Ayasofya'ya rezil teklif
Ayasofya için tuhaf teklifler...
RisaleHaber - Haber Merkezi
Habertürk yazarı Murat Bardakçı Kadir gecesinin sabahında okunan Sabah ezanı münasebetiyle bir yazı kaleme aldı. Bardakçı'nın belgelere ve hatıralara dayandırdığı iddialara göre Ayasofya için "Caz Kulübü yapılması" "Dans Okulu yapılması" yapılması yönünde çeşitli rezil teklifler yapıldı. Bunun yanında son yıllarda ismi sürekli Ayasofya ile birlikte anılan Sultanahmet Camii de rezil tekliflerden nasibini alan camilerden....
Murat Bardakçı'nın yazısı şöyle:
1934’te müze haline getirilen Ayasofya’da seksen küsur sene aradan sonra ilk defa bu hafta sabah ezanı okunması, bana bir zamanlar bir başka cami ile ilgili yapılan daha da tuhaf bir teklifi hatırlattı: İki ressam, Namık İsmail ile Çallı İbrahim, Sultanahmed Camii’nin resim galerisi yapılmasını ve mekânın daha iyi ışık alabilmesi için kubbesinin delinmesini teklif etmişlerdi!
KADİR Gecesi münasebeti ile Ayasofya’da seksen küsur sene sonra ilk defa sabah ezanı okundu...
Ayasofya’nın ezansız geçen yıllarını tam olarak belirleyebilmek hayli zor olduğu için “Seksen küsur sene sonra” diyorum...
Zira, Ayasofya şimdilerde yazılıp söylendiği şekilde 1934’te çıkartılan bir hükümet kararnamesi ile müzeye çevrilmiş, kubbesinin altında o tarihten sonra “resmî olarak” ezan okunmamıştır ama, mâbedin ibadete kapatılması daha da öncedir. Ayasofya, müze haline getirilmeden birkaç sene boyunca esaslı bir restorasyondan geçirilmiş, önce bu sebeple ibadete kapatılmış, ardından da müze kararnamesi gelmiştir.
ONARIM YILLARI
O senelerin gazete kolleksiyonlarını incelediğinizde, Ayasofya’nın seneler boyunca haberlere konu olduğunu görürsünüz. Bu haberler fresklerin onarılması, sütunların temizlenmesi yahut hem iç kısımda hem de dışarıda yapılan arkeolojk kazılar ile alâkalıdır ve restorasyon sırasında Ayasofya ibadete kapatılmıştır.
1930’lu seneler, İstanbul’un büyük camileri hakkında daha başka bazı “tuhaf” tekliflerin yapıldığı veya kararların alındığı dönemdir. Ayasofya’nın restorasyon maksadı ile kapatılıp ardından da müze haline getirilmesinden önce Sultanahmed Camii’nin resim galerisi yapılması istenecek, derken Amerika’dan bir talep gelecek ve Ayasofya’nın “dünyanın en büyük caz klübü” yapılması teklif edilecektir.
SAKSAFON TEKLİFİ
Sözkonusu “caz klübü” meselesini daha önce yazmıştım, burada kısaca tekrar edeyim:
“Amerikan Caz Orkestraları Birliği”, 1926 Aralık’ında Türkiye’ye başvurarak o senelerde cami olarak kullanılan Ayasofya’yı “dünyanın en büyük caz klübü” hâline getirmeyi önermiş ve dünyanın en büyük caz orkestraları ile beraber en kalabalık ve en güçlü saksafonlarını getirmeyi vaadetmişti.
VERİLEN CEVAP MUAMMASI
Amerikan Büyükelçiliği vasıtası ile hem İstanbul Belediyesi’ne, hem de hükümete yapılan teklifte Ayasofya’nın “Amerikan Caz Orkestraları Birliği”ne tahsisi isteniyordu. New York Times Gazetesi talebi 16 Aralık 1926 tarihli nüshasında “Ayasofya’da Dans” başlığı ile duyuruyor, haberde “İstanbul’daki meşhur Ayasofya Camii’nin bir dans salonu haline getirilmesi için teklif yapıldı. Bir grup işadamı, bu büyük yapının ibadete uygun olmadığını söyleyerek Ayasofya’nın dans salonuna çevrilmesi için İstanbul Valiliği’ne müracaatta bulundu” deniyordu.
