Berat Kandili fırsatını kaçırmayalım
Haftanın hutbesi...
Risale Haber-Haber Merkezi
BERAT’A YOL ARAMAK
(4 Temmuz çarşamba gecesi Berat Kanilidir)
Dünya bir misafirhanedir. İnsan ise misafirhane olan bu dünyada az duracak bir misafir olup kısa bir ömürde ebedi hayatı için lazım olan şeyleri tedarik etmekle mükelleftir. İnsana ebedi hayatta lazım olan şeyler neler olduğunu öğrenmek istiyorsak bu dünyaya gönderiliş gayemize bakmak yeterli olacaktır. İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti, gayesi bu kainatın Yaratıcısını tanımak ve O’na iman edip ibadet etmektir. Ticaret ve memuriyet için, mühim vazifelerle bu imtihan yeri olan dünyaya gönderilen insanlar, ticaretlerini yapıp, vazifelerini bitirip ve hizmetlerini tamamladıktan sonra, yine onları gönderen Hâlık-ı Zülcelâllerine dönecekler ve Mevlâ-yı Kerîmlerine kavuşacaklar.
Muhterem müslümanlar
Tüccar, bir yıllık kâr ve zarar hesabını yapıp o hesaba göre ticari faaliyetlerini bir düzen içinde yürütmeye dikkat ederse sağlıklı bir kazancı olur. Kâr ve zarar hesabından sonra da bir yıllık yeni bir yol çizer kendine. Daha fazla nasıl kâr yaparım veya niye bu kadar zarar ettim, nerede yanlış bir iş yaptım gibi sorularla kendini bir muhasebeden geçirir. Her yıl tekrar edilen bu hesab-kitab sayesinde ticari hayatımızda istikrarlı ve sağlam bir ilerlemenin temini mümkün olur.
Bu misalin ışığında manevi hayatımıza ve faaliyetlerimize bakalım. Dünya, âhiret hayatının kazanılması için yaratılmış bir manevi ticaret yeri olduğuna göre, o ticaretle ilgili faaliyetlerin de yıllık muhasebeye tabi olması gayet tabiidir. Bu muhasebenin vakti üç ayların içindedir. Berat Kandili ile başlayıp Kadir Gecesiyle biten devreye rastlar.
Bir yoruma göre Kur’an-ı Kerim’in 44. Suresi olan Duhan suresinin ilk ayetlerinde bu geceden bahsedilmektedir. Burada işaret buyrulduğuna göre Yüce Rabbimiz bu gecede kendisine huşu ile yönelen kullarına rahmetini bol bol indirmekte, rızık ve şifa kapılarını açmaktadır. Sevgili Peygamberimiz de bu gece ile ilgili şöyle buyurmuşlardır: “Şaban Ayı’nın 15. gecesini ibadetle geçirin. Gündüzünde de oruç tutun. Çünkü Yüce Allah bu gece dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve kullarına rahmetini, lutuflarını müjdeler: Yok mu tövbe eden, tövbesini kabul edeyim. Yok mu rızık isteyen, rızık vereyim. Yok mu şifa isteyen, şifa vereyim. Yok mu başka isteği olan, ona da istediğini vereyim.”
Ne mutu gönüllerinde bu daveti duyup ona icabet edenlere!
Berat Gecesi’ne ulaşan herkes Cenab-ı Hakkın bu davetinin farkına varıp, “yok mu?” sorusuna, “Ben varım yâ Rabbi” demeli; geçmişine tövbe edip geleceğini güzelleştirmelidir. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır. Çok merhamet edendir.”
Muhterem cemaat
Üç aylara ayrı bir ruh ve mâna içinde giren Peygamber Efendimiz (asm) özellikle Şaban ayına özel bir özen gösterir, başka zamanlarda görülmemiş bir derecede ibadete ve âhiret işlerine yönelirdi. Bu ayın çoğu günlerini oruçlu geçirirken, geceleri de diğer gecelerden çok farklı bir şekilde ihya ederdi.
Bir Berat Gecesinde uyanıp da Resulullah Aleyhissalâtü Vesselamı yanında bulamayan Hz. Âişe kalkarak Efendimizi aramaya başladı. Sonunda Peygamberimizi Cennetü'l-Bakî mezarlığında başını semaya kaldırmış halde buldu.
Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam mübarek hanımına Berat Gecesinin faziletini şöyle anlattı:
"Muhakkak ki, Allah Teâlâ Şâban'ın onbeşinci gecesinde dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve Benî Kelb Kabilesinin koyunlarının kılları sayısınca insanları mağfiret eder."
İşlenen sevaplı amellerin değeri başka zamanlarda on ise, Berat Kandilinde yirmi bindir. Meselâ başka zamanlarda okuduğumuz bir tek Kur'ân harfine on sevap veriliyorsa, bu gecede her bir harfine yirmi bin sevap verilmektedir.
Bu bakımdan tam bir ihlâsla çalışıp ihyasına gayret gösterebildiğimiz takdirde Berat Kandili elli bin senelik bir ibadet hayatının sevabını bir gece içinde bize kazandırabilir. "Onun için elden geldiği kadar Kur'ân ve istiğfar ve salavatla meşgul olmak büyük bir kârdır."
Tek kişinin çalışma ve kazanma gücü maddi hayatta olduğu gibi manevi hayatta da sınırlıdır diyorsak, bunun çaresi vardır. Aynı gayeyi paylaşan ve dünyada aynı maksatla yaşayan mü'min kardeşlerimizle birlikte teşkil ettiğimiz manevi şirket; bize hesabından âciz kalacağımız sonsuz bir manevi serveti kazandırabilir. Üstelik maddi kazançlarda kâr, ortaklar arasında bölünerek küçüldüğü halde mânevi kârda böyle bir şey kesinlikle söz konusu değildir. Çünkü manevi faaliyetler nurludur. Nur ise maddi eşya gibi küçülmez ve bölünmez.
Değerli müminler,
Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam bu gece Rabbine şöyle dua etmiştir:
"Allahım, azabından affına, gazabından rızana sığınırım, Senden yine Sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd etmekten âcizim. Sen Kendini sena ettiğin gibi yücesin."
Bazı mâna büyüklerinin de şöyle bir duası vardır:
"Allahım, şayet ismimi saîdler defterine yazdıysan, orada sabit kıl. Şayet ismimi şakiler defterine yazdıysan oradan sil. Çünkü Sen buyurdun ki, 'Allah dilediğini siler yok eder, dilediğini de sabit bırakır, Levh-i Mahfuz Onun katındadır."
Berat Gecesi beşer mukadderatının programı çizilirken insanlara verilen eşsiz bir fırsattır. Bu fırsatı değerlendirip günahlarını affettirebilen, gönlünden geçirdiklerini bütün samimiyetiyle Cenab-ı Hakka iletip isteklerini O'ndan talep eden ve belalardan O'na sığınan bir insan ne kadar bahtiyardır. Buna karşılık, her tarafı kuşatan rahmet tecellisinden istifade edemeyen bir insan ne kadar bedbahttır.
Bu idrak ve şuur içinde ihya edeceğimiz Berat Gecesinin hepimiz için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Haktan niyaz edelim.
Yazan: Mücahit Aksüt