Avukat Bekir Berk, hukuki bir cihat yaptı
Eygi, vefatının yirmici yılında Said Nursi ve mağdurların efsanevi avukatı Bekir Berk'i yazdı
Risale Haber-Haber Merkezi
Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi, vefatının yirmici yılında Bediüzzaman Said Nursi ve mağdurların efsanevi avukatı Bekir Berk'i yazdı.
"İhlâs ve hizmet kahramanı Bekir Bey" başlıklı yazısında Bekir Berk'in vefatının üzerinden 20 sene geçtiğini belirten Eygi, "Bekir bey bir hizmet efsanesi idi. 1960'larda, 27 Mayıs uğursuz darbesinden sonra çok haksızlığa uğrayan, ağır cezalara verilen, zindanlara atılan Risale-i Nur talebelerini savunmak, onlara yardımcı olmak için bin bir zorluk, imkansızlık, baskı altında, akıllara hayranlık veren hukukî bir cihat yapmıştır. Onun gibi feragatli ve fedakâr bir hizmet eri nadir değil, ender çıkar" dedi.
Nurcuların fakir insanlar olduğunu, avukat tutacak imkânlarının bulunmadığını belirten Eygi, "Bekir bey onları ücretsiz savunuyordu" şeklinde yazdı.
Eygi, yazısını şöyle sürdürdü:
"O tarihlerde haftalık Yeni İstiklâl dergisini yayınlıyordum. Risale-i Nur'lar hakkında kaziye-i muhkeme (kesinleşmiş mahkeme kararı) haline gelmiş kararlar vardı ama o zamanın rejimi bunları kale almıyor, Risale-i Nur okuyan Müslümanları her yakalayışında tutukluyor, ağır cezaya veriyordu. Adalet, hukuk, insan hakları ayaklar altında eziliyordu.
Nurcular fakir insanlardı. Nicesinin avukat tutacak imkânı yoktu. Bekir bey onları ücretsiz savunuyordu.
Bir gün akşama doğru Çemberlitaş'ta büro ve mesken olarak kullandığı mekâna gitmiştim. Yardımcıları yemek hazırlamışlardı. Menü pilav ve salatadan ibaretti...
Yurdun her yerinden tutuklanan Nurcularla ilgili haberler geliyordu. Bekir bey onların vekaletini alıyor ve insan gücünü aşan bir gayretle şehirden şehre uçarak, koşarak müdafaalarını yapıyordu. Bir gün ajandasını göstermişti. Filan tarihte Van Ağır cezası... İki gün sonra Konya... Ertesi gün falan şehirde... Kimisine uçakla gidiyor, kimisine otobüsle veya otomobille...
Uyku, dinlenme, sağlıklı beslenme, aile hayatı... Bunları bir kenara atmıştı. Düşündüğü tek şey hizmetti.
Onun hizmeti iman, İslam, Kur'an, sünnet ve şeriat için olmuştur.
O, dünya ücreti almadan çalışmıştır.
O, üstad Bediüzzaman'ın öğütlediği ihlâs prensibine dikkat ve hassasiyetle uymuştur.
O bir hizmet kahramanıydı.
Bir ihlâs kahramanıydı.
Vefatından sonra geriye dünya malı bırakmadı.
Cenab-ı Hak kendisine rahmet ve keremiyle muamele buyursun.