Haberde yazıldığına göre, Amerikan Büyükelçiliği, “Amerikan Caz Orkestraları Birliği”nin bu konudaki talebini Türk yetkililere iletmek üzere idi. Caz Birliği büyükelçilikten Ayasofya’nın akustiği ile ilgili ayrıntıları istemiş ve dünyanın en büyük caz orkestası ile beraber en güçlü saksafonlarını da Ayasofya’ya getirmeyi vaadetmişti.
New York Times’ın muhabiri haberin bütün bu ayrıntılarını veriyor ama daha sonra “Bu teklif İstanbul’dan destek görmüyor gibi” diye yazıyordu.
Ayasofya’da neyse ki böyle bir rezalet yaşanmadı. Amerikan Elçiliği ile İstanbul Valiliği ve Türk Hükümeti arasında bu konudaki görüşmeler ile alâkalı belgeleri bulabilmek maksadıyla devlet arşivlerinde uzun müddet çalıştım, sözkonusu mesele hakkında birşeyler bulmaya uğraştım ama hiçbir belgeye rastlayamadım. İleride tasnif tamamlandığında bir ihtimal ortaya çıkacaklardır...
Aynı senelerde yapılan ve “Lüküs Hayat” Opereti’nin bestekârı Cemal Reşid Rey’in hatıralarında geçen bir başka teşebbüs, Sultanahmed Camii’nin resim galerisi hâline getirilmesi girişimi ise, az basılan bir kitapta kaldı ve pek dikkat çekmedi...
Bu sayfadaki kutuda, Cemal Reşid’in daha önce bir dergide yayınlanan hatıralarından 1980’de çıkan bir kitapta yapılmış alıntıyı okuyacaksınız. Cemal Reşid iki önemli ressamın, Namık İsmail ile Çallı İbrahim’in Sultanahmed Camii’nin resim galerisi hâline getirilmesi ve mekânın iyi ışık alabilmesi için “kubbesinin delinmesi” tekliflerinden bahsediyor...
Hatıraların ilgili kısmını okuduktan sonra, bu çılgınlığa son anda engel olan Mimar Kemaleddin Bey’i hayırla yâdedelim...
PROJELERİ, CEMAL REŞİD ANLATIYOR: 'SULTANAHMED'İ GALERİ YAPALIM, ÇOBAN ŞARKILARINI DA YASAKLAYALIM'
“...Gerek mekteplerden alaturka musiki tedrisatının, gerekse radyolardan alaturka musiki yayınının kaldırılmasına ait iki anı naklediyorum:
1926 Ağustos’unda Maarif Vekili Necati Bey bir Sanayi-i Nefise (Güzel Sanatlar) Encümeni toplamıştı. Bu encümene beni da davet etti. İşte o encümende alınan kararla mekteplerden alaturka musiki tedrisatı kaldırıldı.
ESERİ DE YASAKLANDI
Böyle isabetli kararların yanında fazla cüretkâranelerinin de alınmasına ramak kaldığına şahit oldum. Bu encümenimizin reisi rahmetli Namık İsmail ile rahmetli Çallı İbrahim, Necati Bey’e bir dilekçe sundular. Bu dilekçede ressamların eserlerini teşhir edecek bir galeriden mahrum bulunduğu belirtiliyor ve hükümetten bu iş için bir mahal isteniyordu. İstenilen mahal neydi biliyor musunuz? Sultanahmed Cami. Ancak ilâve ediliyordu ki, camide yukarıdan gelen ışığın az oluşu resimlerin en iyi şerait (şartlar) altında teşhirine mâni idi. Bunun için kubbede delikler açılması teklif edilmişti. Necati Bey muvafakatini vermek üzere iken, rahmetli Mimar Kemalettin Bey’in pür hiddet yerinden kalkarak söylediği sözlerden sonra bu karardan vazgeçildi. Sanat inkılâplarında isabetli kararların alınmasının ne kadar zor olduğunu o gün unutulmaz şekilde anladım.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.