Hüseyin EREN
Bekleme Hızır gelmez
Bir yanımız deprem bir yanımız savaş; korku ve ümit derinliği titreşim içinde. Duran ve yeknesak bir şey yok; toprak ve insan birbirine bakan iki ayna.
Toprak üstü nice şeylere şahitlik etti; insanın ifsadı ve kan dökmesi. Eşyanın hakikati, hadiselerin künhüne varabilmek; hikmet dersleri çıkarabilmek her birinden hatta ayakkabı bağının çözülmesinden bile…
Karun yutan toprak, Firavun boğan su, Semud’u silen ses; kime örnek? Akletmeyenlere, kalbini kullanmayanlara, vicdanını işletmeyenlere değil!
Günün seli, gündemin rüzgarı; bastığımız toprağı, soluduğumuz havayı, gördüğümüz göğü; düşünmekten, tefekkür etmekten, tezekkür etmekten, şükretmekten, hamd etmekten alıkoyuyor, asıl gün, asıl gündemi unutturuyor.
Karar gününü karartıyor.
Gün, gündem de okunacak taze bir sayfa, her gün tazelenen bir sayfa; yok sayılacak, nisyana atılacak bir yaprak değil.
Eşyayı bilen, hadiselerin künhüne varan için!
İlk emir oku!
Kabı, kabiliyeti kadar herkes okumakla mesul ve mükellef… Dünya karanlığı kalbi karartmışsa ne görülecek ne okunacaktır?
Deprem fay hattından ibaret değil, savaş da sudan sebeplerden.
Ne yapılmıştır da kadere fetva verdirilmiştir veya kader bununla neyi hatırlatmak istiyordur? İçimizdeki Hızır niye suskun?
Dinleyen yoksa niye konuşsun ki! Dünya gürültüsü, fani lakırdılar, fena konuşmalar; bekleme Hızır gelmez!
Dinleyene konuşur, anlayana konuşur, anladığını yaşayana konuşur, boş ve boşa atılacak vakti ve kelimesi yoktur.
Kirli ve kibirlilerle konuşmaz o!
Atomun altı ihtizazını, esir denizi dalgalanmasını bırakmadığına göre tecelli devam ediyordur ve deprem, savaş, keder, sevinç defteri de okuma gündeminden düşmeyecektir.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.