Dünyaca ünlü İslam bilim tarihçisi Prof. Dr. Fuat Sezgin, ''İslam dünyasında bilim konusunda 17. yüzyıldan itibaren bir aşağılık duygusu uyandı. Bu aşağılık duygusu maalesef bugüne kadar var" dedi.

Dünyaca ünlü İslam bilim tarihçisi Prof. Dr. Fuat Sezgin, ''İslam dünyasında bilim konusunda 17. yüzyıldan itibaren bir aşağılık duygusu uyandı.

Bu aşağılık duygusu maalesef bugüne kadar var. Müslümanları bu duygudan kurtarmanın tek yolu şu, onları bilimler tarihinde 800 yıllık bir muazzam dönemin varisçileri olduğuna inandıracaksınız'' dedi.

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın himayelerinde gerçekleştirilen ''Medeniyetler İttifakı-Ankara Konferansları'' çerçevesinde, CerModern Konferans Salonu'nda Prof. Dr. Sezgin'in konuşmacı olarak katıldığı toplantı düzenlendi.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Medeniyetler İttifakı Türkiye Ulusal Eşgüdüm Kurulu Başkanı Bekir Karlığa, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde gerçekleştirilen BM Medeniyetler İttifakı Projesi'nin, küresel barış ve insanlık girişimi olarak açık bir medeniyetler müzesini andıran Türkiye'nin, tarih içinde oluşan geniş medeniyet birikimini bütün insanlığın gündemine taşımayı ve medeniyet şuurunu geliştirmeyi amaçladığını söyledi.

Kurul olarak yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgi veren Karlığa, Başbakan Erdoğan'ın direktifleriyle İslam bilim tarihine büyük hizmetler veren Fuat Sezgin'in adına iki kurum oluşturacaklarını bildirdi.

Karlığa, ''Bunlardan birisi Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Enstitüsü, diğeri de dünyanın değişik yerlerindeki kaynak eserleri derlediği kitaplarının toplumun, araştırmacıların hizmetine sunulacağı Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Kütüphanesi'' diye konuştu.

Prof. Dr. Sezgin de ilkokula gittiğinde dünyanın yuvarlak olduğunu anlatan öğretmeninin ''Müslüman bilginlerin, dünyanın, bir öküzün boynunda taşındığına inandığını'' öğrettiğini söyledi.

Kendisinin 30 yıl kadar sonra Müslümanların ekvatorun uzunluğunu daha 9. yüzyılda birkaç metotla 40 bin kilometre kadar ölçebildiğini öğrendiğini belirten Sezgin,

17. yüzyıldan beri bilim ve teknolojide kendini göstermeye başlayan kalkınmayı Yunan bilimlerinin tanınmasına bağlayan görüşün, bugüne kadar batı dünyasında, İslam dünyasında ve Türkiye'de bazı uyanmalara rağmen sarsılmaz hakimiyetini devam ettirdiğini vurguladı.

İslam tarihindeki matematiksel ve beşeri coğrafya alanında yaşanan gelişmeleri, dönemin önemli isimlerinden örnekler vererek anlatan Sezgin, Müslümanların coğrafyada ne kadar ileri gittikleri konusunda kesin hüküm verebileceğini söyledi.

Müslümanların enlem ve boylam derecelerini Yunan ve Hintlilerden daha doğru ölçebildiklerini ifade eden Sezgin, İslam dünyasında hazırlanan enlem ve boylam cetvellerinin çoğunun Avrupa'ya 12. yüzyıldan beri ulaştığını,

Avrupalıların bu cetvelleri kopya ettiklerini ve uydurma cetveller yaptıklarını ancak çok uzun süre gerçekten ölçme sonucu olan verilere dayanan tek bir harita hazırlayamadıklarını vurguladı.

Sezgin, İslam dünyasının, Halife El-Memun döneminden 15. yüzyıla kadar çabaları sonucunda Asya, Avrupa ve Afrika'nın gerçeğe yakın haritalarını yapmayı başardıklarını bildirdi.

Sezgin, konferansın ardından katılımcıların sorularını yanıtladı. Sezgin, ''Evliya Çelebi'' ile ilgili bir soru üzerine, Evliya Çelebi'nin İslam dünyasının çıkardığı en büyük coğrafyacılardan birisi olduğunu, çalışkanlığına ve müşahede kabiliyetine muazzam bir hürmet duyduğunu bildirdi.

Sezgin, ''İslam dünyasının önceki başarılarını neden gösteremediğinin ve gençlere tavsiyesinin'' sorulması üzerine de ''İslam dünyasında bilim konusunda 17. yüzyıldan itibaren bir aşağılık duygusu uyandı. Bu aşağılık duygusu maalesef bugüne kadar var.

Müslümanları bu duygudan kurtarmanın tek yolu şu, onları bilimler tarihinde 800 yıllık bir muazzam dönemin varisçileri olduğuna inandıracaksınız'' diye konuştu.

Son Devir