RİSALEHABER

Geçtiğimiz günlerde Yeni Şafak’ta yayınlanan bir belgede Bekir Berk’in adının geçmesi büyük tepkilere sebep olmuştu. Bediüzzaman Said Nursi ile Nur talebelerinin ve mazlumların efsane ismi Bekir Berk'e iftira içeren belgeyi inceleyen uzmanlar sahte olduğuna dikkat çektiler.

Günümüz teknolojisiyle sonradan üretilmiş bir evrak

Önce arşiv uzmanlarının açıklamasına yer verelim:

1-Belge olması için sayı numarası olması ve bir kayıt defterine işlenmesi gerekir. Dibinde isim, imza olmaz. İsim, imza varsa sayı ve üst antet bilgileri olmalı.

2-Milli Emniyet Hizmeti’nin ismi 6 Temmuz 1965 tarih ve 644 saylı yasa ile Milli İstihbarat Teşkilatı olarak değişti. Yazışmalar o tarihten itibaren Milli İstihbarat Teşkilatı olarak yapıldı. 1968 yılına ait yazıda ise Milli Hizmet Başkanlığı deniliyor. Arşiv incelemesinde, günümüz teknolojisiyle sonradan üretilmiş bir evrak olduğu ortaya çıktı.

Kişiliği bu olan birisinin yazdıklarına itibar etmek dürüst bir yayıncılık olamaz

Avukat Mustafa Tuncel’in açıklaması ise şöyle:

Belge adıyla yayınlanan kağıt parçalarının, maksatlı bir operasyona malzeme amaçlı olduğu akla gelmektedir.

1 -1958 tarihli belge, yayınlayanları zor durumda bırakacak kadar inandırıcılıktan uzaktır. Zira, 1958’de FETÖ lideri henüz 16 - 17 yaşında rüştünü bile kazanmamış birisidir. Doğduğu Erzurum’dan dışarı çıkmış da değildir. İstanbul’da bir parti toplantısına davet edilmesi,  bu belgeyi kullananların oyuna getirildiğini gösterir.

Herhangi bir CHP’linin veya herhangi birisinin evrakları arasında  kaldığı anlaşılan davetiyenin, sonradan değişik bir kalemle FETÖ liderinin adı yazılarak doldurulduğu anlaşılmaktadır. Hem de, “Rüzgarlı Sokak” denilerek Ankara’daki CHP Genel Merkezinin adresinin, ayrı bir kalemle not edildiği yazılı bir kağıt parçasıdır. Erzurum’dan çıkmamış Fetö liderinin 17 yaşında iken İstanbul’da bir toplantıya böyle bir belge ile davetiye gönderildiğini iddia etmek vasat insanın aklıyla alay etmektir.

Fırıncı ağabey: Bekir Berk'e atılan alçak bir iftiradır

2-(Bekir Berk'in adının geçtiği) 1968 tarihli olduğu söylenen belge, kime yazıldığı ve muhatabı belirsizdir. Kağıdın üstündeki isim ile alttaki imza aynı kişidir. “Nurculukla ilgili Senatoya ihbar geldiği” iddiası, sahte belgeyi düzenlemek veya iftirayı atmak için uydurulmuş bir gerekçedir.  Böyle bir iddia ve ihbar, savcılığa veya emniyete yapılır.  

Yazının altındaki imzanın sahibi, 27 Mayıs darbesinin önde gelen isimlerindedir. Menderes’in idamını tasdik eden Milli Birlik Komitesi üyelerinden birisidir. 12 Mart 1971’den önce darbeciliği sabit olmakla dokunulmazlığı kaldırılmış komiteci eskisidir.  Kişiliği bu olan birisinin yazdıklarına itibar etmek dürüst bir yayıncılık olamaz.