Bediüzzaman'ın 'Kuzca Hatibi'
1888 doğumlu Kuzca Hatibi Hüseyin Aslan ağabeyimiz 26 Haziran 1965 Cumartesi günü vefat etmişti
Ömer Özcan'ın haberi - RisaleHaber
1888 doğumlu Kuzca Hatibi Hüseyin Aslan ağabeyimiz 26 Haziran 1965 Cumartesi günü vefat etmiştir. Isparta’nın Sütçüler İlçesinin Kuzca Köyündendir. Her nasılsa Risale-i Nur’da adı “Hasan Şükrü” olarak geçmektedir. Merhum ağabeyimizi vefatının 46. Yılında rahmetle anıyoruz.
Risale-i Nur’da Kozca Hatibi:
O Kozca Hatibi, Risale-i Nur'la tam alâkadarsa, Sabri benim bedelime ona selâm etsin. (Kastamonu Lâhikası 120)
“Üçüncüsü: Aynı günde ben, at üzerinde seyahata giderken, arkamda bir atlı sür'atle geliyor. İndi, ayağıma üzengiye sarıldı. Tanımadığım bir adam. Dedim: "Sen kimsin? Bu kadar dostluk gösteriyorsun." Dedi: "Ben Kozca hatibiyim." Hâlbuki Kastamonu'da hiç bu namda bir karye bulunduğunu bilmiyordum. Sonra geldim. İki Isparta'lı asker yanıma geldiler. Birisi dedi: "Ben Kozca hatibinden sana mektub getirdim." Bu acib tevafuk bana, bu iki ayrı ayrı vilayette, hem böyle tevafuk etmeleri, Risale-i Nur hizmetinde sadakatla çalışmalarına bir işarettir. Bu münasebetle Sabri, Kozca hatibine benim tarafımdan çok selâm etsin. Onu, has talebeler içinde manevî kazançlara şerik ediyoruz. Hususî mektub yazmak âdetimiz olmadığından, ona ayrıca mektub yazamadığımızdan gücenmesin.” (Kastamonu Lâhikası 254)
Kozca hatibi Hasan Şükrü'nün mektubu beni memnun eyledi; selâm ederim. (Emirdağ Lâhikası 93)
Son Şahidler’de Hüseyin Aslan:
“Kuzca Isparta'nın Sütçüler kâzasına bağlı yirmi kilometre kadar mesafede bir nahiyedir. Emirdağ mektuplarında geçen "Kuzca hatibi Hasan Şükrü'nün esas ismi Hüseyin Aslan'dır. Kendisi l888 doğumlu bir zattı. 26 Haziran l965'te vefat etti.
Kuzca Hatibinin oğlu Hüsnü Yakup Aslan, bize gönderdiği 2l.l2.l983 tarihli mektubunda babası Kuzca Hatibiyle alâkalı olarak şu bilgileri vermektedir:
"Babam merhumun adı, Hacı Hatib Hüseyin Aslan'dır. Sütçüler Kuzca köy imamıydı.
"Babamın yazdığı Nur Risaleleri çok vardı. Pederin vefatından sonra bizim biraderler hepsini yakmışlar. Bu yakmanın sebebi ise; evi basar ve arayıp bizi sıkıntıya sokarlar diye...
"Peder, Üstad Bediüzzaman'la mektuplaşırdı. Barla'ya ve Isparta'ya gider gelir ve Üstadla görüşürlerdi. Vefat ettiği zaman Sağrak köyünün cami avlusuna defnedilmişti.
"Ben Üstad Bediüzzaman'a gideceğim diye haber verir ve veda eder giderdi. Ancak on beş-yirmi gün sonra tekrar geri dönerdi.” (Son Şahitler 1.Cild s. 314)