BAE Kudüs’ün Yahudileştirilmesine nasıl yardımcı oluyor?

BAE Kudüs’ün Yahudileştirilmesine nasıl yardımcı oluyor?

Birleşik Arap Emirlikleri, son dönemde İsrail ile kurduğu aleni ilişkiler ve işgal altındaki Doğu Kudüs’ün İbrani devletince Yahudileştirilmesi projesine verdiği destekle de gündeme oturmuş durumda.

Körfez'in zengin ülkelerinden Birleşik Arap Emirlikleri, (BAE) Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerinde gerçekleştirdiği şaibeli manevralarının yanı sıra son dönemde İsrail ile kurduğu aleni ilişkiler ve işgal altındaki Doğu Kudüs’ün İbrani devletince Yahudileştirilmesi projesine verdiği destekle de gündeme oturmuş durumda.

Eski Başkan Barack Obama sonrası Donald Trump liderliğindeki yeni ABD yönetiminin kayıtsız şartsız destek verdiği Tel Aviv rejimi, yaklaşık bir asırdır süregelen İsrail-Filistin sorununa uluslararası toplumca sunulan çözüm önerilerini tamamen görmezden gelerek, bağımsız bir Filistin’in müstakbel başkenti olan Doğu Kudüs’ü Yahudileştirme çalışmalarına hız verdi.

İç savaşlarla kavrulan Ortadoğu’nun egemen etkin devletlerinin oluşturduğu boşluktan yararlanan Tel Aviv rejimi, buhranların yaşandığı bu karanlık süreçte Umman, BAE, Katar, Suudi Arabistan ve Bahreyn gibi bölgenin petrol zengini ülkeleri ile olan ilişkilerini alenileştirmekten geri durmadı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Umman’a düzenlediği "sürpriz" ziyaret, İsrail Kültür ve Spor Bakanı Miri Regev’in BAE’de İsrailli sporcularla boy göstermesi, Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen uluslararası spor müsabakalarında Yahudi sporcuların dalgalanan İsrail bayrağı altında gövde gösterisi yapması ve diğer Körfez ülkelerinden İbrani devletine ilişkin verilen sıcak mesajların tamamı bu normalleşmenin bariz birer örneği.

Filistin resmi kaynaklarına göre, Filistin-İsrail sorununu İsrail lehine çözeceği tüm mahfillerde dillendirilen ABD Başkanı Trump’ın, "Yüzyılın Anlaşması" projesine başta BAE ve Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkelerinin destek verdiği ve Filistin meselesini Arap-İslam dünyasının birincil merkezi meselesi olmaktan çıkardığı belirtiliyor.

Filistin’i Arap ve İslam dünyasının merkezi meselesi olmaktan çıkaran Körfez ülkeleri, 2000 yılında Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta düzenlenen Arap Birliği Zirvesi’nde ortaya atılan Arap Barış Girişimi ile bir asra yakındır çözüm bekleyen Filistin-İsrail sorununa çözüm önerisini de kenara itmiş oldu.

İşte bu bağlamda İsrail ile ilişkiler kuran Körfez’in hızlı aktörlerinden BAE, Filistin’in müstakbel başkenti Doğu Kudüs’te de Fetih Hareketi'nden ihraç edilen Muhammed Dahlan ve benzeri şahsiyetler üzerinden kentin Yahudileştirilmesi projesini yürüten İsrail’e yardımcı olacak adımlar attığı belirtiliyor.

Filistinlilere ait mülkler Yahudilere satılıyor

İçinde Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa’nın da bulunduğu işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde yaşayan Filistinlilere ait mülklerin son dönemde esrarengiz bir şekilde Yahudilere satılması durumu Filistin kamuoyunda soru işaretleri oluşturdu.

Katar merkezli El-Cezire televizyonunda yer alan habere göre, yakın zamanda Eski Şehir bölgesinde Mescid-i Aksa’yı çevreleyen evlerden en az 150 dairenin BAE’nin sponsorluğunda büyük paralar veren Arap simsarlar aracılığıyla Filistinlilerden satın alınarak, Yahudi yerleşimcilere verildi.

Haberde, başta Eski Şehir bölgesi olmak üzere Mescid-i Aksa’nın güneyindeki Silvan Mahallesi'ni Yahudileştirme planının sahadaki uygulayıcı hareketlerinden "Elad" ve “Ateret Cohanim” adlı İsrail hükümeti destekli yapıların, Arap simsarlar aracılığıyla Filistinlilerden ev satın aldığı ve daha sonra da Yahudi ailelere verilmek üzere tahsis ettiği kaydedildi.

