Bediüzzaman: Sungur, hayatım hayatınla devam edecek

Bediüzzaman: Sungur, hayatım hayatınla devam edecek

Mustafa Sungur, bir gün babasının kendisine kızması üzerine "Yahu baba, hiç yerin altına giren şöyle böyle olur mu?" deyiverir...

"Güzellik onlardan… Biz sadece o parlak yıldızlara ayna tutmaya çalışıyoruz.” diyor İhsan Atasoy Üstad’ın Manevî Evladı, Fena Fi’n-Nur Mustafa Sungur adlı son kitabının önsözünde. Daha önce Zübeyir Gündüzalp, Bekir Berk, Bayram Yüksel, Tahiri Mutlu ve Ceylan Çalışkan gibi Nur’un ilk halkasındaki talebelerin hayatlarını kaleme alan Atasoy, Nesil Yayınları’ndan çıkan son kitabında Bediüzzaman’ın talebesi Mustafa Sungur’u anlatıyor.

Mustafa Sungur, lise öğrenimini Kastamonu Gölköy Köy Enstitüsü’nde tamamlar. Kendi köyüne öğretmen olarak döndüğünde ilk zamanlar yabancılık çektiği bu okula alışır. Aldığı eğitimle on yedi yaşında idealist bir öğretmen olarak mezun olmuştur. Fakat benimsediği hayat tarzı ailesi ve çevresi tarafından pek olumlu karşılanmaz. Bir gün babasının kendisine kızması üzerine “Yahu baba, hiç yerin altına giren şöyle böyle olur mu?” deyiverir.

Baba Mehmet Efendi, oğlunun bu durumuna üzülür. O zamanlar köyde Üstad Bediüzzaman’dan vaizlik için icazet almış Ahmed Fuad Hoca diye bir zat vardır. Köyde okutulan bir mevlit sırasında Fuad Hoca’ya arka arkaya sorular soran Mustafa Sungur için o gece, hayatının dönüm noktası olur. Büyük bir değişim yaşayan Sungur artık namaz kılmakta, cemaate katılmakta, hatta öğrendiği az miktarda hakikati çevresine anlatmaktadır.

Nur’larla aydınlanan bir hayat

Yaz tatili geldiğinde Safranbolu’ya giderek buradaki Nur talebeleri ile tanışır. Risale-i Nur’u ilk defa okuma fırsatı bulur. Risale’nin ilk satırlarını okumaya başladığında beyninde şimşekler çakmaya başlar. “Okuyorum ama bana böyle rüzgâr gibi hidayet esintisi gelmeye başladı. Okuduğum satırlar bende şimşekler çaktırıyordu.” şeklinde anlattığı metin Âyet’ül-Kübrâ Risalesi’nden başkası değildir: “Bir kısmı arzımızdan bin defa büyük ve o büyüklerden bir kısmı top güllesinden yetmiş derece süratli, yüz binler encam-ı semaviyeyi direksiz, düşürmeden durduran ve birbirine çarpmadan fevkalhad çabuk ve beraber gezdiren…”

Bundan sonra Mustafa Sungur, Üstad ile tanışma hayali ile yanıp tutuşur. Nurları okuduğu bir gece rüyasında Üstad’ı görür. Üstad’ı ilk ziyaretinde yanında Ceylan Çalışkan da vardır ve Üstad’ından duyduğu ilk söz “Sungur bir Ceylan’dır, Ceylan bir Sungur’dur” olur. Üstad, Mustafa Sungur’u daha sonraları en fedakâr talebem dediği yeğeni Abdurrahman yerinde görecek, en sonunda ise kendisinden “Küçük Said” olarak bahsedecektir.

Üstad ve yakın talebeleri, bir süre sonra Medrese-i Yusufiye olarak gördükleri hapishaneye düşerler. Sungur, kendisinin dışarıda kalmasına çok üzülür. Kapıya jandarma geldiğini duyunca cennete davet edilmiş gibi koşar. Hatta hapse girebilmek için mahkemeden cezaevine götürülen Üstad’ın da yer aldığı kalabalığın arasına bile karışır. Ceylan Çalışkan’ın da yardımıyla hapse girince “Elhamdülillah” diye bağırarak sevinç çığlıkları ile sevinince etraftakiler aklını yitirdiğini düşünmeden edemezler (Üstad’a gelen bir mektup için soruşturma başlatılmış, herkese mektubu kimin yazdığı sorulmaktadır. Ceylan Çalışkan, Sungur’un hapse girmeyi çok istediğini bildiği için mektubu onun yazdığını söyler. Böylece Mustafa Sungur, Üstad’ına kavuşur.)

Afyon, Denizli, Samsun, Ankara, Mersin gibi birçok ildeki mahkemeler, Nurların beraatı ile sonuçlanır. Fedakârca bir hayat süren ve Risale-i Nur yolunda onca cefa ve çile çeken Mustafa Sungur, bir Nur talebesinin alabileceği en güzel müjdeyi almıştır Bediüzzaman’dan: “Sungur, hayatım hayatınla devam edecek”. Ve Üstad’sız geçen yıllarda yapacağı hizmetlerle Üstad’ın “İstikbalde Nur bayramları olacak. Ben o bayramları göremeyeceğim, sen o bayramları görecek ve gelip kabrimde bana anlatacaksın!” müjdesine mazhar olmuştur.

İhsan Atasoy’un kitabı, hak eşiğinde sarsılmaz bir duruşla geçmiş bir hayattan unutulmaz kesitleri okura sunuyor. Dileriz bu çalışma, daha ayrıntılı ve kuşatıcı araştırmaların öncüsü olur. 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.