Bediüzzaman: Dinde hassas, muhakeme-i akliyede noksan olanlar

Bediüzzaman: Dinde hassas, muhakeme-i akliyede noksan olanlar

Hakkın hatırı âlidir; hiçbir hatıra feda edilmez. Kimin hatırı kırılırsa kırılsın, yalnız hak sağ olsun.

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin DİVAN-I HARB-İ ÖRFÎ eserinden bölümler.)

Bismillahirrahmanirrahim

Hakkın hatırını kırmayacağım, hakikati söyleyeceğim. Zira Hakkın hatırı âlidir; hiçbir hatıra feda edilmez. Kimin hatırı kırılırsa kırılsın, yalnız hak sağ olsun. Şöyle ki:

31 Mart Hadisesi denilen o sâika ve müthiş fırtına, âdi sebepler tahtında öyle bir istidad-ı tabiîyi müheyya etmişti ki, neticesi hercümerc olduğu halde, min indillâh ehl-i kıyamın lisânına daima mu'cizesini gösteren ism-i şeriat geldi. O fırtınayı gayet hafif geçirdiğinden Nisan'ın nısfından sonraki gazeteleri indallah mahkûm ediyor. Zira, o hadiseye sebebiyet veren yedi mesele ve onunla beraber yedi hal nazar-ı mütâlâaya alınsa, hakikat tezahür eder. Onlar da bunlardır:

1. Yüzde doksanı İttihad ve Terakkinin aleyhinde, hem onların tahakkümü ve istibdadı aleyhinde bir hareket idi.

2. Fırkaların meydan-ı münakaşâtı olan vükelâyı tebdil idi.

3. Sultan-ı mazlûmu sukut-u musammemden kurtarmaktı.

4. Hissiyat-ı askeriyenin ve âdâb-ı dindaranelerinin muhalif telkinatın önüne set olmaktı.

5. Pek çok büyütülen Hasan Fehmi Beyin kâtilini meydana çıkarmaktı.

6. Kadro haricine çıkanları ve alay zabitlerini mağdur etmemekti.

7. Hürriyeti, sefahete şumulünü men ve âdâb-ı şeriatla tahdit ve avamın siyaset-i şer'î bildikleri yalnız kısas ve kat-ı yed haddini icra idi.

Fakat zemin bataklık ve dam ve plân serilmişti. Mukaddes olan itaat-i askeriye feda edildi. Üssü'l-esas esbab, fırkaların taraftarane ve garazkârane münakaşatı ve gazetelerin belâgat yerine mübalâğat ve yalan ve ifratperverane keşmekeşleri idi. Bu metâlib-i seb'ada, nasıl ki yedi renk çevrilse yalnız beyaz görünür, bunda da yalnız ziya-yı şeriat-ı beyzâ tecellî etti, fesadın önüne set çekti.

Elhasıl: Sekiz-dokuz ayda gazetelerin heyecan verici neşriyatıyla ve fırkaların cemiyetlere fedai yazmakla ve inkılabı vücuda getiren zevatın tahakkümatıyla ve itaat-i askeriyeye münafi olan hürriyet-i mutlaka efrada sirayetle ve âdâb-ı diniyeye muhalif zannettikleri şeyleri bazı dikkatsizlerin efrada telkinatıyla ve itaat bozulduktan sonra müstebitler, cahil mutaassıplar, dinde hassas, muhakeme-i akliyede noksan olanlar, iyilik zannıyla o bataklık zeminde tohum ekmeye başlamasıyla ve devletin umum siyaseti cahil efradın elinde kalmakla ve bir milyona yakın fişek havaya atılmakla ve dahil ve hariç müddeîler parmak vurmakla ortalık anarşistlik haline girdiğinden, bu hadisenin istidad-ı tabiîsi, hercümerc ve müdahale-i ecnebî iken, min indillâh, ism-i şeriat, o müteaddit sebeplerden çıkan ervâh-ı habîse ve münteşireyi yuvalarına irca ile, on üç asırdan sonra bir mu'cize daha gösterdi.

Said Nursî