerim, destek oldu. Kendi gücümle olmadı. Son çıkan yasayla göreve iade hakkı verildi. Geçmiş haklarımızı iade ettiler. Tabi geçmişe dönük maaş haklarını alamadık henüz ama hükümetin bununla ilgili bir çalışması var. Buradan Sayın Başbakanımıza teşekkür ediyoruz, Allah razı olsun diyoruz, o ve arkadaşlarına. En azından geçmişe dönük haklarımız için iade-i itibar yapıldı. Daha önce toplumda ve çevremizde hakir gözle bakılıyorduk. Hakir görülüyorduk ordudan atıldığımız için, şu anda yeniden çalışmaya başladık. İnsanlar itibar edip saygı gösteriyor. Ailem ve çocuklarım bu duruma çok sevindi. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.

Cihan