Ayasofya'nın bir dirilişe vesile olacağına inanıyorum
Gazi Üniversitesi Felsefe Bölümü emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bolay
Karaman'ın Ermenek ilçesinin Dindebol köyünde 1937'de doğan Gazi Üniversitesi Felsefe Bölümü emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay, babası öğretmen olduğu için ilkokulu çeşitli köylerde tamamladı. Ortaokul ve liseyi Konya'da bitiren Bolay, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun oldu.
Sivas, Ordu ve Ankara'daki okullarda din kültürü ve ahlak bilgisi ile eğitim sosyolojisi öğretmeni olarak görev yapan Bolay, mezun olduğu üniversitede akademik eğitimini sürdürdü.
Atatürk, Selçuk, Hacettepe ve Gazi üniversitelerinde akademik görevlerde bulunan Bolay, emekli öğretim üyesi olarak İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde Çağdaş Türk Düşüncesi derslerine girdi.
Arapça ve Fransızca bilen Prof. Dr. Bolay, "Batı Aklına Karşı Türkiye", "Osmanlı Düşünce Dünyası" "Türkiye'de Ruhçu ve Maddeci Görüşün Mücadelesi" ve "Kur'an'da İman" gibi birçok eser kaleme aldı.
"Ayasofya'nın bir dirilişe vesile olacağına inanıyorum"
"Danıştay kararı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin yeniden ibadete açılmasına ilişkin değerlendirmeleriniz nedir?"
"Bir defa Sultan Fatih Hazretleri'nin vakfiyesine sahip çıkılmış oldu. Ona hürmet gösterilmiş olundu. Tarihe bağlılığımız ortaya çıktı çünkü Fatih Sultan Mehmet Han Hazretleri İstanbul'u fethetmeseydi ne Anadolu ne Türk milleti ne de Osmanlı olurdu. Bunun kıymetini bilmek lazım. Onun için de bu işlerle oynamamak lazım. Yani tarihi kıymetlere hürmet göstermemiz lazım. Bu hürmetimiz eksik bizim maalesef. Bunu kuvvetlendirmemiz lazım. Çocuklarımıza, insanlarımıza tarih şuuru vermemiz lazım.
Fatih'in mirasına sahip çıkıldığı için bu, büyük bir muvaffakiyet. Bir de Batılılara ne oluyor! Ayasofya Camisi'nin yeniden ibadete açılmasına Yunanistan, Almanya, Amerika karışıyor, hepsi rahatsız oluyorlar. Demek ki Ayasofya'nın ibadete açılması, onları rahatsız ediyorsa bizim onları daha çok rahatsız etmemiz lazım. Balkanlar'da, Macaristan da dahil bir tane cami ve kültürel miras bırakıldı mı? Orta Asya'da bile camilerin ve kültürel varlıkların kökünü kazıdılar. Onlara kimse bir şey demiyor. Biz hala 'Kiliseleri koruyacağız' diyoruz. Koruyalım tabii ki. Onlara inat gidip kiliselere zarar verecek halimiz yok çünkü dinimiz buna müsaade etmiyor ama bu durumun kıymetini de bilmiyorlar, yerli Hristiyanlar da ekseriyetle bilmiyor.
Ayasofya'nın bir dirilişe vesile olacağına inanıyorum çünkü Batı'daki kuvvetli muhalefete karşı biz bunu yapabildik. 'Yapamazsınız' diyorlardı. Biz demek ki onların zannettiklerinden daha kuvvetliyiz. Bütün İslam dünyasında bunun şuurunun uyandırılması ve kuvvetlendirilmesi lazım. Mamafih bu şuur var. Şimdi sessiz sedasız Ayasofya, cami oldu ama bütün İslam dünyasından çok büyük memnuniyet sesleri, dualar yükseldi hatta Müslüman olmayan Doğulu ülkelerden de tebrik geldi çünkü bu durum Batı'nın emperyalist düşüncelerine karşı bir hareket olarak görülüyor, onlara güç, cesaret veriyor. İslam alemi ileride Mescid-i Aksa'nın da inşallah açılacağına inanıyor ve bunu bekliyor. O bakımdan Ayasofya, bir dirilişin başlangıcı kabul ediliyor."
AA
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.