Yakın zamanda Mescid-i Aksa’ya çok yakın mesafede bir evin Yahudilere satılmasının Filistin kamuoyunda büyük yankı uyandırması, gözleri BAE destekli Arap simsarlara çevirdi.

El-Cezire’ye konuşan Kemal Kuveydir isimli Kudüslü Filistinli, Filistinlilerin evlerinin Yahudi yerleşimcilerin eline geçmesinin arkasında, Fadi Selamin, Halid el-Attari ve Muhammed Dahlan gibi BAE bağlantılı iş adamları ve Filistinli siyasi şahsiyetlerin olduğunu söyledi.

Filistinlilerin evlerinin Yahudi yerleşimcilerin eline geçmesine karşı yerel bir komisyonda yer alan Kuveydir, yakın zamanda Mescid-i Aksa’ya yakın Cude ailesine ait bir evin dolaylı olarak Yahudi yerleşimcilere satıldığını belirterek, bu evin satılmasının arkasında da Filistin yönetimine bağlı dönemin Kudüs Valisi Adnan el-Hüseyni ile Filistin İstihbarat Teşkilatı Başkanı Macid Ferec’in olduğunu ifade etti.

Filistinliler tarafından evleri satın aldıktan sonra Yahudi örgütlere satmakla itham edilen BAE bağlantılı Filistinli iş adamı Halid el-Attarin, El-Cezire’ye yaptığı açıklamada, kendisinin söz konusu durumlarla alakası olmadığını savundu.

Ancak El-Cezire, İsrail Emlak İdaresinden elde ettiği belgelerle Cude ailesinin evinin Halid el-Attarin tarafından satın alındığını ve aynı gün "Daho Holdings Limited" adlı şirkete 2 buçuk milyon dolara satıldığı ve Ateret Cohanim adlı Yahudileştirme örgütü tarafından da aynı şirketten 17 buçuk milyon dolara satın alındığını ortaya çıkardı.

Filistin 1948 İslami Hareketi Başkan Yardımcısı Şeyh Kemal el-Hatip de El-Cezire’ye yaptığı açıklamada, Macid Ferec ile Attarin bir yandan, Fadi Selamin ile Muhammed Dahlan da bir yandan, BAE destekli bu şahsiyetlerin Kudüs’ün Yahudileştirilmesinde adeta yarıştıklarına dikkati çekti.

El-Cezire’ye göre İsrail makamları, 2000 yılında aldığı kararla Kudüs’te yaşayan 435 bin Filistinlinin 2020 yılına kadar oranını yüzde 12’ye düşürmeyi planladığı ve bu doğrultuda baskıyla ve çıkardığı kanunlarla Filistinlileri Kudüs’ten sürmeye çalışıyor.

Elad ile İsrail hükümeti arasındaki sıkı ilişkiler

İsrail'in Kudüs'ü Yahudileştirme çabalarında etkin rol oynayan "Elad" yerleşim birimi örgütü, son yıllarda Filistinlilere ait ev ve arazilere yönelik baskınlarda öne çıkıyor.

Kudüs'ün güneyindeki "Elad" yerleşim birimine bağlı örgüt, İsrail tarafından 1986'da kuruldu. İsrail dernekleri sicil defterinde yer alan bilgilere göre, örgütün kuruluş amaçları arasında "Nesiller, rehberlik çalışmaları ve yerleşim yoluyla Kudüs ile Yahudiler arasındaki bağları sağlamlaştırmak ve Yahudileri buraya yönlendirmek" gibi ifadeler yer alıyor.

Türkçe "Davud Şehri'ne doğru" anlamına gelen İbranice ifadenin kısaltması olan Elad isminin de bu hedefler doğrultusunda özellikle seçildiği belirtiliyor.

Elad'ın resmi internet sitesinde, Yahudi inancına göre Hazreti Davud'un 3 bin yıl önce Kudüs'ü inşa ettiği ve özellikle Mescid-i Aksa'nın güneyindeki tepeyi "Yahudi halkı için dini ve ruhani başkent" olarak seçtiği aktarılıyor.

Bu bakış açısıyla hareket eden Elad isimli örgüt için Silvan bölgesinde bulunan Vadi Hilve Mahallesi ayrı bir öneme sahip. Örgüt, faaliyetlerini yoğunlaştırdığı bu bölgede sık sık tarihi eser kazıları yaparak Yahudi ajandasını uygulamaya çalışıyor.

AA

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.