Selahattin GEZER
Ayasofya ne zaman orucunu açacak?
Başta Şefkat Peygamberi Hz. Muhammed (sav) olmak üzere, ehl-i iman, İslam kahramanları ve Kur’an hizmetkârları hiç kimseye zorla bir şey yaptırmamış ve zorla hayatlarının akışını değiştirmemişlerdir… Ama Müslümanlara uygulanan hep zorbalık olmuş; “kılma, tutma, örtme-okuma, Allah’a kul olma-sevme, teşekkür etme” vs. Özgürlük sadece Müslüman’a çok görülmüş…
Kerbelâ'da Hz. Hüseyin (ra) zorla susuz bırakılmış ve tarihleri bile ağlattıracak zulümler yaşatılmış… Bediüzzaman zorla soğuk hücrelerde tutulmuş, milleti için fedakârlığına zorla engel olunmaya çalışılmış... Memleket sevdalısının, okullarda okutulan bir şiiri okuduğu için zorla görevden alınıp, zorla zindana yollanılmış… Müslüman dâhilde nefsin baskısı, hariçte ise çeşidi bol baskılarla daima karşı karşıya kalmış... Müslüman baskı altında kalmışta ya Ayasofya?
Ayasofya tam 84 yıldır oruç; üstelik sahursuz... Ayasofya namaz için saf oluşturan müminler gıdasından mahrum, ramazan coşkusundan mahrum… Tadilat, müze oyalaması ve esaret netice 1934 yılından beri zorla oruç tutturulan Ayasofya… Ne zaman iftar yapacak? Ne zaman orucunu açacak? 1950’den beri tüm hükümetler bu vebale ortaktır... Orucu zorla başlatanlara diyecek bir sözümüz yok; neticede Mahkeme-i Kübrâ var. Ayasofya’nın 84 yıldır iftarsız orucu ve Mescid-i Aksa’nın ağzından burnundan getirilen yedikleri, içtikleri… İki cami de Müslümanların karnesinde kocaman sıfır ve ikisi de büyük vebal…
Bütün camiler huşu içinde iftarlarını yaparken; cemaatle dolup taşarken, bir Ayasofya iftarsız, Ayasofya aç ve susuz… Ayasofya ölüm orucunda, Ayasofya aç bir insanın yanında yiyip içmenin suçluluğu-vebali… 84 yıldır adeta ölüm orucuna terk edilmiş Ayasofya bir ramazan daha diğer camiler içinde iftarsız…
Biz öyle bir milletiz ki; hiç kimsenin aç ve susuz kalmasına gönlümüz elvermez. Muhtaç için koşarız, bölüşürüz, derman oluruz ve gönlümüzü sonuna kadar açarız… Biz sadece Ayasofya’ya derman olamadık, birde yedikleri ağzından burnundan getirilen Mescid-i Aksa’ya…
Gelin, 15 Temmuz ihanetini bertaraf edişimizin yıldönümünde Ayasofya’ya muhteşem bir iftar yaptıralım! Büyük destanın yazıldığı 15 Temmuz’da, şehitlerimize okunan hatimlerle, kılınan namazlarla Ayasofya öyle bir iftar yapsın ki; Sultan Fatih bedduasını geri çeksin, bu muhteşem iftarda tüm şüheda İstanbul semalarında kanat çırpsın, üzerimizdeki tüm afatlar defolup gitsin. 15 Temmuz zorbalarına Ayasofya’nın büyük iftarı, orucunu açması, öyle bir tokat olsun ki; şiddetinden dolayı Marmara’da oluşan dalgalar, boğazları geçsin, Cebelitarık’ı aşıp dev dalgalar haline gelerek, okyanus ötesine 15 Temmuz ihanetinin mimarı olanlara tokat gibi insin, Firavun gibi boğulsunlar… Büyük ihanet girişiminde bulunan hainlere ve patronlarına Ayasofya’nın büyük iftarı büyük bir ders olarak tarihe geçsin.
Tanklara yumruk atan ve altına yatanların yüreğini ölüm orucundan çıkan Ayasofya soğutacaktır… Şehitlerimizin dedemiz Fatih’e müjdesi; iftarını yapan Ayasofya olacaktır…
İslam âleminin tam olarak uyanmasına ve ayağa kalmasına, samimi olarak uhuvveti hatırlamasına komadan çıkacak Ayasofya olacaktır… Ayasofya’nın iftarı manevi âlemimizin şalteri olacaktır…
Haydi, 15 Temmuz büyük bir iftar ve tüm zorbalıklara son noktanın konulduğu gün olsun, Ayasofya özgürlüğüne kavuşsun. Bu iftarı yaşatacak olanlara ise yüce Mevla cennette ebedi sofralar kursun…
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.