Bediüzzaman'dan hafızlık duası aldım
“Sen hâfızlığa başlayacaksın. Üstad Hazretlerine git, sana dua ediversin” dedi
Ömer Özcan’ın haberi:
RİSALEHABER-Hâfız Ahmet Lütfi Sönmez 1922 senesinde Isparta’nın İslamköy’ünde doğmuştur. Denizli Hapishanesinde Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin yerine şehit olan, İslamköylü Hâfız Ali Efendinin (R.H.) talebesidir. Onun yanında hâfız olmuştur. Üç kere Bediüzzaman hazretlerini ziyaret etmiş ve duasını almıştır.
Hafız Ahmed ağabey, 12 Eylül 1988 tarihinde vefat etmiştir. Merhum ağabeyimizi vefat tarihinde rahmet dualarıyla anıyoruz…
***
HOCAM HAFIZ ALİ, DUA ETMESİ İÇİN BENİ ÜSTADA GÖNDERDİ
Sene 1934. İlkokulu bitirdim ve İslamköylü Hâfız Ali Efendiye hâfız olmak için talebe olmaya karar verdim. O, ilk evvelâ beni Isparta’ya gönderdi. Üstad hazretlerine dua ettirdikten sonra hâfızlığa başlattı bana. İlk ziyaretim bu vesile ile olmuştu. Şöyle olmuştu bu ziyaret:
Hocam Hâfız Ali Efendi bana: “Sen hâfızlığa başlayacaksın. Üstad Hazretlerine git, sana dua ediversin” dedi ve beni Abdullah Çavuş’la (Abdullah Kula) beraber Isparta’ya gönderdi. Ben o zaman daha 12 yaşlarındaydım. Abdullah Efendi, Hocam Hâfız Ali’nin nur postası idi. Hafız Ali’nin yazdığı risaleleri Barla’ya, Isparta’ya, Sav Köyüne ve Üstada hep o götürürdü.
Ahmed Lütfü Sönmez, hafızlık duası almak için gittiği Bediüzzaman’ın, kendisini bir divana oturttuktan sonra, ellerini avuçlarının içine alarak yaptığı duanın şeklini, uygulamalı olarak Ömer Özcan’a anlatırken.
ÜSTADIN ARKASINDA İKİNDİYİ KILDIK, DUASINI VE TESBİHATINI KENDİSİ YAPTI
Üstadın evine vardığımızda ikindi vakti girmişti. Üstad o zaman bahçeli bir evdeydi... Artık orası kimin eviydi bilmiyorum. Yanında Hüsrev Efendi vardı. Hüsrev ağabeyden başka birisi daha vardı, ama kim olduğunu bilmiyorum şimdi. Bediüzzaman bize “Hoş geldiniz” dedikten sonra arkasında ikindi namazlarımızı kıldık. Duasını ve tesbihatını yaptı.
ÜSTAD BANA “GEÇ KARŞIYA” DEDİ
Sonra, durumu, yani hocam Hâfız Ali’nin, benim için hâfızlık duası istediğini Bediüzzaman’a arz ettik. Bana, “Geç karşıya” dedi. Ben geçtim oturdum divana… Bediüzzaman gülümseyerek karşıma geldi... O ayaktaydı… Hafifçe bana doğru eğilerek kollarını uzattı. Kendi ellerinin içi yukarı bakacak şekilde benim ellerimi avuçlarının içine aldı. Ellerim yere bakacak şekilde Bediüzzaman’ın avuçlarında kaldı. Bu şekilde bana bir müddet dualar ediverdi, ama neler dediğini anlayamadım. İşte bu şekilde Bediüzzaman’ın dualarıyla hâfızlığa başlamış oldum. O zaman on iki yaşındaydım. (Ömer Özcan Ağabeyler Anlatıyor–3)