Ben TSK'dan eşim MEB'den başörtüyle atıldık
Şahin Akdoğan 28 Şubat sürecinde eşinin başörtüsü sebebiyle YAŞ'ta ihraç edilen bir binbaşı
Risale Haber-Haber Merkezi
28 Şubat sürecinde yaşanan zulümlerin haddi hesabı yok. Bunlardan biri de Şahin ve eşi Fatma Akdoğan. Şahin Akdoğan 28 Şubat sürecinde eşinin başörtüsü sebebiyle YAŞ'ta ihraç edilen bir binbaşı. Eşi Fatma Akdoğan da başörtüsü sebebiyle öğretmenlikten ihraç edilmiş.
Bugün gazetesinden Seda Şimşek'e konuşan Akdoğan ailesi şunları söyledi:
Şahin Akdoğan:
Ne zaman ordudan ihraç edildiniz?
14 Aralık 1998'de, Van Erciş'te görev yaparken, eşimin başörtüsü sebebiyle YAŞ kararıyla görevden alındım.
Daha önce eşinizin başörtülü olmasından dolayı bir sıkıntı yaşamamış mıydınız?
İlk olarak Edirne'den ayrılırken sicilimize, eşimin başörtülü olduğunu, dini duygularım sebebiyle örgütsel faaliyetlerde bulunabileceğime dair bir not düşmüşler. Hopa'da görev yaparken, bir gün Ankara'ya Sıhhiye Orduevi'ne geldik, eşimin üzerinde pardösü vardı, o kıyafetle oraya giremeyeceğini söylediler, eşime "kıyafetiniz çağdaş değil" dediler. Asıl, 1994'de biz Amasya'dayken aile resimleri ile fişleme dönemi başladı. Silahlı Kuvvetler içinde Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) faaliyetlerinin başladığı dönem budur. Bu tespitler yapıldıktan sonra eşlerimiz hiç bir orduevine alınmadı.
İhraçla ilgili yazı geldiğinde ben hastanede tedavi oluyordum. Hastane çıkışında arabamı durdular, aldılar, götürdüler, ilişiğimizi kestiler. "Ayrıldıktan sonra, Silahlı Kuvvetler hakkında konuşmayayım" diye bir yazı imzalatmak istediler, "Siz onu artık subaylarınıza imzalatın, bizim işimiz bitti" dedim, imzalamadım. Başkaları yerime imza atmış. Ayrılıp, Ankara'ya geldik, eşimin tayinini çıkarmak istedik, bu defa da ben atıldığım için eş durumundan tayin konusunda sıkıntı yaşadık. Sonra Ankara'da, hanımı da öğretmenlikten ihraç ettiler. Böylelikle devlet hem beni hem de hanımı atarak en büyük düşmanlarından kurtuldu. Bizleri savunmamızı bile almadan ihraç edenler, kendileri mahkemeden çağrıldıkları zaman hastene köşelerine, yurt dışına kaçtılar.
FATMA AKDOĞAN: BÜTÜN HAKLARIMI GASPETTİLER
Eşinin ihracına neden olduğu için çok ağladığını söyleyen Fatma Akdoğan, yaşanan olaylardan en çok çocuklarının etkilendiğini kaydetti
Siz neler yaşadınız eşiniz Erciş'te görev yaparken?
Kurmay Başkanı'nın hanımı ile biz aynı binada oturuyorduk, bana "git" diyordu, çocuklar var, okulum orada, nasıl gideyim? Tugay Komutanı ile görüştüm, odasında BÇG'den bir yüzbaşı vardı. Bana başımı açmamı söyledi, ertesi gün eşime "Peruk taksın" demiş. İstemediğim bir şeyi zorla yaptırdılar, lojmanlardan servise binerken peruk taktım. Servise binerken BÇG'den gelen yüzbaşı başımı açmış mıyım açmamış mıyım diye orada bekliyor. O 1,5-2 ay kabus gibiydi, kafamda peruk, bana ait olmayan bir şey, sanki açık cezaevinde yaşıyordum. Perukla dalga geçmek için beni çaya davet ediyorlardı.
Eşiniz ihraç edildikten sonra siz de öğretmenlikten mi ihraç edildiniz?
Ankara'ya, Hasköy'de bir okula tayin oldum. Okulda her gün başımı açmamı istediler. Hakkımda soruşturma açtılar, sonra açığa aldılar, daha sonra da zaten meslekten ihraç edildim. Başımız örtülü olduğu için öğretmen arkadaşlar da bizimle konuşmuyordu. Bir gün dersteyken sınıfa bir arkadaş geldi, müdürün dersten çıkmamı istediğini, görevimize son verildiğini söyledi. "Zil çalınca çıkacağım" dedim, biraz sonra tekrar geldi, "Polis gönderecekler dersten çıkmazsanız" dedi. Öğretmenlikten ve memuriyetten uzaklaştırıldım. Dışarıdan emeklilik süremi tamamlayarak emekli oldum.