Bediüzzaman'ın malikiyet-serbestiyet dönemi doğuyor
"Sosyal Kalkınmaya Farklı Bakış" panelinde farklı konular konuşuldu
İbrahim Mert'in haberi:
RİSALEHABER-DİYARBAKIR
İktisatçı ve Star Gazetesi yazarı Dr. Cemil Ertem, Bediüzzaman'ın 100 yıl önce vazettiği malikiyet ve serbestiyet döneminin doğmakta olduğunu söyledi.
Diyarbakır'da düzenlenen, uydu ve internet üzerinden canlı olarak yayınlanan "Sanat, Marifet ve İttifak İçin Sosyal Kalkınma Sempozyumu” ikinci gün oturumlarıyla devam etti. Diyarbakır Valiliği, Dicle Üniversitesi, Risale Akademi ve Akademik Araştırmalar Vakfı işbirliğiyle düzenlenen sempozyumda "Sosyal Kalkınmaya Farklı Bakış" başlıklı ortak paneli gerçekleştirildi.
BEDİÜZZAMAN-ZİYA GÖKALP MUKAYESESİ
Prof. Dr. Gürbüz Aksoy'un yönettiği panelde yapılan konuşmalar şöyle:
Doç Dr. Tarık Şükrü Nişancı, "Kalkınma ve Gelişmede Milliyetçilik: Bediüzzaman-Ziya Gökalp Mukayesesi" konulu sunumunda karşıalştırmalar yaptı farklılıkları anlattı.
"Bediüzzaman ve Ziya Gökalp aynı dönemde yaşadı. Fikirler ileri sürdüler. İmparatorluğun kurtulması için reçete yazdılar. Bediüzzaman İslamcı, Gökalp Türkçü reçete yazdı. Her ikisinin fikrinin 100 yıl sonra daha iyi test edebiliriz.
"Her ikisinde de maddi kalkınmanın gerekli olduğu ön plandadır. Gökalp'e göre bu asır milliyet asrıdır ve din buna göre ikinci plandadır. Artık ümmet yerine millet optimal ölçektir. İslam milliyetle var olacaktır.
"Bediüzzaman milliyetçilik kavramını kullanmamıştır. "Milliyet" ifadesini kullanır. Kökeni islami olduğu için bu kelimeyi tercih etmiştir. Bediüzzaman milliyetçilik anlayışını evcilleştirmiştir. İslam'a dahil, onun dairesi içinde kabul edilebileceğini belirtmiştir. Ona göre milliyetçilik bilimsel olarak çürük bir iddiadır. Çünkü ırkların kökeni bilinemez.
AKIL-NUR-AY, VİCDAN-ZİYA-GÜNEŞ
Prof. Dr. Mehmet Aybak: "Sosyal Kalkınma için Marifet" konulu sunumunda marifetin çeşitli tanımlarını verdi. Bediüzzaman Hazretlerinin "Vicdanın ziyası, ulûm-u diniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecellî eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit, birincisinde taassup, ikincisinde hile, şüphe tevellüd eder" sözlerini açıklayan Aybak, güneşin ışığının kendinden olduğunu ay'ın ise güneşin ışığı ile aydınlandığını belirterek akıl ve vicdanın da buna benzediğini söyledi. Aybak, "aklın nuru ve vicdanın ziyası" ifadesinin akıl ve kalbin birlikteliğini ve birbirini gerektirdiğinin göstergesi olduğunu ifade ederek, "Akıl-Nur-ay, vicdan-ziya-güneş" kavramlarını izah etti.
İnsan vücüdünden örnekler veren Aybak, 150 bin km. damara sahip olan insanın sadece bu tür maddi bahislerle dehşete düştüğünü ama kalp nuru ile birleştirince hayat kazandığını belirterek, insanlık serüveninin "Şu garip ve acip mahluklar nereden geliyorlar, nereye gidiyorlar" gibi dehşetli sorulara cevap arayarak geçtiğini söyledi.
BEDİÜZZAMAN'IN MALİKİYET VE SERBESTİYET DÖNEMİ DOĞUYOR
Dr. Cemil Ertem, "Bediüzzaman'da Serbestiyet ve Malikiyet Kavramı" başlıklı sunumuna "Bediüzzaman Said Nursi, devletin yıllarca hapse atmak için arkasından koştuğu bir isim iken bugün devlet üniversitesinde konuşuluyor" sözleri ile başladı. Ertem, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Avrupa ve Amerika'nın kriz içinde bulunması doğu ve batı eşitliğini sağlayacak. Batının üstünlüğünü sona erdirecek. Doğu öne çıkıyor. Batıda yeni arayış var. Mesela İslamın faizi ve ribayı yasaklayan sistemi öne çıktı.
"Bediüzzaman ecir döneminden sonra malikiyet ve serbestiyet döneminin başlayacağını belirtiyor. Malikiyet devri sömürgenin olmadığı, herkesin katıldığı yeni bir sistemdir. Tekelleşme yerine küçük oluşumların yer aldığı sistemdir. Bediüzzaman'ın 100 yıl önce vazettiği malikiyet ve serbestiyet dönemi doğuyor. Bunlar hemen uygulanabilir kavramlardır. İdeal değil çok somut bir durumdur. Devletçi bir ekonomi değildir. Bediüzzaman'ın formülasyonu açık ve sarihtir. Marks, Said Nursi gibi ekonomik formülasyon ortaya atamamıştır."
Doç. Dr. Aydın Topaloğlu ise "Manevi Kalkınma Felsefesi" başlıklı sunumunda geçmişten günümüze insanlığın arayışlarına dikkat çekti.