Hasan TANRIVERDİ

Hasan TANRIVERDİ

Benim gözümle Bitlis -3-

Bitlis'in havasından biraz ayrılıp ilçeleri ziyaret ettikçe bölgenin tarihi ve coğrafi güzelliklerinin farkına varmanın zevkini yaşıyorsunuz. Bitlis bütün ilçeleriyle bir bütün.

(Foto Galeri için TIKLAYINIZ)

Tatvan ilçesi yeni olmakla birlikte, yaklaşık 50 bin nüfusa sahip bir ilçe. Van Gölü'nün kıyısında olması bir Karadeniz ilçesi havasını veriyor. Ahlat ise, hem sahil ilçesi, hem de buram buram tarih kokuyor. Her metre karesinde Selçuklu imzası var. Bütün cami ve kümbetlerin yapısında kullanılan Ahlat taşı Yağmur ve güneş vurdukça daha çok sertleşiyor ve böylece yüzyıllarca yaşayabiliyor.

Ahlat'a ruh veren Abdurrahman Gazi hazretlerinin türbesi, Çevreye manevi bir hava kazandırıyor. Hazreti Ömer zamanında, 641 yılında Ahlat'ı fethetmek üzere görevlendirilen İslâm ordusunda görevlendirilen bu mübarek zat, kuşatma esnasında şehit düştüğü tepeye defnedilmiş. Ben halâ buradayım diyor. İnsanlara Ahlat'ın onun manevi koruması altında olduğunun hissini veriyor.

Ahlat'taki Seçuklu mezarı ve Harabe Şehir ve kümbetler, bu topraklarda yaşayan insanların önemli medeniyetler kurduğunun işaretleri. Hayalen o zaman dilimine gitmek istiyor insan. Bütün mezarlıkları ve eski medeniyet kalıntılarını gördüğümüzde ki duyguları buruda da aynen terennüm ediyorsunuz. Bu topraklarda da,  nice insanlar yaşadı. Sevdiler, sevildiler, savaştılar barıştılar. Zamanın ilahi emirlerine uydular veya uymadılar bilemiyoruz.

Sonunda her fani gibi toprak oldular. Şimdi onlardan geri kalan mezar taşları ve yıkılmış duvarlar. Berzah âlemlerini ise ancak yüce yaratıcı bilir. Yaşayan bizlere bundan büyük ders mi olur?

Adilcevaz da, güzel, şirin bir sahil ilçesi, ilçede ilk göze batan, ceviz ve nar. 1557'de Mimar Sinan tarafından yapılan TUĞRUL BEY (ZAL PAŞA CAMİİ ) 16. Yüzyıl Osmanlı eseri olarak, Külliyesi ile birlikte bütün ihtişamıyla ayakta duruyor. Çok kubbeli camilere ilk örnek olup, 12 kubbeli olarak inşa edilmiş.

İnsanlarla konuşup güncel olan demokratik açılımı sorduğunuzda, insanların gözlerinden umut pırıltılarının parladığını görüyorsunuz. O umut ile aynı zamanda, bu çalışmaların bir duvara toslama ihtimali olur mu diye endişe izlerini görmek de mümkün.

Ancak şunu belirtmeliyiz ki; Aziz Üstad'ın 100 yıl önceki uyarıları dikkate alınsaydı, Bütün bu acılar ve sıkıntıların yaşanmamasıyla birlikte, bu gün demokratik açılım diye bir hadiseyi de konuşmayacaktık. Ülke zamanını ve gücünü, ülkenin kalkınmasına ve gelişmesine ayırabilirdi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.