Bediüzzaman: Kur'ân'ın sinesine kulağını yapıştırırsan şunu işiteceksin
Şu sûre, bütün envâ-ı şirki reddeder. Ve yedi meratib-i tevhidi tazammun eden altı cümlesi mütenaticedir. Her biri ötekinin hem neticesi, hem burhanıdır.
(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin HUTBE-İ ŞÂMİYE eserinden bölümler.)
Bismillahirrahmanirrahim
Hutbe-i Şâmiye'nin İkinci Zeylinin İkinci Kısmı Sûre-i İhlâs'ın bir remzi
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلٰى مُحَمَّدٍ سَيِّدِ الْمُرْسَلِينَ
قُلْ هُوَ HAŞİYE-1 : Itlak ile tayini, tevhid-i şuhuda işarettir.
اَىْ: لاَ مَشْهُودَ بِنَظَرِ الْحَقِيقَةِ اِلاَّ هُوَ 1
اَللهُ اَحَدٌ HAŞİYE-2: Tevhid-i ulûhiyete tasrihtir.
اَىْ: لاَ مَعْبُودَ اِلاَّ هُوَ 2
اَللهُ الصَّمَدُ HAŞİYE-3: Tevhid-i rububiyete remizdir.
اَىْ: لاَ خَالِقَ وَلاَ رَبَّ اِلاَّ هُوَ 3 Ve tevhid-i ceberuta telvihtir.
اَىْ: لاَ قَيُّومَ وَلاَ غَنِّىَ عَلَى اْلاِطْلاَقِ اِلاَّ هُوَ 4
لَمْ يَلِدْ 5: Tevhid-i celâle telmihtir. Şirkin envaını reddeder. Yani tegayyür veya tecezzî veya tenasül eden, ilâh olamaz. Ukûl-ü aşere veya melâike veya İsâ veya Üzeyr'in velediyetini dâvâ eden şirkleri reddeder.
وَلَمْ يُولَدْ 6: İspat-ı ezeliyet ile tevhiddir. Esbabperest, nücumperest, sanemperest, tabiatperestin şirkini reddeder. Yani hâdis veya bir asıldan münfasıl veya bir maddeden mütevellid olan ilâh olamaz.
وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا اَحَدٌ 7: Câmi bir tevhiddir. Yani, zâtında, sıfatında, ef'âlinde naziri, şeriki, şebihi yoktur.
لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَىْءٌ وَهُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ 8
Şu sûre, bütün envâ-ı şirki reddeder. Ve yedi meratib-i tevhidi tazammun eden altı cümlesi mütenaticedir. Her biri ötekinin hem neticesi, hem burhanıdır.
Muvahhid-i ekber ve tevhidin burhan-ı muazzamı olan kâinat, değil yalnız erkân ve âzâsı, belki bütün hüceyratı, belki bütün zerratı birer lisân-ı zâkir-i tevhid olarak bu büyük burhanın sadâ-yı bülendine iştirak ederek, hep birden Lâ ilâhe illallah diye mevlevî-vari zikrediyorlar.
Tevhidin burhan-ı nâtıkı olan Kur'ân'ın sinesine kulağını yapıştırırsan işiteceksin ki, kalbinde derinden derine, gayet ulvî, nihayet derecede ciddî, gayet samimî, nihayet derecede mûnis ve muknî ve burhan ile mücehhez bir sadâ-yı semâvî işiteceksin ki, اَللهُ لاَ اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ 9 zikrini tekrar ediyor.
Evet, şu burhan-ı münevverin altı ciheti de şeffaftır. Üstünde sikke-i i'câz, içinde nur-u hidayet, altında mantık ve delil, sağında aklı istintak, solunda vicdanı istişhad, önünde hayır, hedefinde saadet-i dareyn, nokta-i istinadı vahy-i mahzdır. Vehmin ne haddi var, girebilsin?
Dipnot-1: Yani: Hakikat nazarıyla bakıldığında şahit olunan herşey O'ndandır ve ancak O'na delâlet eder.
Dipnot-2: Yani: Asla O'ndan başka mâbud yoktur.
Dipnot-3: Yani: Asla O'ndan başka Hâlık ve Rab yoktur.
Dipnot-4: Yani: Asla O'ndan başka Kayyûm ve Ganiy-yi Mutlak yoktur.
Dipnot-5: "Doğurmamıştır."
Dipnot-6: "Doğmamıştır."
Dipnot-7: "Hiçbirşey O nun dengi değildir."
Dipnot-8: "O nun hiçbir benzeri yoktur. O herşeyi hakkıyla işiten, herşeyi hakkıyla görendir." Şûrâ Sûresi, 42:11.
Dipnot-9: "Allah Teâlâ ki, O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur." Bakara Sûresi, 2:255.
Haşiye-1: "De ki, O…"
Haşiye-2: "Allah birdir."
Haşiye-3: "Allah Sameddir (Yani herşey Ona muhtaçtır, O ise hiçbirşeye muhtaç değildir.)"