Avusturya Nur Cemaati İslam’ı anlattı

Avusturya Nur Cemaati İslam’ı anlattı

Nur Cemaati çeşitli dillerde Risale-i Nur’ları katılımcılara tanıttı

İbrahim Burak Özaydın’ın haberi:

RİSALEHABER-VİYANA

Avusturya’nın başkenti Viyana’da İslam Kanunu’nun 100. yılı dolayısıyla 3 gün boyunca çeşitli etkinlikler düzenlendi. Viyana Üniversitesi’nin organize ettiği bilimsel “İslam Kanunu” konferansıyla konuyu masaya yatırdı. Üniversitenin çeşitli profesörleri İslam Kanunu ve Avusturya için önemini dört oturum halinde gerçekleştirdi. Bir sonraki gün Viyana Belediye Binası’nda düzenlenen resmi 100. Yıl Kutlamasına Avusturya Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanı, Entegrasyon ve Eğitim Bakanları, Türkiye Diyanet İşleri Başkanı, Türkiye Başkonsolosu, Bosna Reis’ül Üleması, Avusturya İslam Cemiyeti temsilcileri ve çeşitli protokol üyeleri ve Müslüman temsilcileri katıldı.

nurcemaati5.jpgAçılış konuşmasında Avusturya İslam Cemaati Başkanı Dr. Fuat Sanaç bütün katılımcılara teşekkür ederken, İslam Kanunu’nun Avrupa içerisinde çok önemli bir yeri olduğunu ve bunun Avusturya için bir ayrıcalık olduğunu belirtti. Benzer şekilde Avusturya Cumhurbaşkanı, Bakanlar, Bosna Reis’ül Uleması ve Türkiye Diyanet İşleri Başkanı protokol konuşmaları yaparak 100. yılın anlam ve öneminden bahsettiler.

3. gün Viyana’da tek minareli cami olan ve bu yüzden halk arasında Minareli Cami olarak isimlendirilen İslam Merkezi Camisinde halka yönelik şenlik programı düzenlendi. Müslüman dernek ve cemaatler tanıtım standları açarak hizmet ve faaliyetlerini diğer Müslümanlarla paylaştılar. Nur Cemaati ise kendi standında başta Almanca olmak üzere çeşitli dillerde Risale-i Nur’ları katılımcılara tanıttı. Risale-i Nur’un İslamı anlatmadaki metodu ve yorumuyla ilgili sorulara cevap verdi. Ayrıca programa renk katan ünlü sanatçı Maher Zain’de küçük bir konser vererek programın şenlik havasına dönüşmesine katkı sağladı.

Avusturya İslâmiyeti 100 Yıldır Tanıyor

Avusturya 1912 yılında kendi bünyesindeki Bosnalı askerlere bir hak olarak İslam dinini resmen tanıdı ve de 1975 yılında Müslümanları cemaat olarak tanıdı. Böylece İslam Avusturya’nın resmi tanınan devletin bir dini olmasından da öte Müslümanlar resmen tanınan ve Hıristiyanlar gibi sosyal hakları olan bir cemaat haline geldi.
Ayrıca her eyaletin kendi özerk İslam Cemaat Teşkilatı bulunmakta. Bunlar Türkiye’deki Diyanet İşleri ve müftülükler benzeri kurumlar olarak faaliyetteler ve İslam adına her türlü sorumluluk ise bu kurumlar üzerinde bulunuyor. Her eyaletin İslam temsilciliği Viyana’da bulunan İslam Cemaati Merkezine bağlı.

Okullarda İslam Dersi Zorunlu

nurcemaati2.jpg1975 yılında Müslümanların Cemaat olarak tanınmasıyla birlikte İslam Dersi devlet okullarında Müslüman öğrenciler için zorunlu hale geldi. Çocuğunun din dersinden muaf olmasını isteyen veliler ise sadece yılın ilk haftasında çocuğunun din dersinden muaf olması için dilekçe doldurabilir. Ama sene içerisindeki muafiyet talepleri geçersiz oluyor ve din dersi çocuk için matematik gibi zorunlu bir ders olarak kalıyor. Din dersi öğretmenleri ve müfettişleri ise sadece Müslüman kişilerden ve İslam Cemaatinin onayladığı kişilerden olabiliyor.

Din dersi planları ve ders kitapları ise yine İslam Temsilciliği tarafından hazırlanıyor. Öğretmenlerin ve kitapların bütün masrafları Avusturya Devleti tarafından karşılanıyor. Din dersleri Türkiye’den farklı olarak genel kültür dersinden daha çok çocukların dinlerini pratik olarak yaşayabilmesi, Kur’an-ı Kerim okunması, birlikte namaz kılınması gibi konular öncelik arzediyor. Ahlâki konular, siyer-tarih bilgisi ve diğer dinler hakkında genel kültür bilgileri de elbette dersin bir parçasını oluşturuyor. Derslerin içeriği hakkında tek yetkili kurum İslam Cemaati. Her bölgenin kendine özel müslüman müfettişleri var ve dersleri bu müslüman müfettişler ile okul müdürleri teftiş edebiliyorlar. Ama müdürlerin ders içeriğine karışma hakları bulunmuyor.

Avusturya Devleti Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin yüz sene önce İstanbul’da Ezher Şeyhlerinden Şeyh Bahit Efendi’ye söylediği “Avrupa bir İslam Devleti’ne hamiledir, günü geldiğinde doğuracaktır” manasındaki sözünün bir örneğini göstermiştir.