İlahiyat Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrencilerinin daha çok katıldığı konferans, İlim ve Fikir Topluluğu başkanı Abdulkadir Çelebioğlu'nun açılış konuşması ile başladı. Ardından Üniversite Camii'nden Emrah Keskin Hoca, Kur'ân-ı Kerîm okudu.

Konferansını sunmak üzere kürsüye gelen Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şadi Eren, "Bediüzzaman, Nurs'a da Hizan'a da hatta Türkiye'ye de sığmayacak kadar büyük bir şahsiyettir. Ve şahsen ben Risale-i Nur eserlerinden 1976 yılında okumaya başladım, istifade ettim" dedi.

Üstâd Bediüzzaman'ın Bitlis'in Hizan ilçesinin Nurs Köyü'nde doğmasına rağmen Van'ı vatan olarak gördüğüne dikkat çeken Eren, "Madem öleceğim, vatanımda öleyim diye Van'a gittim" ifadelerini hatırlattı.

RİSALE-İ NUR'DA NAMAZIN NİÇİN KILINMASI GEREKTİĞİ ANLATILIR

"Risale-i Nur'un temel aldığı mevzûlar başta tefsîr ve kelam olmak üzere mantık, tasavvuf ve yer yer fıkhî mevzûlardan oluşmuştur" diyen Prof. Eren, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Risale-i Nur'da misâlen; namazın niçin kılınması gerektiği, zekatın neden verilmesi gerektiği anlatılır. Ama nasıl yapılması gerektiğini ise fıkıh kitaplarından öğreniriz. Risale-i Nur'da namazın kılınışını bulamayız, o noktada zaten i̇lmihâl kitapları var. Risalelerden Dördüncü Söz'de, Dokuzuncu Söz'de ve Yirmi Birinci Söz'ün Birinci Makamı'nda namazın hakikati, hikmeti, beş vakte hikmeti tahsisi ve her gün kılınmasının usanç vermemesi ele alınır."

Eren, Bediüzzaman’ın "...başlarını mezâhibin zincirinden çıkarıyorlar" ifadelerinin ehemmiyetini şöyle bir misâl ile anlattı: "Buradaki zinciri, ayağa vurulmuş bir pranga gibi hürriyete engel bir zincir olarak değil de, karlı ve buzlu havalarda arabayı kaymaktan kurtaran lastik zinciri gibi görmek gerekir."

Prof. Eren, konferansın ardından üniversite öğrencilerinin sorularını cevapladı.

Soru cevap faslından sonra, Van Yüzüncü Yıl Üniversite İlahiyat Fakültesi'nde öğretim üyesi olan Doç. Dr. Mustafa Harun Kıylık tarafından Prof. Dr. Şadi Eren'e plaket verildi.