Batının İslam Aleminden elini çekmesi en büyük reform olur
Bu günlerde Amerikan medyası üçlü bir tartışma ile meşgul. Meşhur stand-up şovmeni Bill Murray, Ateist bilim adamı Sam Harris ve Müslüman Aktivist Rıza Aslan arasında başlayan tartışma’nın konusu “İslam batı medeniyeti için bir tehdit mi?”
Ömer Çiftçi’nin Haberi
RİSALEHABER- “Batı dünyası kötülüğün kaynağını İslam olarak görmekte haklı” diyor Sam Harris ve Amerikan medyasını uzun zamandır meşgul eden bir tartışmayı başlatan adımı atıyor. Bill Murray ise TV şovunda bu tezi destekliyor. Rıza Aslan’ın karşı tweet’i üzerine, Twitter üzerinden medyayı da meşgul eden bir tartışma başlıyor; ”İslam dini Batı dünyası için bir tehdit mi?”
Tartışmalara son noktayı koyacak olan yazı ise ünlü yazar Ferid Zekeriya’dan geldi. Önce Twitter üzerinden tartışmaya dahil olan Zekeriya, ardından Washington Post için bir yazı kaleme aldı.
1.6 milyarlık Müslüman dünyasında reform arıyorlar
Twitter üzerinden Maher, Harris ve onu destekleyenlere seslenen Zekeriya, “1.6 Milyarlık Müslüman dünyasından bahsediyorsunuz. Pek çoğu inançlı ve kurallarına bağlı. Onlardan elinizi çekmeniz en büyük reform olacaktır” dedi.
Özellikle 11 Eylül saldırılarından sonra Batı dünyasında yaşayan Müslümanlar için uğraşlarıyla tanınan Müslüman yazar, yazısında Batı dünyası ile İslam arasındaki sorunların kökenine indi.
Amerika İslam’ı Sovyetlere karşı kullandı
Batı dünyasının Sovyet tehlikesine karşı Afganistan’da terörist grupları yetiştirirken, İslam’ın onlar için herhangi bir kültürel veya medeniyet karşıtı tehdit olmadığını söyleyen Zekeriya, İslam dünyası birleşmeye başladığı an birden bire başta Amerika olmak üzere Batı’nın İslam’ı bir tehdit olarak işaretlediğini söyledi.
Batı dünyasının ideolojik veya mezhepsel savaşları için İslam’ı sürekli olarak kontrol altında tutmaya çalıştığını söyleyen Zekeriya, bunun en uzak örneklerinden birinin 1800lerin ortasında bulunduğunu söyledi.
İngiltere Rus Ortodokslar’a karşı Osmanlı’yı maşa yapmaktan çekinmedi
Rusya tarihi boyunca iki farklı yöne doğru gelişme emelleri güttü. Avrupa içlerinin hamiliği ve Türkiye toprakları üzerinden Akdeniz. Bu konuda İstanbul ve Türkiye ( o zamanki Osmanlı) toprakları önem arz etti.
Avrupa ve Ortadoğu üzerindeki emelleri asırlardır sabit olan İngiltere, Rus tehlikesine karşı Osmanlı’yı 1800’lerde birden doğal bir müttefik ilan etti.
Osmanlı Batı’nın Rusya’ya karşı tek savunucusudur
1830’larda İngiltere’nin Osmanlı başkonsolosluğunu yapmış olan Baron Ponsoby, o günlerde İngiltere gazetesine verdiği demeçte; ” Osmanlı Batı dünyasının Rusya’nın barbar ve kötücül politikalarına karşı tek kalesidir” diyerek, Müslüman dünyasının hamisi Osmanlı’ya Rus Çarlığına karşı derin bir misyon yüklüyordu.
Dönemin Osmanlı topraklarını ziyaret eden pek çok İngiliz yazarı da Osmanlı yaşamına övgüler dizmiş, Osmanlı ordusundan nasıl çekindiklerini yazmıştır.
Zamanı geldiğinde eski müttefik, yeni Düşmana döndü
Sonrası ise hepinizin malumu diyor Ferid Zekeriya, “1900lere kadar Osmanlı’yı savunmuş olan İngiltere, aynı 2000lerin ortasında Amerika’nın yaptığı gibi Osmanlı’yı ve Müslüman dünyasını kendi medeniyetleri açısından bir tehdit görmüş, birden bütün algıyı değiştirmiştir. Avrupa’yı ve Rusya’yı da arkasına alan İngiltere, Osmanlıyı 20 sene içerisinde darmadağın etmiştir” ifadelerini kullandı.
İslam batılıların kendi çatışmalarında kullandığı bir din olmaktan çıkmalı
Bugün Ortadoğu’da her problemin altında benzer sorunların çıktığını söyleyen Zekeriya, İslam algısının Batı’nın kendi içindeki problemlere göre değiştiğini söyledi. Avrupa’nın İslam dünyasından elini çekmesi gerektiğini söyleyen Zekeriya, bu şekilde tüm problemlerin yavaşça halledileceğini söyledi.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.