Batı'da Müslümanları suçlamak tarihten geliyor
Son yıllarda Batı'da gerçekleşen terör saldırılarının ardından, Batı'nın İslamiyet ile ilgili 'uyumsuzluk' suçlamaları devam ediyor. Fakat İslamiyet'e yöneltilen bu saldırılar ve Müslümanların aksini ispat çabası yeni değil
Ömer Çiftçi'nin haberi
RİSALEHABER-Avrupa ve ABD başta olmak üzere Hristiyan dünyasında son 3 yıl içinde ardı ardına düzenlenen terör saldırıları, liderler ve medya eli ile Müslümanların üzerine yıkılmaya çalışılıyor. Özellikle İngiltere'de yaşanan saldırılar batı dünyasında İslam karşıtı bir kitle oluşturulmuş durumda. Müslümanlar ise kendilerini savunmak ve İslam ile terörizm kavramlarının iç içe olmadığını anlatmak için makaleler yazıyor, etkinlikler yapıyor ve oynanan algı oyunlarını boşa çıkarma çabalarına devam ediyor.
Batı dünyasında yıllardır 'İnsanlığın gelişimi ile İslam'ın uyumsuzluğu' gibi temelsiz ve içi boş konular tartışılmaya devam ediyor. Amerika Birleşik Devletleri'nin yeni başkanı Donald Trump, pek çok kişiye göre dünyadaki İslam karşıtı kampanyaların önde gelen isimlerinden. Özellikle ABD'de Müslümanlara yönelik getirmek istediği yasaklar nedeniyle Batı-İslam ilişkileri gündemden düşmüyor. Trump etrafında kümelenen İslam karşıtları, bu yasak ile ABD'ye huzur ve refahın geleceğini düşünüyor.
Tarihe baktığımızda, bugün yeniden ortaya çıkan tablonun 19. ve 20. yüzyıllarda da yaşandığı görülebiliyor. O dönem bu fenomen her ne kadar terör saldırıları ile yükselmese de, Avrupa'nın gelişim çağında ortaya çıkan hareketlerin İslamiyet ile bağdaşmadığı ve batı dünyasında yaşayan Müslümanların bu uyumsuzlukların sebebi olduğu tartışmaları yine yapılıyordu. Yine o dönem pek çok Müslüman yazar Avrupa gazetelerine yazılar yazarak bunun aksini ortaya çıkarmaya çalışmıştır.
Bunun en iyi bilinen örneklerinden biri Mayıs 1883'te Müslüman düşünür Jamal ad-Din al-Afghani'nin Fransız Dergisi des Débats'a yazmış olduğu bir makaledir. Fransız bilim adamı Ernest Renan, o dönem verdiği bir konferansta İslam dininin bilim ile uyuşmadığını iddia etmişti. Afghani ise yazdığı makalede eski dönem Müslüman ilim adamlarının faaliyetlerinden bahsetmişti. Afghani, eğitim ve gelişim yoluyla sert Batı ve İslam uyuşmazlığının üstesinden gelebileceğini savunarak erken İslam döneminin bilimsel gelişmelerine dikkat çekmişti.
20. yüzyılın başlarında ise Tunuslu yazar ve siyasetçi Abdelaziz Thaalbi, Fransız dergilerinde İslamiyet'i ve Kur'an-ı Kerim'i tanıtan yazılar yazarak, Batının temelsiz iddialarını ve İslamiyet'i gelişmemek ile suçlama çalışmalarını boşa çıkaran pek çok makaleye ve çalışmaya imzasını atmıştı.
Fransa işgalindeki Kuzey Afrika'da, Cezayirli denemeci İsmail Hamet, kendi çıkardığı yayınlar ile Avrupa'da İslamiyet'e karşı oluşturulmaya çalışan algılara karşı çıkıyordu. Hamet'in 1906 yılında Fransa'da çıkardığı Les Musulmans Français dans le Nord de l'Afrique dergisinde, sorunun İslam'da değil, İslamiyet'e hasar vermeye çalışanlarda olduğunu anlatan yazılar yazarak, Fransızları bu konu hakkında bilgilendirmeye çalışıyordu.
Dönemin Avrupalı Müslüman düşünürleri ekseriyetle eğitim hakkında ve İslamiyet'e yöneltilen suçlamaların asılsızlığı ile ilgilenmiş ve o dönem için Avrupa'daki Müslüman düşmanlarına gereken cevapları veren yazılara imza atmıştı. The Conversation'da yer alan araştırmaya göre, bu yazarlar dönemlerinin çok ilerisinde bir bakış açısı ile toplumsal refahın yolunun bir arada yaşamak ve birbirlerinin inançlarına saygı göstermek ile ortaya çıkacağına inanmışlardı. Yazarlar ayrıca batıda Kur'an-ı Kerim'i ve içeriğini batı dillerinde ilk kez bu kadar detaylı inceleyen eserlere imza attılar.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.