Avrupa'nın Müslümanlardan aldığı 5 sır
Avrupalı Müslümanlar içinde 'Gezgin Müslüman' olarak bilinen Tarık Hüseyin, Avrupalıların Müslümanlardan esinlenerek yaptığı veya doğrudan Müslümanların etkilediği şeyler ile ilgili 5 sırrı sıralıyor
Ömer Çiftçi'nin Haberi
RİSALEHABER- Tarık Hüseyin'in çalışması günümüz Avrupası için son derece önemli görülen ve sembol haline gelmiş olan bazı maddelerin Müslümanların etkisi ile ortaya çıktığını gösteriyor. 5 maddelik bir liste oluşturan Hüseyin, bu maddeleri ortaya çıkarmak için Avrupa'nın pek çok noktasını gezmiş ve buralardaki önemli belgeleri incelemiş. Bu belgelerde de Müslümanlar ile ilgili daha önce duyulmamış belgeler görmüş.
İşte Müslümanlardan Avrupa'ya geçen veya Müslümanlardan etkilenerek yapılmış 5 önemli kültür objesi ve bilinmeyenler;
1. Kruvasan
Bugün ülkemizde de sevilip yenilen Kruvasan, ortaya çıktığı Viyana'da dilden dile yayılmış olan efsaneye göre Viyana Kuşatması'ndan eli boş dönen Osmanlı karşısında alınan galibiyeti kutlama adına yapılmış bir tatlıdır. Bugün Avrupa'da kahvaltıların vazgeçilmezi olan Kruvasan, o dönem Viyana'nın ünlü fırıncıları tarafından Müslümanların yenilmesine atıf olarak 'hilal' şeklinde tasarlanmış.
2. Şampuan ve Köri sosu
(İngiltere'nin Brighton kenti)
Şampuan günümüzde medeniyetin ve temizliğin önemli sembollerinden biri. Bu maddeler de Hindistan'daki Müslümanlardan Avrupa'ya taşınmıştır. Dönem Hindistan'ında yaşayan Sake Dean Mahomed olarak bilinen bir Bengali-Hint doktoru, şampuan ve köriyi Avrupa topraklarına taşıdı. Biharlı bir Müslüman olan Mahomed, Doğu Hindistan Ticaret Şirketi ile olan bağlantılarıyla 18. yüzyılda İngiltere'nin Brighton şehrine geldi.
İmparatorluk ana vatanına ulaşan Mahomed, bu topraklarda Champi adını verdiği bir berber salonu açtı. Mahomed'in şöhreti öyle yüksekti ki, Kral IV. George ve Kral IV. William'a "Şampuan Cerrahı" olmayı bile başardı.
Hindustani Kahve Evi adı verilen Londra'da İngiltere'nin ilk "köri evi"ni de açtığından, Mahomed'in İngiliz kültürüne yaptığı başka bir katkı.
3. İtalya Arapları
(Sicilya'da bir islami mimarı parçası)
İtalya'nın simge yerlerinden biri olan Sicilya, M.S. 500'lü yıllara kadar bir Bizans ve Hristiyan toprağıydı. 652 yılında ise Hz. Osman önderliğindeki ordular tarafından fethedildi. Fakat bu fetih çok kısa sürdü. Müslümanlar bir süre sonra bölgeyi terk etti.
700 yılında ise bu sefer Sicilya'ya yakın bir toprağı fetheden Müslümanlar, Bizans ile de ticaret anlaşması yaptı. Uzun süren mücadeleler sonunda 900'lü yılların ortasında Sicilya tekrar Müslümanların eline geçti. Burada da bir süre hayatta kalacak emirlik kurdular.
Tarık Hüseyin, bölge topraklarına gittiğinde Sicilya'da Müslümanlara ait çok eser bulunduğunu söylüyor. Norman Arapları olarak da bilinen Müslümanların günümüzde bile etkisi sürüyor. Sicilya'da soyu Sicilya Emirliği Müslümanlarına dayanan pek çok kişi var.
4. Drakula
(Romanya'da bir Müslüman mezarlığı)
Masallarda ve Çizgi Filmlerde 'vampir' olarak gösterilen Drakula'nın hikayesi Osmanlı ile de birleşir. Fakat Tarık Hüseyin'in çalışmalarında, Drakula olarak bilinen 3. Vlad Tepeş'in Müslüman olabileceğine dair bulgular bulunuyor. Tarık Hüseyin, bazı kaynaklarda kendisinin 'Kur'an Hafızı' olduğuna dair bulgular gördüğünü de söylüyor.
Tarık Hüseyin, Romanya'daki camileri araştırırken, camiler içinde bulunan tarih kitaplarına göre Vlad'ın babası kendisini ve kardeşi Radu'yu İstanbul'un Osmanlı mahkemelerine gönderdiğini ve orada "rehin" anlaşmasının bir parçası olarak Türk Halifeleri ile yaşadığını gördü.
Osmanlılar için bir saldırı ya da anlaşma ihlaline karşı bir tür sigorta olan anlaşma ise iki çocuğun Müslüman olarak yetişmesine neden olmuş. Orada iki çocuk Arapça öğrenmek ve Kur'an'a hakim olmak gibi Müslüman usülleri ile yetiştirilmiş olabilir.
5. Latin harfleri ile Arapça
(Malta'da bir sahil)
Tarık Hüseyin'in araştırmalarında ve gezilerinde en çok şaşırdığı nokta ise Malta topraklarında yaşanmış. Malta, kendi dili içinde çoğunlukla 'Arapça' etkisine sahip. Bunu test etmek için bir Maltalı vatandaştan 10'a kadar saymasını istemeniz yeterli olacaktır.
Tarık Hüseyin bu durumu ilk kez bir pazarda keşfetmiş. Pazarcıdan Arapça 'iki elma' isteyen Hüseyin, pazarcının bu isteğini hemen anlayıp kendisine yardımcı olduğunu söylüyor.
İtalya'nın dibindeki küçük İtalyan Adası, şimdiki adı ile Malta, Fatimi ve daha sonra Norman Arap döneminde geliştirilen Sicilya-Arapçası formunun kalan tek örneğidir. (Malta dili ayrıca İtalyan, Fransız ve daha az ölçüde de olsa İngilizce içerir.)
Sicilya-Arapçası aslında Sicilya'da öldü ve yerini İtalyan Sicilyalıların oluşturduğu Malta ve Malta halkı, daha önce bahsettiğimiz Sicilya'daki 'altın' İslam döneminin tek yaşayan mirasına sahip oldu.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.