Mehmet Selim MARDİN
Bediüzzaman’ın hayatında iz bırakan mekan: Tillo Kubbe–i Hasiye
Meşhur Molla Said’in on beş yaşına kadar olan hayatı medrese içinde ve talebeler arasında geçmiştir. Bazen talebelerle münazaralarda bulunmuş, bazen de bu münazaralar sonucunda iş kavgalara kadar varmıştır. Henüz çok genç yaşta olan Molla Said’i münazaralarda yenemeyenler zora başvurmuşlar ama kavgalardan da yenik çıkmışlardır. Bu durum mahalli idarecilere intikal ettirilince Molla Said’e mekan değişikliği reva görülür. ”Tebdili mekanda ferahlık vardır” sırrı Molla Said’in genç hayatında yeni izlerle istikbale dair yeni açılımların habercisi oluyordu. Çünkü mekanın insan hayatı üzerinde inanılmaz etkileri vardır.
1893 yılında Molla Said Siirt’e bağlı Tillo kasabasına gitti. Tillo’da geçirdiği hayatı ile ilgili Tarihçe-i Hayat’ta geçen bilgiler şöyle:
”Meşhur bir türbeye kapandı. Orada harika olarak Kamus-u Okyanus’u Bâbü’s-Sin’e kadar hıfzetti. Ne fikre binaen ‘Kamus’u hıfzettiği sorulduğunda, ‘Kamus, her kelimenin kaç mânâya geldiğini yazıyor. Ben de bunun aksine olarak, her mânâya kaç kelime kullanıldığını gösterir bir kamus vücuda getirmek merakına düştüm” cevabında bulundu.
Mezkûr türbeye kapandığı vakit küçük biraderi Mehmed yemeğini getiriyordu. Yemek içindeki taneleri, kubbenin etrafında bulunan karıncalara vererek, kendisi ekmeğini yemeğin suyuna batırarak kanaat ediyordu.
“Neden dolayı taneleri karıncalara veriyorsun?” denildiğinde, “Bunlarda hayat-ı içtimaiyeye malikiyet ve fevkalâde vazifeşinaslık ve çalışma bulunduğunu müşahede ettiğim için, cumhuriyetperverliklerine mükâfaten kendilerine muavenet etmek istiyorum” cevabında bulunmuştur.
Tillo’da iken, bir gece Şeyh Abdülkadir-i Geylânî (k.s.) Hazretlerini rüyasında görür. Geylânî Hazretleri (k.s.) kendisine hitaben, “Molla Said! Mîran aşireti reisi Mustafa Paşaya gidiniz ve kendisini tarik-i hidayete dâvet ediniz. Yaptığı zulümden vazgeçerek namaza ve emr-i mârufa müdavim olmasını tavsiye ediniz. Aksi takdirde öldürünüz.” (Tarihçe-i Hayat–41)
Molla Said’in ilerde hayatını etkileyecek mekanlardan biri olan Siirt’in Tillo ilçesinde bulunan Kubbe-i Hasiye, 1765 yılında doğup 1852 yılında vefat eden Zemzem-Ül Hassa Hatun adına yaptırılmıştır. Hassa Hatun Şeyh Mustafa Fani Hz.’nin kızıdır. Sultan Memduh Hz.’nin eşidir. Kendisine has divanı vardır. Yaşantısı ibadet ve zikir ile geçmiştir. Sultan Memduh Hz. Türbesi’nde metfundur. Tillo’nun yaklaşık üç kilometre dışında ve bir tepe üzerinde yapılan bu mekan yenilenerek bir külliye haline getirilmiştir.
Zikir ve ibadet maksatlı yapılan bu mekanda Molla Said yaklaşık altı ay kalmıştır. Talebelik döneminin münazaralı, kavgalı ve fırtınalı hallerinden sıyrılıp bu kubbeye kapanmayı tercih etmiş, burada inziva halinden faydalanmış ilerde hayatını etkileyecek bilgi hazinesi olan Okyanus kamusunu ezberlemeye koyulmuştur. Kamus-u Okyanusu edebiyat, Arap dili uzmanları ve ilahiyat çevresi bilir. Ama avamın dikkatine Bedîüzzaman Hazretleri sunmuştur. Molla Said’in Arapça’ya hâkimiyeti eşsizdir. Kendisine Bedîüzzaman ünvanını kazandıran müktesebatı içinde Arap diline vukufiyet derecesinin de önemli bir payı vardır.
Arap diline olan vukufiyetinin teşekkülünde Kubbe-i Hasiye’de ezberlemeye çalıştığı Kamus-u Okyanus’un önemli bir payı vardır. Alet ilmini ulviyata basamak kılmak yolundaki bir çaba göstermiştir.
Bedîüzzaman, “Kamus, her kelimenin kaç mânâya geldiğini yazıyor. Ben de bunun aksine olarak, her mânâya kaç kelime kullanıldığını gösterir bir Kamus vücuda getirmek merakına düştüm. Çalışmam bunun içindir” şeklindeki gayreti, Mısır’da bir heyetin böyle bir çalışma yaptığını duyması, Sin harfine, hacimce yarıya kadar, ezberlediği Kamusu ezberlemekten vazgeçmesi ile sona erer. “Emeğinin boşa gittiğini” söyler. (irfan mektebi.com)
Molla Said’in Kubbe-i Hasiyede karıncaların çalışkanlıklarını takdir edip, onların Cumhuriyetçi olduklarını ifade etmesi de ileri hayat safhasında meşrutiyet düşüncesinin yerleşmesi açısından çok önemli bir adım olmuştur. Henüz 15 yaşında olan Molla Said’in medrese eğitimi dışında hiçbir eğitim almadan Cumhuriyet düşüncesine varması araştırılmaya değer bir konu olarak zihinlerde yerini almıştır.
Molla Said’in Kubbe-i Hasiye’deki inzivasını sona erdiren hadise, rüyasında gördüğü Şeyh Abdülkadir-i Geylani’nin talimatı olmuştur. Bu talimatın gereğini yapmak üzere harekete geçen Molla Said farkında olmadan kaderin sevki ile hayat-ı içtimaiyyeye adım atacak, devletin kolluk kuvveti temsilcisi Hamidiye alay komutanı Miran aşiret reisi Mustafa Paşa ile karşı karşıya gelecektir. Ardından Mardin hayatında da yine devletle bir kez daha tanışacak ve Bitlis’e sürgün gidecektir. Garip bir tevafuk Tillo’dan sonra inziva hayatını bu defa Van’da geçirmeye çalışan Bediüzzaman’ı yine devlet inzivagahından alıp, Burdur’a sürgüne gönderecektir.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.