Bediüzzaman namaza dururken ev sarsılırdı
Bir sene önce 15 Mayıs 2010 tarihinde vefat eden Isparta-Sav kahramanlarından Hasan Kurt Ağabeyi rahmet, şükran ve özlemle anıyoruz...
Ömer Özcan'ın yazısı - RisaleHaber
Bir sene önce 15 Mayıs 2010 tarihinde vefat eden Isparta-Sav kahramanlarından Hasan Kurt Ağabeyimizi rahmet, şükran ve özlemle anıyor, Bediüzzaman Said Nursi ile ilgili hatıralarından kısa bir bölümü sunuyoruz.
***
Hasan Kurt anlatıyor:
Üstad Hazretleri Hüsrev Efendinin evinin üst katında otururken, bir gün ben, kalın odun parçalarını ufalıyordum. O zamanlar devamlı Hüsrev Abiye gelip gittiğimden ata-evlad gibi samimiyiz. (…)
ÜSTAD’IN BEŞ ALTI ÇEŞİT KALEMİ VARDI, SARIĞININ ARASINA KORYARDI
Hüsrev Abiye dedim: “Ağabey, Üstadın eline bir su döksek, müsaade alıverseniz arkasında da cemaat olarak bir namaz kılsak?” Hüsrev Ağabey dedi ki: “Üstad tam senin karşındaki pencerede tashih ediyor. O, öğlen namazına yarım saat kala kitabı rafa koyar, kalemleri kaldırır. Sen takip et, kitabı rafa koyup kollarını sıvamaya başlayınca, aşağı iner, sen de odunları seleye doldur, merdivenin dibinde odun rafı var, oraya dökersin. O da yukarıdan gelince, ben sizin arzunuzu söylerim” dedi.
Ben pencereden Üstad’ı görürdüm, beş altı tane çeşit çeşit kalemi vardı. Sarığının arasına birini kor, öbürünü çıkarır, değiştirirdi. (…) Hüsrev Abinin dediği gibi yaptım.
Üstad ayaklarından çorapları çıkarmış, paçalarını sıvamış. Ayakları, başparmakları büyük büyük, düzgün, tâ ayağından tepesine kadar bakıyorum artık. Hüsrev Ağabey de alt kattaki odasından çıktı.
ÜSTAD, TIPKI RESULULLAH GİBİ BAŞINDAN ÖPMEYİ ÇOK MÜHİM TUTARMIŞ
Üstad “Kardeşim Hüsrev, bu genç kimdir?” dedi. Hüsrev Ağabey: “Efendim, bizim odunumuzu bölen bu kardeşimizdir. Çok senedir bize hizmet ediyor” dedi. Üstad pencereden benim odun böldüğümü görüyordu uzaktan. Üstad: “Mâşallah! Mâşallah!” deyip beni okşadı, başımdan öptü.
Üstad başından öpmeyi çok mühim tutarmış. Bayram Ağabey öyle derdi. “Hizmetten memnun oldu mu başımızdan öperdi” derdi. Resulullah da öyle yaparmış. Üstad başımdan öptü, sırtımı okşadı, yüzümü gözümü okşadı. “İnşallah Cenab-ı Hak seni bu yoldan ayırmasın, cennet köşkleri nasip etsin sana” dedi.
ABDEST ALIRKEN ÇOK TİTİZ DAVRANIR
Hüsrev Abi: “Efendim, bu kardeşimiz abdest suyunuzu dökmek istiyor” dedi. “Dökebilir Kardeşim” dedi. “Cemaate iştirak etmek istiyor” dedi. “Edebilir” dedi. Elhamdülillah suyunu döktük, Hüsrev Abi tembih ediyordu, “Çok titiz davranır, şunu şöyle yap, bunu böyle yap, sapından değil altından tut, bir karar dök, çok dökme, az da dökme, nasıl işaret ederse öyle hareket et, peşkiri verirken iki ucundan tut, parmaklarınla tut.” Üstadın oturağı var, ona oturuyor büyük bir abdest bezi var, gerisini kendisi yapıyor artık.
ÜSTAD NAMAZA DURURKEN SANKİ EV SARSILIYORDU
O namaza duruşunu nasıl tarif edersin, nasıl tarif edersin. Kıbleye döndükten sonra: “İlâhî Yâ Rabbi!!!” diyor, bir dakika filan duruyor, tekrar bir daha: “İlâhî Yâ Rabbi!!!”, tekrar bir daha: “İlâhî Yâ Rabbi!!!” üç defa diyor. O öyle dedikçe, sanki sarsılıyor gibi ev. Öyle heybetli kılıyor Üstad.
Namazdan sonra tekrar elini öptüm, gene okşadı. “Ben seni ömrünün sonuna kadar duama dâhil ettim” dedi. İsmimi, babamın ismini sordu. Baban Mustafa, Annen Âişe, kendin Hasan. Belki de Âli Beyt olabilirsin” dedi. (Ömer Özcan Ağabeyler Anlatıyor-1 sayfa 128)